Dünyada 51 olan ortalama menopoz yaşı Türkiye’de 47 oldu
Türkiye’de ortalama menopoz yaşının 47 olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sevgi Selen, semptomların kişiden kişiye farklılık gösterdiğini, olumsuz etkileri azaltacak hormon tedavisinin de kişiye özel planlanması gerektiğine dikkat çekti.
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sevgi Selen, menopoz kelimesinin son adet kanaması anlamına geldiğini aktararak, 1 yıl boyunca hiç adet kanaması olmaması durumunda kesin menopoz tanısı konulabileceğini söyledi. Menopozun fizyolojik bir süreç olduğunu ifade eden Dr. Selen, “Yumurtalıkların fonksiyonunu kaybetmesi, doğurganlığın sonlanması, östrojen ve progesteron hormonlarının salınımının olmaması ile gerçekleşir. Bu fizyolojik süreç semptomların başladığı perimenopozal dönem ile başlar, menopoz ve sonrasındaki 12 aylık süreç ve ardından gelen postmenopozal dönem ile ilerler. Erken menopoz, doğal menopoz ve cerrahi menopoz olarak sınıflanabilir” dedi.
“İlk bulgular adet düzensizliği ve sıcak basmaları”
Ortalama menopoz yaşının dünyada 51, Türkiye’de ise 47 olduğunu dile getiren Dr. Selen; bu sürecin 45-55 yaş arası hiçbir etken olmadan yaşanmasının doğal menopoz olduğunu, 40 yaşından önce geliştiğinde erken menopoz denildiğini, herhangi bir cerrahi müdahale sırasında yumurtalıkların alınmasıyla gelişmesinin ise cerrahi menopoz olarak adlandırıldığını anlattı. Menopoz yaşının en çok genetik tarafından belirlendiğini ancak ırk, beslenme, doğum sayısı, sigara, ilaç kullanımının da etkili olabildiğini söyledi. Menopozun ilk bulgularının görüldüğü yani perimenopozal dönemin ortalama 2 ila 8 yıl kadar devam ettiğini belirten Dr. Selen; sürecin öncelikli olarak adet düzensizliği ile başladığını, sıcak basmaları, vajinal kuruluk, gece terlemeleri, uykusuzluk, sinirlilik, depresyon ve cinsel isteksizlik ile devam ettiğini dile getirdi. Ayrıca bu semptomların görülme sıklığı ve süresinin kişiden kişiye göre değişiklik gösterdiğini sözlerine ekledi.
"Uzun süre adet olamama şikayetinde gebelik durumu da gözardı edilmemelidir"
21 günden daha sık aralıklarla kanama olduğunda, ara lekelenmeler olduğunda ya da uzun süreli adet olamama dönemlerinde öncelikle jinekolojik muayene yapılması gerektiğini vurgulayan Dr. Selen, “Uzun süre adet olamama şikayetinde gebelik durumu da gözardı edilmemelidir. Aynı zamanda özellikle 1 yıl hiç adet kanaması olmayıp sonraki dönemde gelişen herhangi bir kanama durumunda mutlaka kadın doğum muayenesi yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Hormon tedavisi kişiye özel planlanmalıdır”
Menopozda en sık rastlanan şikayetlerden birinin sıcak basmalar olduğuna dikkat çeken Dr. Selen, şöyle devam etti:
“Sıcak basması sağlığa zararlı değildir. Geceleri olan sıcak basmaları uyku düzenini etkileyebilir, bunun dışında tıbbi olarak zararı yoktur ve her zaman tedavi alınması gerekmez. Ancak kişinin sosyal yaşamını etkilediğinde tedavi kişi özelinde planlanmalıdır. Sıcak basmaları özellikle hormon düzeyindeki düşüşle ilişkili olduğu için hormon tedavileri sıcak basma hissini azaltabilir. Kişinin sağlık durumu tıbbi geçmişi göz önüne alınarak başlanmalı. Kalp ve damar hastalıkları riski, var olan kanser öyküsü mevcutsa ona yönelik tedavi planı yapılmalıdır."
"Egzersiz, kalsiyum, D vitamini desteği önleyici olabilir"
Östrojen hormonunun kemik kütlesinin korunmasında etkili olduğuna işaret eden Dr. Selen; bu hormonun menopoz ile azalmaya başlamasının kemik erimesine neden olabileceğini, bu durumun takibi için de kemik dansitometresi denilen ve kemik yapısı hakkında fikir veren ölçüm yönteminin kullanıldığını ifade etti. Kemik erimesinin önüne geçme konusunda en etkili yöntemin hormon tedavisi olduğunu vurgulayan Dr. Selen, “Ancak hormon tedavisi kişi özelinde ve sağlık durumu gözetilerek başlanabilir. Onun haricinde egzersiz, kalsiyum, D vitamini desteği önleyici olabilir. Ciddi kemik erimesi ve kırık geliştiği takdirde ise tedavi başlanabilir” diye kaydetti.
“Gebelikten korunmaya devam edin”
Perimenopozal dönemdeki gebelik ihtimallerine de değinen Dr. Selen, menopoz öncesi süreçte korunma yöntemlerine devam edilmesini tavsiye etti. Kişinin sağlık durumları göz önünde bulundurularak doğum kontrol hapları, bariyer yöntemler, aylık iğneler, cilt altı implant ve rahim içi araç sistemleri kullanılabileceğini anlattı. Menopoz ve sonrasındaki 1 yıllık adet olmama sürecinin ardından ise cinsel yaşamın herhangi bir korunma önlemi olmadan devam edebileceğini söyleyen Dr. Selen, “Menopoz sonrası yani postmenopozal dönemde vajinal atrofi (yani yeterli östrojen olmaması nedeniyle vajinal doku incelmesi) ve cilt değişiklikleri sebebiyle ilişkide ağrı ve kuruluk şikayetleri nedeniyle cinsel istekte azalma olabilir. Bu durumda vajinal lokal tedavilerden destek alınabilir. Menopoz sonrasında gelişen psikososyal değişiklikler, uyku bozuklukları, kullanılan metabolik hastalıklara bağlı ilaçlar da bu süreci olumsuz etkileyebilir. Ancak durumun kaynağı tespit edilip o yönde destek verilebilir” dedi.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.