Ağrı’dan İsrail saldırılarına kınama
Ağrı’dan İsrail saldırılarına kınama
Ağrı’da cuma namazı sonrası bir araya gelen STK temsilcileri ve vatandaşlar, yaptığı basın açıklaması ile İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını kınadı.
Ağrı Merkez Ulu Cami önünde bir araya gelen STK temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar, İsrail aleyhine sloganlar atarak basın açıklaması yaptı.
Toplanan kalabalık adına basın açıklamasını okuyan Umut Kervanı Ağrı Şube Başkanı Arif Yılmaz, “Terör örgütü İsrail, geçtiğimiz Salı günü içinde binlerce kişinin bulunduğu el-Ehli Arab - Babtits Hastanesini bombalayarak tarihin vahşi katliamlarından birini daha gerçekleştirdi. Bu saldırıda bine yakın kardeşimiz şehit edildi. Rahim olan Rabbimizden şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. On beş gündür tarihinin en büyük yıkım ve soykırımlarından birine şahit oluyoruz. Gazze’de gözlerimizin önünde katliamlar yapılıyor. Bebeklerin, çocukların parçalanmış bedenleri yüreğimizi yakıyor. Bütün dünya siyonist İsrail’in hukuk tanımaz ve had bilmez zulmüne karşı sessiz kalıyor. Bu sessizlik artık katil İsrail’e ikrar mahiyetinde bir desteğe dönüşüyor ve gün geçtikçe zulmünün şiddetini arttırmasına neden oluyor. ABD’nin başını çektiği İsrail destekçisi Batılı ülkeler bu vahşet karşısında da ikircikli açıklamalar yapmış, siyonistleri kınamaktan imtina etmiş, saldırının faili hakkında saptırıcı açıklamalar yapmıştır. Üstelik ABD, soykırımda kullanılan silahları İsrail’e göndermeye devam edeceklerini utanmazca beyan etmiştir. Soykırımcı devlet kendisine verilen şartsız ve kayıtsız desteği fırsata dönüştürmüş ve Salı gecesi bütün dünyanın dehşet verici bir öfkeyle izlediği hastane saldırısını hem de açıkça bir katliam amaçlayarak en yıkıcı füzelerle gerçekleştirmiştir. Yalan haberlerle, dezenformasyonla, algı operasyonlarıyla direnişi karalayan ve soykırımı meşrulaştırmaya çalışanlar, Salı akşamından beri şaşırmış durumdalar. Artık hakikati nasıl örteceklerini bilemiyorlar. Yaşanan vahşetin farkında oldukları için ve bunu dünya kamuoyuna izah edemeyeceklerini bildikleri için inkâr ediyorlar. Oysa bütün dünya İsrail ve destekçilerinin kirli yüzünü bir kez daha bütün çıplağıyla gördü. Buradan açık ve net söylüyoruz. Bu soykırımın ortağı Akdeniz’e gemilerini gönderen ABD’dir, İngiltere’dir. BM Güvenlik Konseyinde katliama arka çıkan, ülkesinde Filistin’e destek eylemlerini yasaklayan Fransa’dır. Hala İsrail’in kendini savunma hakkı vardır diyen Almanya’dır. Asıl ortak, İsrail’e destek açıklaması yapan bütün AB ülkeleridir. Türkiye’yi İsrail’e destek vermeye ve tarafını seçmeye çağırarak tehdit eden Avrupa Parlamentosudur. Bu vahşet Filistin halkı için yeni bir şey değil. İnsanlığın yalnız bıraktığı Filistin bu şok edici katliamları 75 yıldır yaşamaktadır. Aslında sadece bugün değil 75 yıldır bitmeyen bir katliam yaşanıyor. Mescid-i Aksa’nın mahremiyeti 1948’den beri çiğneniyor. Barış şehri olan Kudüs 75 yıldır mahzun. Yerleşimci çeteler her gün Filistinlilerin evlerini ve mallarını gasp ediyor. 16 yıldır boykot altındaki Gazze’de 2 buçuk milyon insan zindan hayatı yaşıyor. Siyonizm’i şımartan, kendileri de soykırım ve kan üzerine kurulu olan Batılı devletler, zalimi mazlum, mazlumu da zalim göstermek için canhıraş bir şekilde ellerinden geleni yapıyor. İsrail’in bu vahşi saldırıları, uluslararası hukuku ve insan haklarını açık bir şekilde ihlal etmektedir. Sivil halkın yaşam hakkı, güvenliği her zaman ki gibi hiçe sayılmaktadır. Bu barbarca saldırılar, Soykırımcı İsrail’in hadsizliğini ve hukuksuzluğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Gazze başta olmak üzere bütün Filistin yıllardır insani krizin pençesinde olan bir ülkedir. İsrail’in bu saldırıları, bölgedeki acıyı, yıkımı ve çaresizliği daha da artırmaktadır. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dâhil olmak üzere; masum sivillerin ölümüne neden olan bu vahşetin sorumluları acilen adalet önünde hesap vermelidir. Maalesef bütün dünya bu katliamlar karşısında gözlerini kapamakta, kulağının üzerine yatmaktadır. Onlar istiyorlar ki Filistin halkı; katliama uğrasa da sussun. Sürülse de itiraz etmesin. Yok edilirken direnmesin. Kutsalları çiğnenirken, hastaneleri, okulları, camileri bombalanırken kaderlerine razı olsunlar. Onlar için Mazlum Filistinli makul Filistinlidir! Direnen Filistinli ise teröristtir! Taş da atsa terörist, slogan da atsa. Oysa buradan bir kez daha ifade ediyoruz ; Filistin’in kendisini bu işgalci ve soykırımcı İsrail’e karşı savunması meşrudur ve desteklenmelidir. Filistin direnişini selamlıyoruz Buradan bütün dünyaya, Birleşmiş Milletler’e, AB’ye, İslam İşbirliği Teşkilatına, bütün İslam ülkelerine sesleniyoruz; Birleşmiş Milletler, İsrail’e yönelik aldığı kararları uygulamalı, bebek katili siyonistler Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalı, uluslararası toplum ve İslam ülkeleri uyku modundan çıkmalıdır. Filistin devletinin kendisini savunabilmesi için askeri yardımlar yapılmalıdır. İsrail’le bütün diplomatik ilişkiler kesilmelidir. İşgal bitmeli, başkenti Kudüs olan bağımsız birleşik Filistin devleti kurulmalıdır. 2 milyar Müslüman ayağa kalkmalıdır. Açık ve net söylüyoruz. Bıçak kemiğe dayanmış, sabır taşı çatlamıştır. Siyonist İsrail döktüğü kanda boğulmalıdır, boğulacaktır. Ama bugün ama yarın! Fethi Mübin yakındır inşallah. Allah’ın izniyle Filistin’in özgürlüğü artık sadece zaman meselesidir. Gün kardeşlerimizle dayanışma günüdür. Gün meydanları doldurma, Filistinli kardeşlerimizin sesi olma günüdür. Bu vesileyle; kardeş Filistin halkının işgale karşı direnişini selamlıyor, dünyanın farklı ülkelerinde Filistin’e destek veren milyonları İsrail’in vahşetine karşı tepki göstermeye ve dayanışmaya davet ediyoruz. Mazlum kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyor, şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza şifa diliyoruz” dedi.
Yapılan basın açıklamasının ardından saldırılarda hayatını kaybedenler için dua ettikten sonra olaysız bir şekilde dağıldı.