Bakan Kirişçi Son düzenlemeyle orman yangınlarında hayatını kaybeden 105 vatandaşımıza şehitlik unvanı verilmiş olacak
Bakan Kirişçi: "Son düzenlemeyle orman yangınlarında hayatını kaybeden 105 vatandaşımıza şehitlik unvanı verilmiş olacak"
Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi, Sakarya’da katıldığı Sakarya Tarım Sektör Temsilcileri Toplantısı’nda, “Ormanlar daha etkin korunacak, ormanlık alanlarda rehabilitasyon çalışmalarımız daha hızla yürütülecek ve sektörümüz gerçekten bu konuda önemli bir kazanım elde etti. Toplam 133 orman yangınlarında hayatını kaybeden insan var. Bunun 105 tanesi kendi vatandaşımız. Geri kalanı bu ülkeye yangınlarda hizmet vermek üzere gelen başka ülkelerin vatandaşları. Bu son düzenlemeyle bu yangınlarda hayatını kaybeden 105 vatandaşımıza, vatan evladına, bu yeşil vatanın, muhafızların koruyucularına şehitlik unvanı verilmiş olacak” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi, Sakarya Valiliği ziyaretinin ardından Sakarya Tarım Sektör Temsilcileri Toplantısı’na katıldı. Burada yapılan ve gerçekleşecek hedeflerinden söz eden Bakan Kirişçi, çiftçinin ve köylünü mağdur olmaması için gerekli çalışmaların yapıldığını söyledi. Kirişçi, "Benim göreve geldiğim günden bugüne 13 ay geride kaldı. Tabii ki öyle bir dönemde göreve geldik ki pandemi bittiği için hepimiz şöyle bir rahat nefes almıştık. İşler herhalde dünya genelinde düzelecek biz de kendi ülkemiz olarak işimize gücümüze bakacağız derken hemen sonrasında Rusya-Ukrayna savaşı patlak verdi. 24 Şubat 2022 şimdi bu sadece iki ülkenin birbirleriyle olan çatışması olmaktan çıktı. Bir global kavgaya, global bir çatışmaya dönüş ve böyle bir çatışmanın sonucunda hatırlayalım. Örneğin buğdayın tonu 445 dolara yükseldi. Bir ton buğday 445 dolara yükseldi. Yine doğal gaz fiyatları ’Ya acaba 4 bin doları görür mü?’ denilirken ona yakın rakamları da doğal gazda gördük. Enerji krizi, gıda krizi, her şey böyle üst üste geldi. Dünya ’Ya ne oluyoruz?’ demeye başladı. Pandemiden sonra bir kez daha buna odaklandı. Ama ülke olarak izlediğimiz doğru politikayla Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir ülkeyi futbol takımı tutar gibi tutmak yerine bu ülkeler her ikisi de bizim için dost ve komşu ülkelerdir dedik. Birini diğerine tercih etmedik ve bu tutumumuz maalesef bu ülkede, bu muhalefet tarafından da o dönemde eleştirildi. Ama kısa süre sonra süreç bizim bu duruşumuzun haklılığını ortaya koydu. Ve biz o duruşumuz sayesinde başvurulan, sözü dinlenilen ve bu konudaki telkinlerine riayet edilen, dikkate alınan ülke olduk. Ve Tahıl Koridoru diye bir koridor işlerlik kazandı. Tahıl Koridoru, adı üzerinde tahıllarla ilgili belki yine gıda ürünleri de vardı. Ama bu koridor aslında eğer başarıya ulaşırsa sadece bu alanda değil tüm alanlarda, her türlü emtia fiyatlarında da bir normalleşmeyi beraberinde getirir mi diye bizi bir düşünceye sevk etmişti. Geldiğimiz nokta itibariyle aynı Türkiye bu Tahıl Koridoru’nun ayak bulmasını sağladı. Birleşmiş Milletler’i yanımıza alarak iki savaşan ülkeyi de masaya oturtarak bu koridorun önce altı ay sonra bir altı ay daha uzatması ve şimdi 19 Mart’tan itibaren de iki aylık uzatmasıyla Hepimiz bir nefes aldık. Bugün buğdayın tonu ne kadar biliyor musunuz? Buradaki maliyetler de dahil, nakliye de dahil 295 dolar. Nereden geldi? 445 dolardan. 445 dolardan 295 dolara geldi. Bu 295 dolar belki zaman içerisinde daha da düşebilir" ifadelerine yer verdi.
"Dünyada diğer ülkelerden ayrıştıran bir çiftçimiz oldu"
Bakan Kirişçi, "O dünyadaki genel seyir devam etmiş olsaydı gübre fiyatları inanın geçen yılki gübre fiyatlarının çeşitlere göre değişmekle birlikte yüzde 3, 5 hatta 10 daha aşağısına gübre fiyatları var. Dolayısıyla bunu şunun için söylüyorum. Bu koridor bir barış koridoruna dönüştü. Her ne kadar bu savaş devam ediyor olsa da barış koridoruna dönüştü ve ülke olarak biz de bundan pozitif yönde istifade etmiş olduk. Çünkü bu dışa bağımlılığınız, enerjide dışa bağımlılığınız, gübrede dışa bağımlılığınız bunların hepsi bizim için bir nefes almayı da beraberinde getirdi. Her ne kadar üretimde, tedarikte bir aksaklık olmamış olsa bile hem de pandemi dönemi de dahil. Üreticimiz, çiftçimiz tarlasında, ahırında, ağılında, kümesinde, bağında, bahçesinde üretmeye devam etti. Ve bizi dünyada diğer ülkelerden ayrıştıran bir çiftçimiz oldu. Her daim olduğu gibi o dönemde de yapan bu ülkenin eli öpülesi üreticileri olmuş oldu" diye konuştu.
"Su fakiri bugün için olmasak bile su zengini olmadığımızı kabul edeceğiz"
Bakan Kirişçi, "Yağışımız olsun ama düzenli yağış olsun. Fakat küresel Isınma, iklim değişikliği. Bunları birer realite olarak bize öğretmeli değerli kardeşlerim. Buradan şunu söylemeye çalışıyorum. Evet sizin 790 milimetre Sakarya olarak siz Türkiye’nin en şanslı illerinden birisiniz. Sizin suyla probleminiz minimum düzeyde. Bir Konya’yı düşünün 250 milimetre uzun yıllar ortalama aldığı yağış miktarı değerli kardeşlerim. Yani sizin yağışın üçte biriniz dolayısıyla bizim bir su zengini ülke olmadığınız, su fakiri bugün için olmasak bile su zengini olmadığımızı, bunu da kabul edeceğiz. Bir başka yönü itibariyle yine Türkiye’de suyu sadece biz kendimiz tutumlu olarak kullanmayacağız, tarım sektörü olarak. Ama aynı zamanda sanayi sektörünün de içme ve kullanma sularında da mutlaka özenli gerekiyor. Yine tarım sektöründe suyun ne kadar önemli hale geldiğini anlatmak için birkaç rakam vermek istiyorum. Bir kilo kırmızı et için 15 buçuk ton su gerekiyor. Bir kilogram peynir için 5 ton su gerekiyor. Yine bizim burada bir kilogram buğday için 1,3 ton su gerekiyor. Yani düşünün şimdi biz bu büyükbaş, küçükbaş, kanatlı vesaire diyeceğiz. Bunlardan da en az su tüketen hangisi ona bakacağız? Yine bitkisel üretimde suyu en az hangi ürünle maksimum verimi alabilirim? Suyu en optimum hangi üründe değerlendirebilirimin hesabını yapmak zorundayız. Bunları yapmadan olmaz. Artık böyle bir dünya var ve böyle bir Türkiye var" şeklinde konuştu.
“Bugün ülkenin nüfusu 85 milyon”
Bakan Kirişçi, “İktidara biz geldiğimizde bu ülkenin nüfusu 65 milyondu. Bugün ülkenin nüfusu 85 milyon. Fazladan 20 milyon var. Düzensiz göçmen vesaire bunların da yaklaşık 4 milyon olduğunu varsayın. 2022’de 15 milyon olan bu ülkeyi ziyaret için gelen turist sayısı bunlar bugün 50 milyonun üzerine çıktı pandemiye rağmen eğer pandemi olmamış olsaydı bugün 65-70 milyonları konuşuyor olacaktık. Bunları da bizim nüfus olarak yine görmemiz gerekiyor. Türk Hava Yolları, milli gururumuz. 122 ülkeye 255 destinasyona uçuyor. Ve bu 255 destinasyona uçarken sadece bizim insanlarımızı getirmiyor. Başka ülkelerin insanlarını da bir yerden bir yere naklediyor. Ve burada bizim Türk Hava Yolları’nın kendi iştiraki olan yemekçilik şirketi marifetiyle burada 185 milyon yolcuyu doyuran da biziz. Yetmez. 2002 yılında 3.8 milyar dolarlık ihracatımız var ama bugün 30 milyar dolara yaklaştık. 30 milyar dolar 2002 yılında tüm Türkiye’nin ihracatının 36 milyar dolar olduğunu dikkate aldığınızda onun tek başına tarım ve gıdayla birlikte gerçekleştireceğimiz ihracat rakamına yaklaştığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
"Artık planlı üretimi hayat geçireceğiz"
Bakan Kirişçi, "Bu ülke her şeyi ithal ediyor diyenlere, onları itham etmek için söylüyorum. Bu ülke üretiyor. 85 milyonu, 4 buçuk milyon düzensiz göçmeni, 50 milyonun üzerinde turisti, 185 milyon bizim ülkemizi de bir hap olarak kullanıp başka ülkelere erişen turistleri uçak yolcularını, artı 30 milyar dolarlık ihracat çerçevesinde de başka ülkelerdeki insanları doyuran bir tarım sektörü var. Bu ülkenin üreticisi üretiyor. Efendim peki ithalat da yapıyoruz. Doğru o da var ama önemli olan ithalatla ihracat arasında net ihracatçı mısınız? Net ithalatçı mısınız? Biz net ihracatçı konumundayız. Ve şu geride kalan 20 yıllık sürede 96 milyar dolarlık ihracat fazlamız var. Dolayısıyla bunları da bilerek bizim bazı adımları atmamız gerekiyor. Evet, Türkiye’de bu nüfus artışından dolayı 2002 yılında kişi başına düşen arazi varlığı dört dekar. Şimdi 2022 sonu itibariyle bu 2,8 dekar artık planlı üretimi hayat geçireceğiz. Bu ülkenin kaynaklarından maksimum düzeyde yararlanma çabası içerisinde olacağız. Suyumuzu dikkate alacağız. Toprağımızın verimliliğine bakacağız. Oradaki iklimsel değerleri esas alacağız. Sanayisi var mı? Yok mu? Bunu mutlaka gözeteceğiz. Ama daha önemlisi bizim olmazsa olmazınız stratejik ürünlerimize öncelik vereceğiz. Nedir stratejik ürün? Koridorun adı niye Tahıl Koridoru? Niye başka bir koridor değil? Ona başka bir isim takılmadı da Tahıl Koridoru denildi. Çünkü tahıl, insan ve hayvan beslenmesi için vazgeçilmez olan stratejik bir üründür. Yine yağlı tohumlar. Ayçiçeğidir, efendim soyadır, kanoladır, pamuktur. Bunlar da yağlıdır. Yağlı bitkilerdir. Bunlar da vazgeçilmezdir. Şeker pancarı. Bizim için vazgeçilmezdir. Et, süt, yumurta. Bitkisel üretimin Hayvansal üretim tarafında da et, süt, yumurta. Kırmızı et, beyaz et. Su ürünleri. Öbür tarafta efendim yumurtaya ait olan. Bunların hepsini de biz stratejik ürün olarak görmek zorundayız. Sütü yeteri kadar üretmek ve yeteri kadar ürettiklerimizden de süt ürünlerini üretmek durumundayız. İşte bu planlı tarım bir devrim niteliğinde. Türkiye Yüzyılı 2023’le başlayan Türkiye Yüzyılı’nda Tarım ve Orman camiası adına bir devrimdir ve bu ülkenin Allah’ın izniyle yeni bir lige çıkmasını sağlayacağız. Bu dünyadaki süper liglerin de üstünde bir lig. Onu da söyleyeyim. Bazı kısımları itibariyle dünyada olmayan düzenlemeler bile şu anda bu mevzuat içerisinde var" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de üç milyon çiftçi var, 40 milyon hissedar var"
Bakan Kirişçi, "Türkiye’de 3 milyon çiftçi var, 40 milyon hissedar var. Üç milyon çiftçi gözüküyor. Kırk milyon hissedar var. Altı yüz seksen altı bin hektar alanda bu alanlar atıl durumda. Bu alanların üretim için kullanılacağını ve bu üretimden de elde edilecek gelirleri gerçekten ülkenin üretim miktarında ülkenin ihracatında, çiftçinin refahında ülkenin tarımsal gayrisafi hasılasında önemli artışlar sağlayacak. Bir sefer tasarrufu, israfı, bunları gerçekleştirmiş israfı önlemiş, tasarrufu da yerinde ve tasarrufu tarım topraklarımızı aktif kullanarak yapmış olacağız" dedi.
"Ormanlar daha etkin korunacak"
Ormanlar hakkında konuşan Bakan Kirişçi, "Klasik tomrukların üzerinde damgalar olurdu. Şimdi artık bunların dijital versiyonları olacak. Ve o dijital versiyonların sayesinde bir tomruk nerede kesildi? Kim kesti? Nereye gidecek? Nereye gitti? Bütün bunların hepsi takip ediliyor olacak. Bu da dijitalleşme adına önemli bir husus. Ormanlar daha etkin korunacak. Çünkü ormandan gelir elde ettiğini düşünen orman köylüsü zaten ilgileniyor. Zaten koruyordu. Daha fazla koruma güdüsüyle içgüdüsüyle hareket etmiş ve buralara sahiplenmiş olacak. Ve ormanlık alanlarda rehabilitasyon çalışmalarımız daha hızla yürütülecek ve sektörümüz gerçekten bu konuda önemli bir kazanım elde ederken arkadaşlarıma sordum. Bizim toplam 133 orman yangınlarında hayatını kaybeden insan var. Bu insan var derken bunun yüz beş tanesi kendi vatandaşımız. Geri kalanı bu ülkeye yangınlarda hizmet vermek üzere gelen başka ülkelerin vatandaşları. Bu son düzenlemeyle bu yangınlarda hayatını kaybeden 105 vatandaşımıza, vatan evladına, bu yeşil vatanın, muhafızların koruyucularına şehitlik unvanı verilmiş olacak. Diğer şehitlerin yararlandığı haklardan bu kardeşlerimizin yakınları da artık yararlanıyor olacak. Zaten onlar şehit ama geride kalanlarınıza da bu payeyi inşallah vermiş olacağız" şeklinde konuştu.