Bakan Soylu: 'Dağdan gelenlerin yüzde 35'i HDP'den gitti'
Teröre, terörizme ve bileşenlerine karşı duruşlarını sürdüren Diyarbakır Annelerinin; ilk defa Nevşehir’de düzenlenen '1. Uluslararası Evlat Nöbeti: Diyarbakır Anneleri Kongresi'nde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bin 200'ün üzerinde dağdan gelenlerle, teslim olanlarla, ikna ile gelenlerle yaptığımız çalışmalar çerçevesinde yüzde 35'i HDP'den gittiğini kendi ifadeleriyle ortaya koymuşlardır" dedi.
Kentte bulunan bir otelde düzenlenen kongrede düzenlenecek oturumlarla; yeni toplumsal hareket, duygusal emek, medya sosyolojisi, aidiyet ve inanç, protest duruş, kadın direnişi başlıkları ele alınacak. Kongrede aynı zamanda PKK'nın kaçırdığı ve istismara uğrattığı çocuklara dair de önemli analizler sunulacağı kongrede konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Tarih bize çok şey öğretiyor, öğretmeye de devam edecek. Bunu hep beraber görüyor ve yaşıyoruz. Aslında çok zor bir dönemden geçtik. Geçen gün Şırnak'ın terörle maruf olan, çok sıkıntılı olarak yıllarca ülkemize meydana okuyan bir vadisindeydim. Hayatımda gördüğüm en ürkütücü yerlerden bir tanesiydi. Terör örgütünün, kahraman evlatlarımız tarafından temizlendiği en son yer olarak nitelendirebiliriz. Elinizi attığınız zaman hemen yerin üzerinden 6 bin 500 kalori kömürün rahatlıkla alınabileceği bir yerdeydim. Bazen bin 500 metrelik yarlar vadiyi girintili ve çıkıntılı hale getirmiş, yüzlerce mağara istediği gibi herkesin saklanabileceği bir alan tesis edilmiş. Tam da Türkiye'yi bu vadi gibi bir koridora sokmak istediler yıllardır. Her birimize dokundular, dokunulmadık tarafımız kalmadı. 'Ben inançlıyım', 'dindarım' diyen insanlara dokundular. Geleneğini, göreneğini, kimliğini, annesi ve babasının öğretisini yaşamaya ve geleceğe aktarmaya çalışan, masumiyetiyle ayakta durmaya çalışan bu milletin her bir birimine dokundular. Pergele Anadolu coğrafyasının sabit ayağını ortasına koyup etrafımızdaki coğrafyayı Anadolu'nun özünü çekip istedikleri gibi diğer ayağıyla 360 derecelik bir eksen çizip istedikleri gibi o coğrafyaları teslim alabilmek için bel kemiğimizi almak istediler. Yıllardan beri bu operasyonu laik - dindar, Türk - Kürt, Sünni - Alevi, köylü - şehirli bütün bunların üzerinden taşımaya çalışan, teslim olmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız" dedi.
"Hürriyetimizi kazandıran ecdadımıza mahcup olmadık. Yenilmedik, ezilmedik"
Terörden arındırılan bölgelerde yapılan yatırımlar hakkında bilgiler veren Bakan Soylu, "Sütaş Fabrikası kuruldu, bugünkü maliyetle 5 milyon TL'lik yatırım. İlk etapta ekonomik olarak dokunduğu kişi sayısı 10 bin. Ama o coğrafyadaki yüzbinlerce aileyle ticari olarak ilişki içerisinde. Şimdi Bingöl'de yaklaşık 600 milyon dolarlık tesis kuruluyor. Sadece bir perde fabrikası, 2 bin kişi çalıştırmak için inşaatının kabasını bitirmiş, bütün iç hazırlıklarını yapmış, oranın ekonomisine katkı koyabilmek için gün sayıyor. Tam 450 bin metrekare Diyarbakır'ın merkezinde Ortadoğu'nun en büyük lojistik merkezini kurduk. Gabar'da kalitesi çok yüksek olan ve Şırnak'ı petrol şehri haline getirmiş olan petrol bulunduktan sonra vızır vızır arabalarla gidip gelmeye başladıktan sonra, Şırnaklı hemşehrilerimizin yüzü güldükten sonra bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız. İkinci alandaki tarama çalışmaları inşallah Mart ayı sonunda inşallah bize başka bir müjdeyi verecek diye bekliyoruz. Sadece bu kadar mı? Elbette ki hayır. İlçelerde dolaşırken 'tekstil fabrikası istiyoruz' diyenler, bizi bu konuda başka bir şeye teşvik ettiler ve inşallah 3-4 ay içerisinde bunu sağlayabilecek bir anlayışı hep birlikte ortaya koymuş olacağız. Terör bu ülkeye çok bedel ödetti. Terörün sadece Doğu ve Güneydoğu'nun geri kalması olarak tahlil edersek belki bir yanılgıyla karşı karşıya kalırız. Hakkari'de 2016 yılında tıp fakültesi kazanan çocuk sayısı 0, 2017'de, 2018'de, 2019'da 0, 2020'de 4, 2021'de 19, 2022'de 26. Terör, sadece bizi birbirimize düşüren bir anlayışı ortaya koymadı, insan kaynağımızı çekip aldı. Ümidimizi, geleceğimizi elimizden çekip aldı. 3 tane terör örgütü söyleyeceğim; bunlardan bir tanesi PKK. Dinsiz bir örgüttür, amacı tektir. Bu ülkenin inanç değerleri ve bu ülkenin birliği üzerine tahribat oluşturmaktır. Bunda da geçtiğimiz dönemde kısmen başarılı olmuştur. Bizim en büyük birlik sebebimiz olan İslam'ı Doğu ve Güneydoğu'dan tasfiye etmek istemiştir. Bunun akıl sahibi Amerika'dır, Batı ve Avrupa'dır. DEAŞ terör örgütü; o da bütün dünyaya İslamiyet'i, Müslümanlığı tam da bizim karşımızda olanların isteyebileceği bütün malzemeleri verebilmek ve meseleyi odağından tamamen ayırıp nefretleştirmek, düşmanlaştırmak ve İslam'ı başkalaştırmak için kurulmuş bir organizasyonun kendisidir. Bugün FETÖ'nün barındığı yer Amerika'dır. DEAŞ'ı dünyanın başına bela eden de Amerika'dır. Bu kadar açık ve nettir. Avrupa bütün bu meselelerin taşıyıcısıdır. Böyle bir yeteneği de söz konusu değildir. 100 yıl önce bize özgürlüğümüzü ve hürriyetimizi kazandıran ecdadımıza mahcup olmadık. Yenilmedik, ezilmedik, mağlup olmadık, Allah'a hamt olsun bugün Ayasofya'nın minaresi gibi başımız dimdik ayaktayız. Bu ülkenin evladı olarak şunu söylemek isterim; olabildiğince ümitliyim. 2023 yılına hep birlikte adım attık. Bizi bu şekilde bu yıla adım attırmamaya çalışanlara karşı başardık. Doğu Akdeniz'de bugün dünyaya rağmen enerji alıyoruz. Çocukluğumuzdan beri bir Karabağ meselesi vardı, bugün Azerbaycan'ın ortaya koyduğu iradeye destek olarak bugün Karabağ meselesi, kalbimize saplanmış bir hançer sökülüp atılmıştır" ifadelerini kullandı.
"Dağdan gelenlerin yüzde 35'i HDP'den gitti"
"Diyarbakır Anneleri kolay bir iş başarmamışlardır. O coğrafyadaki iklimi belki burada bulunan arkadaşlarımız bilemeyebilir; orada bir tek kadının bile ses söyleme kabiliyetinin elinden alındığı baskı iklimini yırtıp atmak kolay bir iş değildir" diyen Bakan Soylu, "Oradaki aile kavramını yok etmek, gelenek ve görenek kavramını yok etmek, aile bağlılığını yok etmek için bütün kabiliyetini ortaya koyan terör örgütü büyük bir baskı oluşturmuştur. Bu baskıyı söküp atmak kolay bir iş değildir. Kadınların dışında hiçbir güç bu baskıyı sökemezdi. 9 yaşındaki evladını kendisinden alıp, Kalaşnikof boyunca boyu olana silah veren bir anlayış kötülük ile tanımlanmayacak kadar aşağılık bir anlayıştır. Bunu destekleyenler de destek olanlar da dünyada sahneye çıkarmak isteyenler de o aşağılık anlayışın en güçlü parçalarıdır. Bir çocuğun en büyük gücü annesinin kucağıdır. 60 yaşına gelsek de annemizin kucağına başımızı koyduğumuz an masumiyetimizi tekrar yakalarız. O anneleri oraya getiren, HDP binası önüne getiren, o binanın önünde annelerin cesaretiyle beraber var eden anlayış bu masumiyettir. Bin 200'ün üzerinde dağdan gelenlerle, teslim olanlarla, ikna ile gelenlerle yaptığımız çalışmalar çerçevesinde yüzde 35'i HDP'den gittiğini kendi ifadeleriyle ortaya koymuşlardır. 'Bizi HDP binasından getirdiler, bizi festivallerden getirdiler, bizi partinin örgüt yapısı içinden getirdiler dağa' diyerek aslında HDP'nin siyasi parti olmadığını, HDP'nin tamamen PKK terör örgütünün siyasal kolu olduğunu ortaya koymaktadır" şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin hazinesinden siyasi partiye aktarılan parayı Murat Karayılan dağıtımını sağlayacak?"
HDP'ye giden parayı Murat Karayılan'ın yönettiğini ve Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin parasına bloke koyduğunu açıklayan Soylu, "Şimdi Anayasa Mahkemesi HDP'nin parasına blokaj koydu. İfadelerden birinde diyor ki; 'Murat Karayılan'ın belirlemediği hiç kimse HDP'ye genel sayman olamaz.' Biz bu ülkede vergi vereceğiz, bu insanlar emek verecek, burada tarım üretecek, insanlar gece sabahlara kadar kamyonları, tırları sürecekler sonra onların verdiği vergilerle birlikte bu ülkenin meşru bir siyasi partisinin genel saymanını Murat Karayılan belirleyecek. Türkiye'nin hazinesinden, maliyesinden bir siyasi partiye aktarılan parayı Murat Karayılan dağıtımını sağlayacak, nereye gideceğini naylon faturalarla o karar verecek, ardından 'siz bunu niçin gerçekleştirdiniz' diye kabahat bulacaksınız. Sonra bu parti siyasi parti olacak, bugün ülkeyi yönetmek isteyen siyasi partilerle eşdeş olarak değerlendirilecek. Bütün siyasi partilere söylüyorum, AK Parti, CHP, MHP, her birine; kendinizi bir terör örgütünün siyasi partisiyle aynı ve eşdeş nasıl görüyorsunuz, aynı çatı altında tanımlanmasına nasıl müsaade ediyorsunuz? Ondan sonra kendi belediyene dağdan geleni terörist olarak değil, ot toplayıcı olarak aldığını söylemek zorunda kalırsın. Bu milletin huzurunda doğruları söylemek zorundayız kim ne derse desin" dedi.
"Terör örgütlerinin oluşturmuş olduğu o iklimi dağıttık, yok ettik"
Bölgede terör örgütünün oluşturduğu iklimi de yok ettiklerinin altını çizen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "'Bu ülkeden bir tek kız çocuğu daha dağa çıkmayacak' dedim. Allah'a şükür galip geldik. Bu ülkede 558 tane çocuğu annelerinden, babalarından koparıp istismar ederek dağa çıkarıyorlardı. Bugün sayı 57'ye düştü, bu kadar basit. Oradan gelenlerin sayısı neredeyse 3 katı kadar. Devletin, annelerin, babaların ikna ederek gelenlerin sayısı. Biz terör örgütlerinin oluşturmuş olduğu o iklimi dağıttık, parçaladık, yok ettik. Şimdi çocuklarımız mühendis, doktor, öğretmen, hemşire oluyorlar. Terör kırmızı çizgimizdir, buna asla müsaade etmeyiz. Annelerimizin ortaya koyduğu iradenin sonuna kadar arkasındayız" diye konuştu.