Bakan Soylu (Kadıköy de bir evde meydana gelen patlama) Patlamayla ilgili terör bağlantısı göremedik

Bakan Soylu: "(Kadıköy’de bir evde meydana gelen patlama) Patlamayla ilgili terör bağlantısı göremedik”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Kadıköy’deki evde meydana gelen patlamayla ilgili yaptığımız bütün çalışmalarda bir terör bağlantısı göremedik. Soruşturma başsavcılık tarafından yürütülüyor. Dün gece itibarıyla konuyla ilgili 30 kişinin ifadesi alındı” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde ‘polis intiharları’ konulu basın toplantısı düzenledi. Burada açıklamalarda bulunan Bakan Soylu, polislere yönelik provokatif saldırıların kasıtlı olarak yapıldığını belirterek, "Son zamanlarda emniyet teşkilatı içinde zaman zaman gerçekleşen intihar vakaları ile ilgili bağlamından koparılmış yorumlarla yeni bir gündem oluşturma çabasına şahit oluyoruz. FETÖ çıkartıyor; çünkü yıllarca polis teşkilatına, yargıya elini sokup, orayı istediği gibi manipüle etmek için bir çabası oldu. 15 Temmuz’dan sonra bu tamamen elinden alınınca yapmak istediği ‘acaba iftira üzerinden ve birtakım olaylar üzerinden bunu sağlayabilir miyim’. Peki bunun yandaşları kimler. Bazı sol müptezeller, FETÖ’cü müptezeller, terör örgütü mensupları. Senaryo net ve açık. En son olarak da intiharlarla ilgili. Hedef çok nettir, Türkiye’nin huzur ve güvenini temin etmeye çalışan polis teşkilatını yıpratmak, fitne oluşturmak” dedi. “Yüksek bir intihar sayısını görünce üç ayrı çalışma hazırlattık” Polis intiharlarını engellemeye yönelik 2016 yılından itibaren çalışma başlattıklarını aktaran Bakan Soylu, “Yapmaya çalıştığı çok açık ve nettir. Polis intiharları meselesinde de FETÖ tarafından başlayan ve hakikaten hepimizi üzen bir olayı farklı bir noktaya çekmek için çabayı görüyorum. 2016 yılında da bakanlığa geldiğimizde bu olaylarla karşı karşıyaydık. 2016 yılından itibaren bu olayı görünce normal vatandaşımızın intihar sayısından daha yüksek bir intihar sayısını görünce üç ayrı çalışma hazırlattık. Şu anda 11 aydır yürüyen bir bilim kurulu da oluşturduk ve çalışmayı sürekli olarak yapıyoruz. Biz bir aileyiz, polis ailesi. Elbette ki ailenin kendi adına yaşadığı heyecanlar, sorunlar, mutluluklar, iyi, sıkıntılı günler olacaktır. Biz bu ailenin sadece ‘işinden istifade edelim, görevlerini yapsınlar sonrasına karışmayalım’ şeklinde bir yaklaşımımız olamaz” ifadelerine yer verdi. “Pandemi sonrasında vaka sayılarında bir artış yaşanmış” Emniyet personel sayısının artışına karşın vaka sayılarında azalış olduğunu belirten Bakan Soylu, “Buna karşılık 1 Ocak-10 Ekim tarihleri arasındaki dönemler kıyaslandığında 2016 yılındaki söz konusu vakaların sayısı 51, 2022’de ise 44 olmuştur. Yani toplam personel sayımız arttığı halde bu vakalarda azalış yaşanmıştır. Tam yıl olarak kıyaslarsak da 2016’da vaka sayısı 63, 2020 yılında vaka sayısı 39’dur. Burada sadece 2021 yılında pandemi sonrasında vaka sayılarında bir artış yaşanmış, diğer yıllardan ayrı olarak 2021 yılının tamamında 89 vaka görülmüştür. 2021 yılının 1 Ocak- 10 Ekim dönemi vaka sayısı 70, bu yıl ise 44’dür. Burada da bir azalma, önceki yılların seviyesine dönüş söz konusudur” şeklinde konuştu. “Vakalar, bu yıl itibarıyla yüz binde 24 civarında” Vakalara ait verilerden de bahseden Bakan Soylu, “2021 yılı hariç genel bir artışın veya artış trendinin olmadığı görülmektedir. Özellikle bir konuyu ifade etmek isterim; teşebbüs ne kadar, iddia ne kadar ve bunun Türkiye ortalaması ne kadar? Türkiye’de meydana gelen intihar teşebbüs olayları yüzde binde 58’den yüz binde 46’ya kadar gidiyor. Polisimizdeki intihar teşebbüsü kaç? Yüz binde 40’larla yüz binde 30’lar arasında. Bu yıl itibarıyla yüz binde 24 civarında. Her olaydan sonra bizim yaptığımız ilk önce teftiş kurulumuzun özellikle intihar konusundaki bir vesileyle nedenlerini burada değerlendirmek. Bu nedenlere baktığımız zaman birinci evlilik çatışmaları ve ailevi sebepler, yüzde 22,5. 4’te 1’i ailevi meselelerden kaynaklanıyor. Son 2-3 yılda sanal bahis, şans oyunları ve kripto para konusunda yüzde 29,3. Bu olayların sebeplerine baktığımızda 2021 ve 2022 olaylarında ilk sırada evlilik çatışmaları ve ailevi sebepler olduğunu görüyoruz. Geçen yıl ve bu yıl toplam 133 vakanın 30’u, evlilik ve ailevi sebeplerden kaynaklanmıştır. İkinci sıradaki sebep, ekonomi sebeplerdir, 39 vaka da bu şekildedir. Buradaki ekonomik sebeplerin detayında ise kripto para ve sanal bahis ve bunlara bağlı kayıplar göze çarpmaktadır. Dördüncü sebep, psikiyatrik rahatsızlıklardır, bunun sayısı 17’dir. Beşinci sebep duygusal sebeplerdir” dedi. “Teşkilatımızdaki psikologlarımız ve üniversitelerimizle işbirliği yaparak bir saha raporu hazırladık” Bakan Soylu, polis intiharlarını azaltmak için yaptıkları çalışmalarla ilgili, ”2016 yılında psikologlarımızla gerçekleştirilen görüşme sayımız 6 bin 328’di, 2021’de bu sayı 150 bin 473 olmuş, bu yıl da halen 92 bin 43 olarak gerçekleşti. 2016 yılından bugüne kadar toplam görüşme sayımız ise 348 bin 666’dır. Öte yandan ‘öğren-fark et-yardım et’ adlı bir proje yaptık. Bu proje kapsamında teşkilatımızdaki psikologlarımız ve üniversitelerimizle işbirliği yaparak bir saha raporu hazırladık ve ruh sağlığı, iletişim becerileri, empati, öfke kontrolü, stres yönetimi, aile içi iletişim, bütçe yönetimi, finansal okuryazarlık gibi konularda eğitimler düzenledik. Tüm illerde vardiyalı grup sistemi ile çalışan birimlerde 12/24 sistemini tamamen kaldırdık, onun yerine 12/36 ve 8/24 sistemine geçtik. Bir kısım polisimiz doğal olarak 9/17 görevi yapmaktadır. Ayrıca personelimizin yıllık izinleri yaz ve kış aylarında olmak üzere iki dönem halinde kullandırılmaya başlanmıştır” ifadelerini kullandı. “Patlamayla ilgili terör bağlantısı göremedik” Bakan Soylu, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kadıköy’de bir evde meydana gelen patlamaya ilgili soruya Soylu şu cevabı verdi: “Binanın içine girilince değerlendirmeler yapıldı. Doğal gazdan olamayacağı konusu ortaya çıktı. 3 kişinin hayatını kaybettiği ortaya çıktı. ‘Özbekler orada bomba imha ediyorlardı’ dendi. Sosyal medyada ilk paylaşımların önemli bir bölümü yüzde 30’u FETÖ’nün, terör örgütünün ‘bot’ hesapları. Olay terör de olabilir, olmayabilir de. Maalesef 1959 doğumlu M.K., yakınlarının ve akrabalarının şizofren hastaları olduğunun söylendiği, bir sol ayağının kesik olduğu ve evinin son 1-1,5 ayda ziyaret edenler tarafından çöp eve döndüğü tespit edildi. Evde metal parçalarının bulunduğu ve evinde toz halinde 1 yıldır havai fişek malzemesi bulundurduğu, kurusıkıdan bozma tabanca bulunduğu, 1980 öncesi aşırı sol örgütlerle de irtibatın olduğu, İsviçre’de bir adam öldürmeden dolayı 2012-2019 yılında Türkiye’de yakalanmış ve ceza almış, kendi kendine yaşayan bir kişiden bahsediyoruz. Yaptığımız çalışmalarda bir terör bağlantısı şu an göremedik. Soruşturma yürütülüyor. 30’a yakın kişinin ifadesi alındı. Patlamaların ardı ardına üç defa olduğu söyleniyor olmasının nedeni hem normal tüp hem de oksijen tüpü patlamış. Biz şu ana kadar bir terör bağlantısı göremedik.” “CHP, kendi siyasi tarihinde olmadığı kadar terör örgütüne ve partisine tahkimat sağlamaktadır” HDP milletvekillerinin polislere yönelik açıklamaları hakkında sorulan soruyu ise Bakan Soylu, şöyle cevapladı: “Sanki PKK bu kadar insanı katletmemiş, küçük çocukları dağa çıkarmamış, sanki HDP’de zaten dünyadaki temel hak ve hürriyetleri savunan parti. Sanki Cemil Bayık’la, Murat Karayılan’la hiçbir alakası yok. Pervin Buldan da orada bir ‘Polyanna’, onun için hayat güzel. Onun için kötü bir devlet var. Bu devletin bütün kötülüklerini ortaya koyan bir polis, jandarma, TSK var. Sanki onlar dünyanın en temiz insanları, Türkiye’nin huzurunu sağlamaya çalışanlarda veya bunların karşısında olanlar da sanki dünyanın en kötüleri. Bunlar bizim aklımızla dalga geçiyorlar. PKK’ya teslim olmuş, esir olmuş. Pervin Buldan, kendisine dağlarda yapılan hareketleri ve muameleleri iyi bilir. Sesini çıkaramaz, ödü patlar. Apo için, bir bebek katili için milletvekilleri çıkacaklar sonra da diyecekler ki, ‘Demokratik siyasete darbe vuruluyor, izin verilmiyor.’ Demokratik siyaset bebek katili Apo ise, anlayışlarının bu olduğu apaçık ortada. Bu konuda bir milim dahi ilerlemelerine izin vermeyiz. Kararımız net ve açıktır. Ömer Öcalan denilen müptezelin söyledikleri de aslında içindekini dışına fışkırtıyor. Kendi aralarında toplanıp, ana muhalefet partisi milletvekilleriyle konuştuklarını, oradan aldığı cesaretle ve şımarıklıkla söylemeye çalışıyor. Bu şımarıklığı bunlara veren de CHP’nin kendisidir. Milletvekilinin tokat atma girişimini sağlayan da CHP’nin kendisidir.” “Eskiden milli ve terör meselelerinde siyasi partilerin ortak bir hassasiyeti olurdu” HDP’yi CHP’nin şımarttığını söyleyen Bakan Soylu, “CHP, kendi siyasi tarihinde olmadığı kadar terör örgütüne ve partisine tahkimat sağlamaktadır. Eskiden milli ve terör meselelerinde siyasi partilerin ortak bir hassasiyeti olurdu. Ana muhalefet partisi ise bu hassasiyeti tamamen ortadan kaldırmış, ‘iktidarın karşısında ne olursa olsun, Türkiye’nin birlik ve beraberliği karşısında ne olursa olsun, HDPKK’nın oylarına talibim, bunu almak için de her şeyi yapmam lazım’ diyen bir anlayışa sahip. Polise, askere, jandarmaya intikam duymalarının sebebi; terör olaylarını engellemek, Türkiye içerisindeki terör örgütü sayısını azaltmak, Pençe-Kilit, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı, Barış Pınarı Harekatı, Türkiye’de istihbaratın, polisin, jandarmanın, TSK’nın büyük bir birliktelik içerisinde hareket etmeleri. Bundan dolayı intikam duyuyorlar. Terör örgütleri bitiyor ama maalesef bu konuda üzülen ana muhalefet partisi, şımartılan ve haddini bilmez sözler söyleyen de HDPKK’nın sözde milletvekilleri” dedi.