Bakan Soylu Tayyip Erdoğan gitsin diye tepiniyorlar. Erdoğan 14 Mayıs tan sonra gelecek, biz de sizin üzerinizde tepineceğiz

Bakan Soylu: "Tayyip Erdoğan gitsin diye tepiniyorlar. Erdoğan 14 Mayıs’tan sonra gelecek, biz de sizin üzerinizde tepineceğiz"
İçişleri Bakanı ve AK Parti İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Süleyman Soylu seçim programları çerçevesinde İstanbul’da ziyaretlerini sürdürüyor. Soylu, seçim ile ilgili açıklamalarda bulundu. Sarıyer İbrahim Cevahir Sosyal Tesisleri’nde Trabzonlu vatandaşlarla bir araya gelen Bakan Soylu büyük bir ilgiyle karşılandı. Ardından seçimle ilgili konuşan Süleyman Soylu, "Öğleden itibaren Diyarbakır’ın Lice ilçesinde bizimkiler teröristleri sıkıştırdılar birini aldılar, üçünün peşindeler. Onlarla iştigal ediyoruz. Neyin sorumluluğunu taşıdığımızı biliyoruz. Dağlarda 3000 kişi vardı. Şimdi bugün bir tanesinin tepelenmesi ile beraber 84 kişi kaldı. Göreceksiniz, Allah nasip edecek 14 Mayıs‘tan sonra Türkiye yüzyılı, Türkiye’nin önüne yepyeni adımlar açacak. Bir. Allah nasip edecek 29 Ekim 2023’te cumhuriyetin 100. yılında bu ülkenin dağlarında kalan 84 terörist sıfır sayısına gelecek ve Türkiye’nin dağlarında bir tek terörist kalmayacak. İki. Yıllardır başımıza bela olan Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de toplu iğne ucu kadar bir tek terör yuvası kalmayacak ve yine göreceksiniz ya Irak gelip kendi ülkesine orada sahip çıkacak ya da ay yıldızlı bayraklarla Ezan-ı Muhammedilerle o bölgenin tamamını şenlendireceğiz. O bölgede Türkiye’ye bir daha tehdit oluşmayacak bir anlayış ortaya koyacağız. Türkiye’de İçişleri Bakanlığına geldiğimde uyuşturucudan ölenlerin sayısı 941’di. Bugün uyuşturucudan ölenlerin sayısı altı yılda üçte birine, 270’e düştü. Bu ülkede trafik kazalarında insanlarımızı kaybettik. Ölen insan yılda 7427’ydi. Son altı yılda yükselmesi gereken trafikteki ölümler 7427’den 5200’e düştü. Son 21 yıldır istikrarımız var diye. Bize Taksim’e cami yaptırırlar mıydı kıymetli hemşehrilerim, bize Ayasofya’yı açtırırlar mıydı kıymetli hemşehrilerim, burnumuzu Doğu Akdeniz’e sokarlar mıydı, burnumuzu Afrin‘e sokarlar mıydı, Kuzey Irak’a sokarlar mıydı, Kuzey Suriye sokarlar mıydı? Gabar Dağı terör ilanınmış bir dağdır. Bugün terör fışkırmıyor. Allah’a çok şükürler olsun Türkiye’nin en büyük petrol rezervi kırıyor oradan. Buna müsaade ederler miydi? Kıbrıs Türk Devleti ediyorum, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demiyorum artık. Orası Kıbrıs Türk Devletidir. Kıbrıs Türk Devletinde kapalı Maraş’ı açık Maraş yapmaya müsaade ederler miydi? Bize hiçbirine müsaade etmezlerdi." ifadelerini kullandı. "Tayyip Erdoğan 14 Mayıs’tan sonra gelecek, biz de sizin üzerinizde tepineceğiz hiç merak etmeyin." Seçim çalışmalarından ve seçim sonrası öngörülerinden bahseden İçişleri Bakanı Soylu, "Bu Selo’yu o gece evinden kuzu kuzu alıp götüren biziz. Biliyorsun değil mi, kuzu kuzu. O ve onun gibileri. Aynı zamanda belediyeler var ya. O belediyelerin hepsi teröre para sağlıyorlardı. Devletin verdiği vergileri mehmetçiğimize kurşun olarak gönderiyorlardı. Sayın Cumhurbaşkanımız beni bir sabah çağırdı. Yeni İçişleri Bakanıydım. ’Ben bu işe tahammül edemem Süleyman’ dedi. ’Bunların hepsini görevden alacaksın.’ Benim istediğim bir göz Recep Tayyip Erdoğan bana verdi iki göz. 2 gün sonra hepsini aldık. Doğu ve Güneydoğu huzur buldu. Paralar terör örgütüne gitmiyor. Milletin yatırımına gidiyor. Şimdi diyorlar ki, 15 Mayıs olacak biz onları yine PKK’ya, HDP’ye vereceğiz. Şu anda bana çok çalışıyorsun, diyorlar. Herhalde Murat Karayılan’dan az çalışacak halim yok, herhalde Cemil Bayık’tan daha az çalışacak halim yok veya Duran Kalkan’dan daha az çalışacak halim yok. Çıkmışlar masanın üzerine, tepiniyorlar. Tayyip Erdoğan gitsin de gitsin diye. Tayyip Erdoğan 14 Mayıs’tan sonra gelecek, biz de sizin üzerinizde tepineceğiz hiç merak etmeyin." şeklinde açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, aile yapısının önemine vurgu yaparak ülkenin ayakta durmasının en önemli meselelerinden bir tanesinin aile kurumu olduğunu dile getirdi. Bakan Soylu, "Vatandaşımız uyurken ben 04.00’te uyuşturucuda kökünü kazıma operasyonuna gidiyorum. Evlatlarımızı gönderiyoruz. Sonra onları bekliyoruz. Selametle geldiler mi diye. Sonra onlarla helalleşiyoruz, tekrar işimize geri dönüyoruz. Tayyip Erdoğan gitsin diyenler, biz aile yapımızın içerisinde değil miyiz kıymetli hemşehrilerim? Allah’ınızı severseniz. Biz memleketimize gittiğimizde bizim memleketi biliyorsun evler biraz birbirine yakındır. Annem aslında Of’tan gitmiş Samsun’dan Bafra’ya. Annem alışmış tabii. Hanım daha alışmamış. Bir gün evde oturuyoruz. Sabah erken yemek yiyeceğiz. Tak diye bizim evin kapısı açıldı. İçeriye birisi girdi. Burada evin kapısına vurmazlar mı, dedi. Bizim köyde evin kapısına kimse vurmaz, dedim. Herkes kendi evinin kapısı gibi girer. Çünkü herkes kendini bir aile görüyor. Herkes kendini bir akraba görüyor. Kendi evi gibi görüyor. Böyle bir anlayış. Biz aile yapısı içerisinde büyüdük. Akraba yapısı içerisinde büyüdük. Aile yapımızı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Amerika’da ve Avrupa’da olduğu gibi kadın kadına evlilik, erkek erkeğe evlilik getirmeye çalışıyorlar. Bu ayıp bir şeydir. Niye? Çünkü bu ülkenin ayakta durmasının en önemli meselelerinden bir tanesi aile yapısıdır. Başka işlerden yapamadılar. Saldırdılar, beceremediler. Şimdi aile yapımızı bir şekilde yok etmeye çalışıyorlar." dedi. "Amerika beni 2 defa istenmeyen adam ilan etti. Yüz bin defa ilan etmezsen sende hatırım kalır." Bakan Soylu konuşmasını şu sözlere tamamladı, "Kıymetli hemşehrilerim. Siz yiğit insanlarsınız. Bizim Karadenizlilerin güzel bir huyu vardır. Horonu dik oynarlar. Onun için şimdi horonu dik oynama zamanıdır. Ben de siyaset hayatım boyunca hiç horonu dik oynamak dışında bir şey yapmadım. Hep dik oynadım. Hiç ürkmedim, korkmadım. Onun için Amerika beni 2 defa istenmeyen adam ilan etti. Yüz bin defa ilan etmezsen sende hatırım kalır. Oradaki mal varlıklarımızı dondurmuşlar. Amerika’da bir malım yok ki. Bir tane malımız var o da FETÖ. Onu da alacağız inşallah. Bizim iddialarımız var. Nizamı alemi biz getireceğiz. Allah nasip edecek. 600 yıllık Osmanlı’nın bize bıraktığı emaneti yeniden canlandırmak inşallah bizlere düşecek. Bunu hep beraber sağlayacağız."