Başkan Yıldız: Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı kurulmalı

Başkan Yıldız: "Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı kurulmalı"
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız, Türkiye’de yaşanan depremler öncesinde gereken uyarıların yapılmasına rağmen önlemlerin yeterince alınmadığını, yaşanabilecek deprem sonrası insan ve ekonomik kaybın büyük olabileceğini söyledi. Yıldız, TOKİ, Emlak Konut, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü gibi merkezi idarelerin yanında, belediye ve il özel idareleri de konuyu sahiplenmeli ve Türkiye’nin afetlere hazır hale gelmesi için acil bir şekilde ’Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kurulması gerektiğinin altını çizdi. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve 11 ili derinden sarsan deprem felaketinin 2’inci yıl dönümünde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Arap levhasının milyonlarca yıldır kuzeye doğru hareket ederek Anadolu levhasını sıkıştırması sonucunda meydana gelen bu depremlerin oluşacağı çok önceden ortaya konulmuş olmasına rağmen büyük bir afete dönüştüğünü açıkladı. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız, "Türkiye’de her yıl önemli kayıplara sebep olan pek çok doğa olayının afete dönüşmesini önlemek için afet riski altındaki alanların sağlıklı ve güvenli yaşam alanları haline getirilmesi, insan odaklı ve afete dirençli kentlerin oluşturulması öncelikli ve acil bir ihtiyaçtır. TOKİ, Emlak Konut, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü gibi merkezi idarelerin yanında, belediye ve il özel idareleri de konuyu sahiplenmeli kısa sürede çözecek tedbirler alınmalıdır. Kendi konutunu yapacak vatandaşlarımıza, hazineye ait arazilerden ucuz arsa üretilerek, gerektiğinde bedelsiz verilmek suretiyle barınma sorununun çözümüne destek sağlanmalıdır. Kırsal ve kentsel alanlarda jeolojik sakıncalı veya fay sakın bantları üzerinde yapı yapılmasına kısıtlama getirilmelidir. Deprem bölgesindeki kentlerde yaşayan vatandaşlarımızın temiz su, temiz çevre ve sağlıklı gıdaya erişimi konusunda ilgili idareler gerekli tedbirleri almalıdır" dedi. Türkiye’nin afetlere hazır hale gelmesi için acil bir şekilde, ’Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kurulması gerektiğini ifade eden Yıldız, "Türkiye’nin tüm gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi afet sonrası müdahale ve iyileştirmeye odaklanan yapıdan bir an önce kurtularak afet öncesi tehlike ve risklerinin azaltılması konusuna odaklanmalıdır. Bu amaçla İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlıkları yıllardır sürdürülen "Afet Risk Azaltma Kanun Tasarısı" ilgili kişi ve kurumların görüşleri de alınarak zenginleştirilmeli ve hızla yasalaştırılmalıdır. Son depremler bizlere, depremin en fazla düşük gelire sahip yoksul vatandaşlarımızı etkilediğini göstermiştir. Depremden sonra, görece ekonomik durumu iyi olan vatandaşlarımız deprem bölgesi dışına taşınarak yeni bir yaşam kurma çabalarını sürdürürken, yoksul kesimlerin ise çadır ve konteyner kentlerde günlük yaşamlarını kamunun dağıttığı yardıma muhtaç ve doğanın zorlu şartları ile mücadele içinde geçirme gayreti içine düşmüşlerdir. Afetlerin neden olduğu yoksulluk ve eşitsizliğin önlenmesi amacıyla AFAD Başkanlığı gerek yaşanan gerekse bundan sonra yaşanacak afetlerin neden olabileceği yoksulluk ve eşitsizlik ortamının önlenmesi için özel araştırmalar yaparak stratejiler ve eylemlilikler geliştirmelidir" dedi. "Erken uyarı sistemleri arttırılmalıdır" Yıldız konuşmasına şöyle devam etti; "Çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin ve afet risk bilgilerinin kullanılabilirliği arttırılmalı, bu kapsamda Afet ve Acil Durum Başkanlığı tarafından deprem, heyelan, tsunami, çığ, yangın, volkanlar, sel ve taşkın, fırtına gibi doğa kaynaklı afetlere ilişkin erken uyarı sistemleri acilen inşa edilerek, ülke insanımızın afet tehlikelerinden korunması sağlamalıdır. Deprem, sel, taşkın, heyelan gibi doğa kaynaklı her bir afet tehlikesi için tekil veya çoklu tehlike haritaları üretilerek mekânsal planlama sürecine entegre edilmesi sağlanmalı, fay zonları üzerinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu belirlenen sakınım bantları ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan havza plan ve raporlarında belirtilen "Taşkın Tehlike Haritaları"ndaki riskli alanlar imar planlarına işlenmeli, bu alanlarda bina ve bina türü yapıların yapılmasına sınırlama getirecek düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Büyükşehir belediyeleri öncelikli olmak üzere ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik-Jeoteknik ve Mikrobölgeleme Etütleri hızla tamamlanarak, bu etütlerin sonuçlarına göre bütünleşik tehlike ve afet master planları hazırlanmalı; afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri ile birlikte uygulanmalıdır."