Çeşme’de sahillerin ücretli hale getirilmesine havlulu tepki sürüyor

Çeşme’de sahillerin ücretli hale getirilmesine havlulu tepki sürüyor
İzmir’in Çeşme ilçesinde bir araya gelen çevre sakinleri, sahillerin ücretli hale getirilmesini havlularıyla protesto ediyor. Bu çerçevede grup, sahile havlu serip, oturma eylemi yaptı. İzmir’in önemli turizm bölgelerinden biri olan Çeşme’de, sahillerin ücretli hale getirilmesine tepkiler sürüyor. Çeşme’nin Gücücek Koyu’nda bir araya gelen çevre sakinleri, bugünde havlularıyla birlikte durumu protesto etti. Çeşme Çevre Platformu Başkanı Dr. Ahmet Güler, sahillerin ve denizin anayasanın 46. maddesine göre halka açık olduğunu, kimsenin sahilleri halka kapatıp yasaklayamayacağını, plajlara girişlerde zorbalıkla para alamayacağını ve sahilleri halka kapatılamayacağını savundu. "Halkın ayağını suya sokması için 500 ila 2 bin 500 arası para tahsil ediyorlar" Birtakım kuruluşlar ve işletmelerin koyları çevirdiklerini söyleyen Çeşme Çevre Platformu Başkanı Dr. Ahmet Güler, “Ellerinde doğru dürüst bir kira kontratları ve hakları da yok. Çoğu yasal olmayan ve hukuksuz bir şekilde hem burada hem yarımadada hem Çeşme’de hem tüm Türkiye’de koyları çevirmişler. Her girenden araç alır gibi çok yüksek paralar istiyorlar. Bugün halkın ayağını suya sokması için sadece Çeşme’de 500 ila 2 bin 500 lira arası bu insanlardan para tahsil ediyor. İçeride harcama yapacakları harcamaları hiç konuşmak istemiyorum zaten. Belediyeye demişiz ki; ‘Bak seni seçmişiz, benim hakkımı koru.’ Yerel yönetimler ve devletimizin bu işin üzerine çok daha ağır bir şekilde eğilmesine, yerel yönetimlerin halkın bu tür plajlara girmesini, engellenmesinin önünde çalışma yapmasını istiyoruz. Çeşme Belediyesinin daha fazla aktif olmasını istiyoruz. Plajlara bu önleri kesilmiş olan yerleri, havlularını seriyorlar ve denize giriyorlar” dedi. “Havlu hareketinde kötü bir şey yok” Havlu hareketinde bir kötülük olmadığını vurgulayan Güler, “Türkiye’de de bu tür hareketin vatandaşın korkmaması gerekiyor. Vatandaşın demesi lazım ki, ‘Burası benim denizim, burası benim kumum, burası benim sahilim’ on kişi de olsalar, Türkiye’nin her yerinde havlularını alıp gidip bu haksız işgal, haksız işgale karşı durmaları lazım ki nitekim bu harekette yayılıyor. Buna istinaden bizim halkımızın da kendi malı olan kumsala, denize, havlu atmaya hakkı vardır her yere” diyerek sözlerini noktaladı. "Bu koyu hiç kimsenin tahrip etme izin vermedik, vermeyeceğiz" Gücücek Koyu’nun doğal kalmasını hakkında da açıklamalarda bulunan Gücücek Koyu Koruma Derneği Başkan Yardımcısı Metin Tasalı, “Büyüklerimize şunu söylüyoruz; burayı ya Kültür ve Turizm Bakanlığı alsın bir işletme kursun ya da belediye alsın. Bu cennet koyu geri alabilmenin mücadelesine başladık. Bu mücadele içerisinde bu işletme tarafından yapılan tüm uygunsuzlukları ortaya koyarak bu koyun tekrar ihaleden iptalini sağladık. Buradaki devlet büyüklerine de bize vermiş oldukları destekten dolayı çok teşekkür ediyorum. Bu cennet koydan kimler yararlanıyor? Bölge halkı yararlanıyor. Çeşme halkı yararlanıyor. Site sakinleri yararlanıyor. Balıkçılar yararlanıyor. Balıkçıları çok önemli bir koy burası; çünkü onların korunma koyu burası. Çeşme’deki birçok balıkçı denizdeki fırtınadan burada korunarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Burada çok fazla deniz canlısı var. Biz korumaya devam edeceğiz. Buraya biz gözümüz gibi bakıyoruz. Bu koyu hiç kimsenin tahrip etme izin vermedik vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.