Çini ustası yetiştirebilmek için 56 yaşından sonra liseye başladı
Çini ustası yetiştirebilmek için 56 yaşından sonra liseye başladı
56 yaşından sonra liseye başlayan Nevin Genç, mezun olup ustalık belgesi aldıktan sonra tutkunu olduğu geleneksel el sanatı olan çinicilik ile girişimci olmayı ve sahip olduğu bilgileri başkalarına aktararak yeni ustalar yetiştirip bu sanata ilgi duyan kadınların hayallerine dokunmak istiyor.
Eskişehir’de 14 yıldır çini sanatı ile ilgilenen Nevin Genç, yaklaşık 3 yıldır El Sanatları Eğitim ve Kültür Derneği çatısı altında bu sanatı öğrenmek isteyen kadınlara eğitim veriyor. Ustalık belgesi alarak eğitimlerine devam etmek ve girişimci olmak isteyen Genç, ortaöğretim mezunuyken 56 yaşından sonra liseye başladı. Çini yapmanın kendisini ve çevresindekileri olumlu yönde etkilediğinin altını çizen Genç, “İnsanların hayallerine dokunmak istiyorum çünkü benim de hayallerime dokunuldu. Şimdiden çevremdekilere örnek olduğumu düşünüyorum. Bu yaşta bu işle meşgul olmam onlar açısından iyi oluyor, onların da yapabileceği yönünde pozitif etki sağlıyor. Onların da buraya geldiğini ya da farklı bir alanda kurslara katıldığını görüyorum o yönden de mutluyum. Çini yapmayı öğrendikten sonra 2 yıl rölyef ve soğuk seramik kursu aldım ve daha sonra çini ile onları birleştirerek bir şeyler yapmaya başladım. Farklı sanatları harmanlayarak ortaya bir ürün çıkardığım için çok keyif alıyor, bu işi daha çok seviyorum. Zaten çiniyi yapabilmek için sevmek gerekiyor. Sevdiğin işi yaparken kendinizden geçip zamanı bile unutuyorsunuz. Benim yaşadığım huzuru bayanlar da yaşasın istiyorum. Kursiyer öğrenciler o huzuru yaşayınca, çok mutlu olup akşam eve gittiğimde keyifli huzurlu bir şekilde uyku çekiyorum” şeklinde konuştu.
“Bu zamana kadar çevremdekileri mutlu etmeye çalışıyordum, artık kendimi mutlu ediyorum”
Çini sanatını öğrenmesiyle hayatının pozitif anlamda şekillendiğinin altını çizen Genç “ Çini yapmaya bir arkadaşımın vesilesiyle hobi olarak başladım. Bu hobiyi çok sevdim, severek yapınca da gerisini getirdim ve yaklaşık 14 yıldır yapıyorum. Çini her zaman hayatımın içinde oldu, nasip olursa böyle de devam edecek. Yapmaya başladığım zaman dünya ile ilişkim kopuyor, huzura gidiyorum gibi geliyor. Tasarıma başladığımda o gün ne hissediyorsam o yolda ilerliyorum, devam eden günlerdeki hislerimle birbirini tamamlayan bir ürün ortaya çıkıyor. Eskiden başımın ağrıması beni çok rahatsız ediyordu, çini yapmaya başladıktan sonra ağrının kalmadığını fark ettim. Yaptığım çinileri internette uluslararası bir ticaret sitesinde ve küçük sergilerde satışa çıkarıp gelir elde etmeye başladım. Çini yaptıktan sonra beni ben olarak tanımaya başladım diyebilirim, bu zamana kadar çevremdekileri mutlu etmeye çalışıyordum artık kendimi mutlu ediyorum. Bunların çoğu çini sayesinde ” dedi.
“Hedefimiz Eskişehir’de olmayan toplumsal bir atölye kurmak”
Eskişehir Odunpazarı İlçesi’nde faaliyet gösteren El Sanatları Eğitim ve Kültür Derneği, el sanatlarına ilgisi olan, farklı el sanatlarında bilgi sahibi olmak isteyen ve edindiği bilgiler ile girişimci olmak isteyen kadınlara desteğiyle öne çıkıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde faaliyete başlayan derneğin başkanı Reyhan Alhan, dernekteki çalışmaların gönüllülük esasıyla yapıldığını ve amaçlarının geleneksel el sanatlarının kaybolmasını önlemek ve el sanatları çerçevesinde girişimci olmak isteyen kadınlara destek olmak olduğunu söyledi. Eskişehir’de atölyelerin bireysel olduğunu ve bilgi paylaşımının sınırlı kaldığının altını çizen Alhan, “Hedefimiz Eskişehir’de olmayan toplumsal bir atölye kurmak. Bu hedef doğrultusunda yaptığımız projede çini, cam ve seramik gibi farklı sanatlar üzerine bir atölye kurmayı planlıyoruz ve kullanılacak olan ürün, malzeme, fırın gibi şeyleri halkın kullanımına sunacağız. Böylelikle birçok insan bu imkânlardan faydalanacak. Eğitimin, çalışmanın ücretsiz olduğu bu dernekte temel amacımız bilgi paylaşımı ve gittikçe büyümek” ifadelerini kullandı.
“Biz diğerlerinden farklıyız”
Geleneksek el sanatlarının yok olma tehlikesi içerisinde olmanın temel sebeplerinden birisinin de tecrübeyi paylaşmamak olduğunu söyleyen Reyhan Alhan, “Ben mesleğimin 30’uncu yılındayım. Artık mesleğin önde gelenlerinden olmuş bir öğretmen olarak bunun insanlara aktarılması gerektiğini düşünüp ne yapabiliriz düşüncesine kapılıp dernek kurmamız gerektiğini anladım. Binden fazla el sanatı çeşidi var, bizler eğitim vermeliyiz ki inşalar bu sanat dallarını bir yerde kullanmalı. Asıl mesela paylaşmak, paylaştıkça çoğalmak çoğaldıkça daha fazla kişiye ulaşmak. Diğer dernekler genelde 1 kişi üzerinden yürüyor, oralarda tek mesleğe odaklanılıyor. Sadece seramik sadece lületaşı gibi tek sanat üzerinde duruyorlar. Burada farklı dallardaki eğitimi aynı anda alabildikleri için insanlar bizi daha fazla tanıyorlar. Eskişehir’de yaklaşık bin kişiye farklı dallarda eğitim verdik, vermeye de devam edeceğiz. Biz diğerlerinden farklıyız, farklı olmamızın sebebi eğitim verme açısından bir hedefimiz ve gönüllülük anlayışımız var” dedi.