Coğrafi işaretli meşhur Sakarya kabağında hasat zamanı

Coğrafi işaretli meşhur Sakarya kabağında hasat zamanı
Türkiye’de kabak denilince ilk akla gelen Sakarya’da bal kabağının hasadı başladı. Şehrin önemli tarım ürünlerinden biri olan ve ekiminin ardından uzun bir yolculuk sonrasında sofralara ulaşan coğrafi işaret tesciline sahip bal kabağı damakları şenlendiriyor. Lezzeti ve büyüklüğüyle ön plana çıkan kabaklar yurt dışına da ihraç ediliyor. Coğrafi işaret tesciline sahip Sakarya bal kabağının hasadı sürüyor. Ekimi, özenle seçilmiş çekirdeklerden yapılan bal kabakları, lezzeti ve büyüklüğüyle ön plana çıkıyor. Bin bir zahmetle yetiştirilen ve ‘beyaz elmas’ olarak da adlandırılan kabakların tarlalardan, sofralara yolculukları başladı. Ekildikten yaklaşık 6 ay sonra tarlalardan kesilen kabaklar, olgunlaşması için bir süre bekletiliyor. Ardından römorklara yüklenen kabaklar önce depolara, daha sonrasında da satış yerlerine ulaşıyor. Usta ellerden geçtikten sonra tatlısıyla damakları şenlendiren; çorba, lokum, marmelat ve reçel çeşitleri ile de sofraları süsleyen kabaklar, yurt dışına da ihraç ediliyor. “Kabaklarımızı, el bebek gül bebek şeklinde yetiştiriyoruz” Kabak üreticisi Salih Özmen, “Sakarya denildiği zaman ilk önce akla bal kabağı gelir. Bal kabağı, Sakarya’nın ‘beyaz elmasıdır.’ Kabağımız, Nisan ayının başında ekilir. Daha sonrasında da Ekim ayı gibi hasadına başlanır. Ekiminden hasadına çok zahmetli ve el işçiliği isteyen bir üründür kabak. Kabaklarımız ilk önce kesiliyor, tefeklerin kuruması için çevriliyor. Tefekler kuruduktan sonra beyaz elmaslarımızı römorklara yüklüyoruz. El bebek gül bebek şeklinde kabaklarımızı yetiştiriyoruz. Bir bebeği elimize nasıl alıyorsak, kabağı da o şekilde yetiştiriyor, sonrasında hasadını yapıp depolarımıza alarak sevkiyatlarımızı gerçekleştiriyoruz” dedi. “Sofraları süslüyor” Kabağın tatlısından, yemeğine birçok çeşidi ile sofraları süslediğine değinen Özmen, “Kabak, Sakarya ile özdeşleşen bir ürün. Devamlı ata tohumu eken de var. Yapamayanlar araştırma enstitüsünden kabak tohumlarını tedarik edip, ekimlerini sürdürüyor. Kabağımız tatlısından, yemeğine birçok çeşidi ile vatandaşlarımızın sofralarını süslüyor. Sakarya balkabağımız coğrafi işaretli. Ekiminden, hasadına el bebek gül bebek işleniyor daha sonrasında damaklarımızı şenlendiriyor” diye konuştu. “Yurt dışına da ihracat yapıyoruz” Sakarya’da, yıllık ortalama 10-12 bin ton kabak üretimi gerçekleştirildiğini söyleyen Salih Özmen, “Sakarya’da yıllık ortalama 3 bin dönüm alana kabak ekiliyor. Yıllık 10-12 bin ton kabak üretimimiz oluyor. İstanbul, Bursa, Ankara gibi büyükşehirler başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerine sevkiyatlarımızı gerçekleştiriyoruz. Yurt dışına da ihracat yapıyoruz, özellikle Almanya ve İtalya’ya gönderiyoruz. Bazen İngiltere’den de isteniliyor. Türkiye’nin en güzel kabağı şehrimizden çıkıyor. Farklı illerde de ekiliyor fakat Adapazarı kabağının lezzetine hiçbiri erişemiyor” şeklinde konuştu. “Kilosu tarladan 6-7 liraya çıkıyor” Özmen, “Üreticilerimizin en büyük sıkıntısı ilk başta işçi, daha sonrasında maliyet kısmında gübre ve mazot. İşçi konusunda yaşadığımız sıkıntı, gençlerimizin köylerden daha çok kolay işlere kaçıp, masa başı iş istemesi. Kabağın kilosu toprak üzerinde maliyet hariç çiftçiden çıkış fiyatı 6 ile 7 lira arasında değişiyor. Toptancı ve tüccarın nakliye ve farklı maliyetleri var onlardan dolayı pazar ile marketlerde bu fiyat yükseliyor. Marketlerde 12-13 TL, pazarlarda ise 15 ile 20 lira arasında değişiyor fiyatlar. Tarlada 6 lira, pazarda 15-20 lira nasıl böyle olabiliyor diye yakınıyor vatandaşlar. Kabağın, tarladan pazara nakliyatı esnasında fiyat farkı oluşuyor. Bu ürün çürüyebiliyor ve çürüyen kısımlarını esnaflar keserek mecburen çöpe atıyor. Bazı durumlarda aldığı 50 kilogram ürünün 25 kilogramını satabiliyor bu sebeplerle fiyat farklı oluşuyor” ifadelerini kullandı.