Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ekim-Kasım’dan itibaren deprem konutlarının teslimatına başlıyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Ekim-Kasım’dan itibaren deprem konutlarının teslimatına başlıyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ana gündem maddelerinin deprem bölgesi olduğunu belirterek, "Bir taraftan yeni deprem konutlarının temelleri atılırken diğer taraftan inşasına başlanan binalar hızla yükseliyor. Ekim Kasım tarihinden itibaren yapımı tamamlanan konutların teslimatına başlıyoruz. Amacımız ilk bir sene içerisinde 319 bin deprem konutunu teslim etmektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kurban Bayramı’nda depremzedeleri ihmal etmediklerini belirten Erdoğan, Kabine üyelerinin, milletvekillerinin, bayramda deprem bölgesinde olduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başta depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay, Adıyaman, Maraş olmak üzere on bir vilayetimizin tamamında ihya ve inşaat çalışmaları şu anda devam ediyor. Yaptığı binalar, altı Şubat depremlerinden alnının akıyla çıkan TOKİ’miz bölgenin yeniden ayağa kaldırılması sürecinde öncü rol oynuyor. Bir taraftan yeni deprem konutlarının temelleri atılırken diğer taraftan inşasına başlanan binalar hızla yükseliyor. Ekim Kasım tarihinden itibaren yapımı tamamlanan konutların teslimatına başlıyoruz. Amacımız ilk bir sene içerisinde 319 bin deprem konutunu teslim etmektir. Bölgede inşa edeceğimiz konut sayısı ise 143 bini köy olmak üzere toplam 650 bindir. Şimdiye kadar inşaat süreci başlayan konu köy evi ve ahır sayısı 180 bini buldu. Evleri yıkılan vatandaşlarımızın çok büyük bir bölümünün gelecek bayramı yeni yuvalarında karşılamasını hedefliyoruz. Hep söylediğimiz gibi giden canlarımızı geri getiremeyiz. Ama maddi kayıplarımızı telafi edecek imkana ve kudrete sahibiz. Tarih boyunca nice badireler atlatmış, nice zorluk gelmiş bir millet olarak Allah’ın izniyle asrın felaketinin de üstesinden geleceğiz. Altyapısı ve üstyapısıyla şehirlerimizi eskisinden daha güvenli, daha canlı, daha dayanıklı hale getirene kadar durmadan çalışacağız. Başkaları ne yaparsa yapsın bizim ana gündem maddemiz deprem bölgesidir. Deprem mağdurları sıkıntılarını çözmektir. Son Adıyaman ziyaretimizde vatandaşlarımızın yolunu keserek açtığı o pankartı asla unutmadık ve unutmayacağız. Depremzedelerimizi iyilik etmeden başa kakan namertlere muhtaç eylemeyeceğiz. Sandıkta milletten yediği tokadı afetzedelerden çıkaran faşist zihniyete rağmen oylarının rengine ve siyasi tercihlerine bakmadan deprem bölgesinde yaşayan tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
"Yol medeniyeti şiarıyla başlattığımız ulaştırma hamleleriyle ülkemize çağ atlattık"
Ulaştırma yatırımlarının her bayramda büyük bir hizmet olduğunun net görüldüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
“Daha önce trafikten ve bozuk yollardan dolayı eziyete dönüşen seyahatler, yatırımlarımız sayesinde artık keyifle yapılıyor. Yol medeniyeti şiarıyla başlattığımız ulaştırma hamleleriyle ülkemize çağ atlattık. Otomobille bir buçuk saat, feribotla 45 ila 60 dakika süren İzmit körfezi geçişini Osmangazi Köprüsü’yle 5 dakikaya indirdik. 1915 Çanakkale Köprüsü’yle boğaz geçiş sürecinin 6 dakikaya düşürdük. Osmangazi Köprüsü 24 Haziran Cumartesi günü 111 bin 770 araç geçişiyle bir rekora daha imza attı. Açılışından itibaren bugüne Osmangazi Köprüsü 70 milyon araç geçişiyle zamandan, yakıttan ve çevreden toplam 1,7 milyar dolarlık tasarruf sağladı. 1915 Çanakkale köprümüzde de önceki yıla göre araç sayısında yüzde 55 oranında artış yakalandı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü günlük ortalama 100 binden fazla araç geçişiyle kamu özel işbirliğinin en güzel örneklerinden biri oldu. Gezi kalkışması ile durdurulmak istenen bu köprünün sayesinde boğaz geçiş trafiği rahat bir nefes aldı. Ankara-Niğde Otoyolu 24 Haziran Cumartesi günü toplam 83 bin 517 araç geçişiyle rekora koşan bir başka projemizdir. Hava yollarımızda da aynı durum söz konusudur. İstanbul Havalimanı’na bayram boyunca günde ortalama bin 517 uçak iniş-kalkış yaparken, günde ortalama 238 bin yolcu bu havalimanını kullandı. 25 Haziran’da ise 1593 iniş-kalkış ile tüm zamanların en yüksek rakamına ulaştık. Dünya çapında birinciliklere doymayan İstanbul Havalimanı, Avrupa’nın en yoğun ve en iyi havalimanı seçildi. Antalya Havalimanı’nda da Kurban Bayramı’nın 4’üncü günü 1188 uçak trafiği ile yine rekor kırdık. Trabzon Havalimanı’nda ise cuma günü 21 bin 117 yolcu trafiğiyle, 12 ülkeye seyahat gerçekleştirildi. CHP Genel Başkanının, ’Buraya uçak mı iner? Ne gerek var?’ dediği, ’Millet yol mu yiyecek?’ diyerek çamur attığı diğer tüm ulaştırma projelerimizde benzer başarıları yakalamanın gururunu yaşıyoruz. Takoz siyasetinin nelere mal olabileceğini yıllar geçtikçe daha iyi anlıyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde bu zihniyeti sandığa gömen insanımızın, 31 Mart 2024 seçimlerinde de bunlara geçit vermeyeceğine inanıyorum."
"Son bir buçuk yılda bunun gibi sayısız örnekle, kışkırtmayla Türkiye’yi zorda bırakmayı hedefleyen art niyetli teşebbüsle karşı karşıya kaldık"
Kurban Bayramı’nda diplomasi trafiğinin arttığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 21 ülkenin lideriyle telefonda görüşerek en tebrikleri kabul ettik hem de ikili konuları ele aldık. Bu görüşmeler vesilesiyle Rusya, Ukrayna Savaşı’ndan Sudan’daki kardeş kavgasının sona erdirilmesine karar küresel güvenliğe dair her mesele Türkiye’nin katkısının daha fazla arandığını ortaya koyuyor. Ülkemiz krizlerin çözdüğünde dengeli, adaletsiz ve güven veren tavrıyla belirleyici rol oynuyor. Ülkemizin öncülüğünde yürütülen, barışı inşa çabalarının önemi günden güne daha iyi anlaşılıyor. Rusya Ukrayna Savaşı bunun en açık ve maalesef en acı örneğidir. İstanbul süreci bu acımasız savaşın sona erdirecek tarihi bir fırsattı. Taraflara onurlu çıkış imkanı sunan bu fırsat değerlendirebilseydi bugüne kadar yaşanan yıkım ve gözyaşı olmayacaktı. İstanbul süreciyle başlayan tahıl mutabakatı ve esir takaslarıyla devam eden diplomatik gayretler maalesef savaş lobisi tarafından engellendi, yıpratıldı. Bunun bedelini de asker gibi on binlerce insan ödedi. Hatta bir dönem Türkiye olarak biz de bu savaş lobisinin hedefi olduk. Ülkemizin dengeli politikadan rahatsızlık duyanlar hükümetimize yönelik çok yoğun baskı uyguladılar. Baskı aracı olarak bizler her zaman olduğu gibi muhalefet partilerini kullananlar karşısına dik durduk. Muhalefetin adayının Rusya ile aramızda kriz çıkarmayı amaçlayan asılsız ithamları bu senaryonun bir parçasıydı. Sadece Türkiye’nin çıkarlarına değil, Türk demokrasisine de zarar veren bu iddialarla ilgili ortaya tek bir somut delil konulmadı. İddialar yalanlandıktan sonra seçim atmosferinde niçin böyle bir provokasyona girişildiğine dair muhalefet cenahından kamuoyunu tatmin edecek, şüphe bulutlarını dağıtacak hiçbir açıklama da gelmedi. Son bir buçuk yılda bunun gibi sayısız örnekle, kışkırtmayla Türkiye’yi zorda bırakmayı hedefleyen art niyetli teşebbüsle karşı karşıya kaldık. Hükümet olarak bunların hiçbirine kulak asmadık. Bölgemizdeki ateşin kıvılcımının Türkiye’ye sıçramasına izin vermedik. Savaşa odun taşımak yerine barışın tesisi için gayret sarf ettik. Halen Rusya ve Ukrayna ile aynı anda görüşen diyalog kanallarını işleten acil sorunlara çözüm önerilerini geliştiren tek ülke biziz. Her iki ülkenin devlet başkanıyla yakın temasımız devam ediyor. Çatışmaları derinleştirme riski taşıyan her olayda inisiyatif alıyoruz. İnşallah bundan sonra da dengeli duruşumuzu muhafaza edeceğiz. Türkiye’nin çevresinde huzuru hakim kılana kadar diplomatik çabalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.