Deprem bölgesinden gelen doktor Meslektaşlarımın depremzede olmasına rağmen nasıl çalıştıklarını gördüm

Deprem bölgesinden gelen doktor: "Meslektaşlarımın depremzede olmasına rağmen nasıl çalıştıklarını gördüm"
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgeye giden Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Mehmet Bülent Balioğlu, yaşadıklarını anlattı. Doç. Dr. Balioğlu "Hekimlerin inanılmaz kendilerinden vererek, deprem mağduru oldukları halde ailelerinin durumunu düşünmeden çalıştıklarını gördüm ve çok etkilendim. Deprem travmalı hastalar bizim meslek hayatımızda gördüğümüz diğer travmalara hiçbir şekilde benzemiyor" dedi. Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat’ta yaşanan 2 büyük deprem 11 ilde büyük yıkımlara neden olurken, yaralıların tedavisi için de birçok doktor bölgeye hareket etti. O isimlerden Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Mehmet Bülent Balioğlu, deprem bölgesinde yaşadıklarına ilgili açıklamalarda bulundu. "Deprem mağduruydu ama çok büyük bir özveriyle çalışıyorlardı" "Soğuk hava şartlarında insanların evlerine giremediğini, araçlarında ve dışarıda ateş yakarak ısınarak geceyi geçirdiklerine tanık olduk" diyen Doç. Dr. Balioğlu, "Malatya’ya ulaştığımızda kurumumuz, ihtiyaç duyulan hastanelere sağlık personellerinin branşlarına, ihtiyaçlara göre dağıttı. Malatya’daki Battalgazi Devlet Hastanesi’ne ulaştığımda oradaki hekim kadrosunun inanılmaz kendilerinden vererek, kendileri de deprem mağduru oldukları halde, ailelerinin durumunu düşünmeden nasıl çalıştıklarını gördüm ve çok etkilendim. Bir şekilde acil, servis hizmetlerini sürdürmeye çalışıyorlardı. Bu benim için çok etkileyiciydi çünkü kendileri de mağdurdu, deprem mağduruydu ama çok büyük bir özveriyle çalışıyorlardı. Benim için etkileyici ve dramatik görüntülerdi. Ama herkes elinden geleni yapmaya çalışıyordu. Hastane çalışanlarına, halen orada görev yapan arkadaşlarımıza gönülden teşekkürlerimi sunarım. Travmatoloji ekibi olarak onların çok büyük bir yükü sırtladığına tanık oldum. Burada etkileyici olan diğer bir şey de oradaki meslektaşlarımın halen ailelerini çok iyi şartlarda güvenli bir ortama istedikleri şekilde yerleştiremedikleri halde hastanelerinde hizmet vermeye devam ettiklerine tanık olmamdı. Bir iş bölümü yaparak orada hem acil hem servis hem de ameliyat hizmetlerini sürdürülmesi konusunda yardımcı olmaya çalıştık. Çam Sakura Şehir Hastanesi’ne bölgeden hasta sevki olduğunu görünce ben ilerleyen saatlerde bu tarafa dönme ihtiyacı hissettim" dedi. "Deprem travmalı hastalar, diğer travmalara hiçbir şekilde benzemiyor" Bölgede gördüklerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Balioğlu, "Gerçekten ilk anda en büyük insanı etkileyen şey; bir hekim olmanın ötesinde bir insan olarak mağduriyetin boyutlarını gördük. Çünkü insanlar yakınlarını kaybetmişti. Bu çok üzücüydü, çocuklar, büyükleri, yakınları olmadan gelebiliyor. Depremden kurtarılmış olarak ya da bir yetişkin hastamız yakınlarını kaybetmiş olarak tek başına gelebiliyordu. Bu ayrı bir üzücü durumdu. Aynı zamanda bu insanların hepsi bir şekilde hem psikolojik hem de fizyolojik olarak travmanın etkisi altındaydı. Deprem travmalı hastalar bizim meslek hayatımızda gördüğümüz diğer travmalara hiçbir şekilde benzemiyor. Çok farklı şekilleriyle karşılaşıyorsunuz. Ayrı bir bilgi birikimi ve eğitim gerektiren hasta grubu bu hastalar. Bir ekstremitesinde kolunda, bacağında yaralanma ile karşınıza çıkabildiği gibi tüm vücudunu etkileyen, aynı zamanda o kişinin kan dolaşımını, vücut dinamiğini, nörolojik açıdan her fonksiyonunu etkileyen bir travma şekliyle karşımıza çıkabiliyor. O açıdan baktığımız zaman deprem yaralanmaları, deprem travmaları çok çok dikkatlice değerlendirilip ilk anda belki ağırlıkla travmaya uğrayan bölgeye odaklanılabilir ama klinik durumunu değerlendirip titiz bir yaklaşımla tedavi etmeyi gerektiriyor. Biz sadece bir yerinin ezildiği ya da tramvaya uğradığı gözüyle bakmıyoruz. Onun hem psikolojik hem fizyolojik olarak her açıdan ciddi bir travmaya maruz kaldığını göz önüne alıp sanki bir yoğun bakım hastasıymış gibi çok ayrıntılı bir şekilde analiz edip ilk müdahalelerimizi de ona göre yapıp hastanın daha sonra yaşayabileceği komplikasyonları önleyici bir yaklaşımla tedavi etmeye çalışıyoruz. Ciddi bir hasta yaralanma spektrumu var. Yani bu üst ekstremitelerde uzuv kaybından ya da basit kırıklardan derin yaralar ve buna bağlı dolaşım bozuklukları veya ekstremite kayıplarına, alt ekstremitelerde de benzer şekilde uzuv kayıplarına kadar gidebilen ciddi yaralanmalar karşımıza geldi. Deprem sürecinde kliniğimize 210 civarında hasta başvurdu. Bu hastalarımızın halen 120’si tedavisi yatarak sürdürülmekte. Burada yaklaşık 90 hastamız da tedavisi bitirilip taburcu edildi. Ancak bu hastaların takip ve tedavisi halen taburcu bile olsa yakın biçimde takip edilmekte ve sürdürülmekte” ifadelerini kullandı.