Diyarbakır dan Amerika daki öğrencilik yaşamına

Diyarbakır’dan Amerika’daki öğrencilik yaşamına
Dünyanın sayılı üniversitelerinden Harvard ve Brown’dan tam burslu kabul alınca adlarını duyuran Diyarbakırlı Dicle, Seyit ve Nehir, şimdilerde memleketlerinden kilometrelerce uzaklıktaki Amerika’da, hayallerine doğru emin adımlarla hızlıca ilerliyor. Kısa sürede yeni yaşamlarına alışan gençler, başarı hikayeleriyle Türkiye’nin Amerika’daki gururları olmayı başardı. Türkiye onları, geçen yıl, Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Kampüsü Fen ve Teknoloji Lisesinde okurken, her yıl dünya genelinde yüzbinlerce adayın öğrenci olmak için başvurduğu, siyaset ve ekonomi dünyasından önemli isimleri mezun eden Amerika’daki Harvard ve Brown üniversitelerinden tam burslu kabul almalarıyla tanıdı. Başarı hikayeleriyle ülke gündemine oturan gençlerden Nehir Toklu Harvard Üniversitesi Organizmik ve Evrimsel Biyoloji Bölümü, Dicle Ezgi Ekinci yine Harvard Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü, Seyit Metin Barut ise Brown Üniversitesi Bilgisayar Bilimi Bölümüne tam burslu olarak girmeye hak kazandı. Eğitim öğretim döneminin başında Diyarbakır’dan 8 bin 702 kilometre uzaklıktaki Amerika’ya giden üç genç, kariyerleri yolunda üniversite eğitimlerine başladı. Şimdilerde idealleri doğrultusunda çeşitli eğitimler alıp yoğun bir çalışma temposuna giren gençler, yeni okul ortamlarına ve yaşamlarına da kısa sürede alıştı. “Çok mutluyum” Gençlerden, amacının akademisyen ve bilim insanı olmak olduğunu dile getiren Dicle Ezgi Ekinci, “Şu anda dünyanın en iyi üniversitelerinden Harvard’da laboratuvar deneyimine dayalı araştırma dersleri almaya çalışıyorum. Aynı zamanda farklı alanlardan da (ekonomi, arkeoloji) dersler alarak deneyimimi zenginleştirmeye çalışıyorum. Burada olmak çok güzel ancak başta ailem olmak üzere Türkiye’yi de özlüyorum. Kültürümüzü, yemeklerimizi pek çok şeyi. Bu yüzden tatillerde Türkiye’ye gelmeye çalışıyorum. Bahçeşehir Koleji’nin lisedeyken bana sağladığı dil eğitimi, İngilizcemi geliştirmem açısından çok önemliydi. Onun dışında özel robotik tarzı dersler, çok farklı beceriler geliştirmemi sağladı. İdeallerim doğrultusunda çalışmaktan çok mutluyum” diye konuştu. “Brown, çok özel bir yer” Öğrencilerden Seyit Metin Barut ise “Şu an ikinci sınıftayım ve aynı zamanda üniversitede araştırma asistanı olarak çalışıyorum. Kariyer hedefim, lisans eğitimim bittikten sonra bilgisayar sistemleri ve makine öğrenmesi üzerine yüksek eğitimimi tamamlamak. Ardından akademi çalışmaların yanı sıra sektörde de bir süre çalışmak. Brown Üniversitesi, benim için çok özel bir yer, burada çok değerli arkadaşlar edindim ve çok önemli profesörlerle çalışma, onlardan ders alma imkanı buldum. Amerika’da okumanın en büyük avantajlarından biri akademik özgürlük. Burada alanımla ilgili derslerin yanında istediğim herhangi bir bölümden sanat, antropoloji, nörobilim gibi farklı dersler alabiliyorum” dedi. “İlgileri doğrultusunda çalışsınlar” Türkiye’de aile, ev ve arkadaşlarının dışında en çok özlediği şeyin yemekler olduğunu, Amerika’daki yemeklere alışmada hayli zorlandığını söyleyen Barut, “Yurtdışında eğitim konusunda okulumun gelişmiş bir kültürü var. Lise boyunca bu hedefimize yönelik çalışmalar yaptık. Robotik turnuvaları, konferanslar gibi. Ardından danışman öğretmenlerimizin de büyük emekleri ve yardımları ile başvurumuzu gönderdik ve kabul aldığımız için çok mutlu olduk. Amerika’da okumak isteyen öğrencilere tavsiyem, hazırlanmaya erkenden başlamaları ve ilgileri doğrultusunda çalışmalar yapmaları” şeklinde konuştu. “Mutlu olduğumu bilmeleri beni mutlu ediyor“ Gelecekte araştırma alanında kalmayı planladığını dile getiren Nehir Toklu ise “Amerika’da ve bu kadar farklı alanlarda çalışan farklı kültür ve deneyimlerden gelen insanların olduğu bir yerde olmak çok güzel. Okulda hem alanımla ilgili hem de başka alanlara katkı sağlayacak dersler alıyorum. Türkiye’yi ve ailemi çok özlesem de burada olduğum için mutlu olduklarını bilmek beni de mutlu ediyor. Diyarbakır’dan mezun olduğum Bahçeşehir Kolejinin bana en büyük katkısı, tanıştığım insanlar ve öğretmenlerimin desteğiydi. İleride Amerika’da okumak isteyen öğrencilere tavsiyem burasının sistemini iyi anlamaları ve ellerinde kendilerini herhangi bir alanda geliştirmek için fırsatları varsa çekinmeden birçok deneyim edinmeye çalışmaları” dedi. BAU Global Başkanı Yücel’i gururlandıran buluşma Dicle, Nehir ve Seyit ile beraber yine Diyarbakır ve İstanbul’daki Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liselerinden mezun olup MIT, Harvard ve Brown üniversitelerinden kabul alıp eğitim gören Cem Arda Tepe, Ege Kabasakaloğlu, Berkin Binbaş, Pir Servan Tutşi ve Roza Kavak, Amerika’da çeşitli ziyaretlerde bulunan BAU Global Başkanı, aynı zamanda Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) Yönetim Kurulu Başkanı olan Enver Yücel ile bir araya geldi. Boston’da mezun öğrencileriyle buluşmaktan büyük gurur ve memnuniyet duyduğunu dile getiren Yücel, “Eğitim kurumlarımızla geleceğin değişim liderlerini yetiştirmek için büyük çaba sarf ediyoruz. Büyük gurur duyduğum mezun arkadaşlarımız da geleceğin liderleri olacaklar. Daha yaşanabilir bir dünya ve insanlık için çalışacaklar. Bizim en büyük değerimiz mezunlarımız. Mezun gençlerimizle ne kadar övünsek azdır, dünyaya ve insanlığa faydalı olacaklarına inancımda tamdır” diye konuştu. “Kendimi bolca geliştirme fırsatı buluyorum” Buluşmaya katılan öğrencilerden Amerika’da seçkin bilim insanlarını yetiştiren MIT’de (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) eğitim gören Berkin Binbaş ise birçok imkana kavuştuğunu dile getirerek, “Hayallerimin peşinden koşarken kendimi bolca geliştirme fırsatı buluyorum. Burada öğrenmek istediğimi en iyi hocalardan, en iyi şirketlerden öğrenme imkanına sahibim. Amerika’ya okul için geleli 2.5 yılı geçti. Günlük hayatımın çoğunu öğrencilik hayatı ve okul işleri işgal ediyor. Derslerden araştırmaya, asistanlıktan üyesi olduğum roket takımına kadar MIT hayatıma hükmediyor. Muhtemelen doktoramı da Amerika’da yapacağım fakat kesin olarak hangi dalda olacağına henüz karar vermedim. Ancak elimden geldiğince fizik, matematik ve bilgisayar bilimi dallarında genel olarak kendimi geliştirmeye çalışıp doktora ve kariyerim için en doğru kararı vermeye çalışıyorum. Bunları yaparken belki klasik olacak ama Türkiye’den önce ailemi ve arkadaşlarımı sonrasında da yemekleri özlüyorum. Zamanında kolejimin bana sağladığı en önemli avantaj, bir konuyu kendi kendine disiplinli bir şekilde araştırabilme ve öğrenebilme becerisi oldu. Lisede yaptığımız olimpiyat çalışmalarının özellikle buna büyük katkısı oldu. Amerika’ya gelmek isteyen öğrenciler, hayallerinden asla vazgeçmesinler, hep hedefleri doğrultusunda ellerinden geleni yapsınlar. Sonuç ne olursa olsun, sonuçtan ziyade bu yolda çabalarken öğreneceklerinin kendileri için en değerli katkı olacağını ve geleceklerini şekillendirmede önemli rol oynayacağını düşünüyorum” dedi.