Dünyada her yıl 1,5 milyon çocuk ishalden hayatını kaybediyor

Dünyada her yıl 1,5 milyon çocuk ishalden hayatını kaybediyor
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte özellikle çocuklarda ishallerde büyük artışlar olurken, uzmanlar aileleri uyardı. Prof. Dr. Şanlıay Şahin, "Dünyada her yıl 1,5 milyon çocuğun ishalden hayatını kaybettiğini belirterek, "Her çocuk yılda ortalama 4 kez ishal atağı geçiriyor. İshal geçiren her 10 çocuktan biri hastaneye yatırılarak tedavi ediliyor. Bir aydan süren ishallerde altta yatan bir hastalık olabilir, onun için ileri tetkik ve tedaviler uygulanmalıdır" dedi. Çocukların ölüm nedenleri arasında ikinci sebep olan ishal, bugünlerde yeniden artmaya başladı. Her yıl olduğu gibi yaz aylarıyla birlikte ishal vakalarında artışlar yaşanırken, uzmanlar özellikle aileleri uyardı. İshalle birlikte kusma, ateş gibi ek rahatsızlıkları olan çocukların acilen en yakın sağlık kuruluşuna getirilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, hastalıktan korunmanın en önemli yolun ’hijyen’ olduğuna dikkat çekti. "Her yıl 1,5 milyon çocuk ishalden dolayı hayatını kaybediyor" İshalle ilgili açıklamalarda bulunan Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı eğitim görevlisi Prof. Dr. Şanlıay Şahin, bulaşıcı hastalıkların dünyada en önemli ölüm nedenlerini oluşturduğunu söyledi. Dünyada her yıl 1,5 milyon çocuğun ishallerden dolayı hayatını kaybettiğini vurgulayan Şahin, “Çocuklardaki ishal maalesef ki ölüm sıralamasına baktığımız zaman en sık görülen ikinci ölüm nedeni olarak halen önemini korumaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü ishali bir günde 3’den fazla sulu dışkılama olarak tanımlıyor. Sadece anne sütüyle beslenmekte olan bebeklerde annenin bize ifadesi çok önemli. Son verilere göre her çocuk yılda ortalama 4 kez ishal atağı geçiriyor. Yaz aylarında bu oran ciddi manada artıyor. İshal geçiren her 10 çocuktan biri hastaneye yatırılarak tedavi ediliyor” diye konuştu. "El hijyeni çok önemli" İshalin oluşmasında bazı nedenler olduğunu kaydeden Şahin, “Özellikle tuvaletten sonra el hijyeni çok önemli. Bu kurala uyulmaması, yıkanmamış sebze ve meyveler, kontamine gıdaların ve suyun tüketilmesi sonucunda maalesef ki ishal bulaşıyor. Bağırsakta suyun ve besinlerin emilimi sırasında mükemmel bir denge var. Bu dengenin bozulması da ishale yol açıyor. Burada risk faktörleri önemli. Tabi prematüre bebekler daha hassas oldukları için ishale daha meyilliler. Anne sütüyle beslenmeyen bebekler ishale daha çok yakalanabilir. Yine biberon ve emzik kullanan çocuklar meyilli. Kreş, okul gibi kalabalık ortamlarda olan çocuklar daha çok ishal oluyor. Pişmiş yiyeceklerin oda sıcaklığında bırakılması bu durumla karşı karşıya kalınmasına neden olabiliyor. Temiz olmayan olmayan suyun kullanımı ve iyi yıkanmamış sebze ile meyvenin tüketilmesi de ishale yol açıyor” şeklinde konuştu. "Bir aydan fazla süren ishallerde, ileri tetkik ve tedaviler uygulanmalıdır" İshalleri 3 şekilde sınıflandırdıkları dile getiren Şahin, “Genelde çocukluk çağı ishalleri hızla başlarlar, ani gelişirler ve 14 günden kısa sürerler. Biz bu ishallere akut ishal diyoruz. Bu ishaller önlenebilir ve aşısı mevcut. Eğe 14 günden daha uzun ishal sürüyorsa bunlara persistan ishal diyoruz. Bu genelde yetersiz tedavi sonucunda bunu görmekteyiz. Tabi yaş, beslenme şekilleri ve çevre faktörler ile buna eşlik eden başka bir enfeksiyonun da olması da ishalin uzamasına neden olabiliyor. Kronik ishal de bir aydan fazla süren kompleke ishallerdir. Bu tür durumlarda altta yatan bir hastalık olabilir, onun için ileri tetkik ve tedaviler uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı. İshale bazı durumlarda kusmanın da eşlik ettiğine vurgu yapan Şahin, “Bu durumlarda vücutta maalesef sıvı kaybı oluyor. O ciddi seyirli hastalıkta sıvı kaybıyla beraber ilerliyor. Bizim bunu tanımamız gerekiyor. Özellikle anneler bebeklerini iyi gözlemeli. Bu tür durumlarda hemen uzmanlara başvurulması gerekir. Hele ki dalgınlık, uyku hali gibi bir şey başladıysa en yakın çocuk acile başvurulmalı. Tedavide ilk önce o vücudun sıvı dengesini kurmamız gerekiyor. Daha sonra ishalin türüne göre tedaviye başlamamız gerekir. Bizim en büyük beklentimiz tabi hastalık başlamadan, koruyucu önlemler almalıyız. Alacağımız basit ama önemli tedbirlerle bu tür hastalıklarla karşı karşıya kalmayız” diyerek sözlerini tamamladı.