Ev hanımı kadının örnek azmi: Açık öğretim ile ortaokul ve liseyi bitirdi, 2 kitap yazdı

Ev hanımı kadının örnek azmi: Açık öğretim ile ortaokul ve liseyi bitirdi, 2 kitap yazdı
Kastamonu’da yaşayan 40 yaşındaki kadın, açık öğretim ile lise mezunu olup iki tane kitap yazdı. Azmi ile örnek olan Hikmet Pencereci, üçüncü kitabında Kurtuluş Savaşı’nda yaşanan bir hikayeyi satırlarına taşıyacak. Kastamonu’da yaşayan 40 yaşındaki ev hanımı Hikmet Pencereci, ailesi tarafından ailesi tarafından okula gönderilmediği için eğitimini açık öğretim ile tamamladı. İlkokulu bitirdikten sonra okula gidemeyen Pencereci, küçük yaşlardan itibaren hayalini kurduğu yazarlık için ortaokul ve lise eğitimini açık öğretimden tamamladı. Okuma ve yazma becerilerini kendi çabasıyla geliştiren Pencereci, babasına olan sevgisini anlatan şiirler yazmaya başladı. Yazdığı şiirleri biriktirmeye başlayan Pencereci, evlendikten sonra da yazma hayalinden kopamadı. 2018 yılında çok istediği ancak gerçekleştiremediği öğretmenlik hayalinin hikayesini yazmaya karar veren Pencereci, iki yıllık bir uğraşın ardından yaşadıklarını ve hayallerini kitap haline getirdi. Pencereci, yazdığı kitabı bastırabilmek için de ev çiçekleri yetiştirip semt pazarlarında sattı. Biriktirdiği parayla ilk kitabını yayımlayan Hikmet Pencereci, ilk kitabı yayımlandıktan sonra, 2,5 yıllık bir çalışma ile ikinci kitabı olan “Fırtınalı Kasım"ı yayımladı. Gerçek bir hikayeden esinlenerek yazdığı ikinci kitabından da olumlu dönüşler ve eleştiriler alan Hikmet Pencereci, üçüncü kitabı için çalışmaya başladı. Hikmet Pencereci, üçüncü kitabını da Balkan ve Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale’de en çok şehit veren illerin başında gelen Kastamonu’da Kurtuluş Mücadelesi sırasında yaşanan gerçek bir hikayeyi yazmak istediğini söyledi. “Çocukluktan itibaren yazmaya olan aşkım kitaplarımla sonuçlandı” Yazma isteğinin küçük yaşlardan itibaren başladığını söyleyen Hikmet Pencereci, “Bu isteğimin doğrultusunda ilk kitabımı 2021 yılında ’Kaderin İzi’ adıyla bastırdım. Daha sonra ise bu yıl çıkardığım ’Fırtınalı Kasım’ isimli kitabımla tekrar okurlarımla buluştum. Yazmanın herkes için farklı yanı var, kimisi duygusunu şarkı söyleyerek kimi yazarak kimi resim kimi dansla anlatır. Benim de çocukluktan itibaren yazmaya olan aşkım kitaplarımla sonuçlandı ve ben bu sonuçtan çok memnunum. Yazmanın belirli bir zamanı yok, kendinizi ne zaman yazmaya hazır hissediyorsanız o zaman yazarsınız. O duygu bana ne zaman geliyorsa mutlaka yazarım. Kitaplarımın basılmış halde okuyucularıma ulaştığını görmek beni çok mutlu ediyor” dedi. "Yazma aşkı bitmeyen bir duygu" İlk kitabını çıkartmak için 2018 yılında çalışmalara başladığını belirten Hikmet Pencereci, “Kitabın hikayesini oluşturmam 2 yıl kadar sürdü. 2021 yılında da ilk kitabım olan ’Kaderin İzi’ okurlarla buluştu. Ardından 2,5 yıl gibi bir aradan sonra 2023 yılında da çalışmalarına başladığım ’Fırtınalı Kasım’ isimli kitabımı çıkarttım. Bu yazma aşkı bizler de hiç bitmeyen, ölmeyen bir duygu. Kitaplarım okundukça çok mutlu oluyoruz. İkinci kitabımız, gerçek bir hayat hikayesinden uyarlandı. Kitabımızda herkesin kendisinden bir parça bulabileceği, hayatın içinden oluşturduğumuz bir kitap” diye konuştu. “Fırtınalı Kasım isimli kitabım gerçek bir hikayeden oluşuyor” “Fırtınalı Kasım” isimli kitabın gerçek bir hayat hikayesinden oluştuğunu söyleyen Hikmet Pencereci, “Ben bu hikayeyi duyduğumda çok etkilenmiştim. Aslında kitabımızın sonunda karakterimiz ölüyor. Bu hikayeyi yazarken çok içime dokundu, bunun sonu böyle bitmemeli diye düşündüğüm için ufak bir dokunuş yaptım. Hikayemizin konusu yine bir kadın karakter. Aslında kitapta bağlılık, sevgi, ihanet ve başarıya giden yoldaki tasları görüyoruz. Emeğin, mücadelenin, alın terinin, doğruluğun ve dürüstlüğün bizlere kapılarını nasıl açacağını ya da aksini düşündüğümüz zaman ihanetin, yalanın, yanlış kararlarımızın bizleri nereye götüreceğine dair bir hikaye oluşturduk” şeklinde konuştu. “Çocukluğumda küçük küçük şiirler yazıyordum, şimdi roman yazıyorum” Yazma isteğinin küçük yaşlardan itibaren devam ettiğini söyleyen Pencereci, “Çocukluğumdan beri yazmak hayalim hep vardı. Çocukluğumda küçük küçük şiirler yazıyordum. Daha sonra bu şiirlerim hikayelere, hikayeler romanlara dönüştü. Küçük defterlere karaladıklarımı büyük defterlere geçirmeye başladım. Defterden sonra ajandalara notlar almaya başladım. Yazma benim hayalim olduğu için ben de kendi hayalimi gerçekleştirmek için kendi kendime adımlar attım. Kitaplarımın yanı başımda durmalarından dolayı çok mutluyum. Ben ev hanımıyım. Günlük sosyal hayatım bulunuyor. Burada yaptığım bir takım işlerim oluyor. Kendi ailemizin içerisinde kendimize göre işlerimiz oluyor. Sürekli çeşitli kurslara katılıyorum. Kendimi her gün geliştirmeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı. "Diğer kadınlara da ilham oldum" Yazma isteği ya da yeteneği olan kadınlara ilham olduğunu belirten Pencereci, hayallerden vazgeçilmemesi gerektiğini belirterek, “Ben kitabımı çıkarttıktan sonra duyanlar olmuş, beni arayanlar oldu. Senelerdir içerisinde bastırdıkları yazma isteği, yeteneği olan hanımlar, tebrik ettiler. Onlar da bu saatten sonra harekete geçip kendi hikayelerini gerçekleştireceklerini söylediler. Bunlar benim için çok güzel duygular. Kendi çevremde gönüllere dokunmak, güzel bir şeylere aracı olmak çok hoşuma gidiyor. Başka kadınlara da ilham olduk. İlk kitabım yayınlanınca haberlere çıktım. Bu haberleri okuyanlar da bana ulaşıp hem beni tebrik etti hem de kendi duygularını bastırdıklarını söylediler. Benden de fikirlerimi aldılar. Kitaplarımı okuyucularımızın okuduğunu görmek beni çok mutlu ediyor. Kitabımızı alan, kitabımızı okuyup yorumlayan, elden ele ulaştıran herkese teşekkür ediyorum. İyi tepkiler alan hikayelerin güzel yerlere gelmesini temenni ediyorum” dedi.