Feci şekilde darp edilen doktor dehşet anlarını anlattı: Kemiklerim kırıldı
Feci şekilde darp edilen doktor dehşet anlarını anlattı: "Kemiklerim kırıldı"
Kocaeli’de bir aile sağlığı merkezine gelen hasta ve yakınları tarafından darp edilen doktorlardan Ahmet Murat Kazan, 2 hekim arkadaşını korumaya çalışırken elinde kırık oluştuğunu ifade ederek, "Cuma günü yaşanan elim olayda ’Polis çağırın’ yakarışıma karşı ensemden tutarak ’Bana polis falan işlemez. Sen benim ne kadar büyük olduğunu bilmiyor musun?’ diyen sağlık teröristinin yüzüne, ’Sen kanundan büyük değilsin’ diye haykırdım" dedi.
Körfez Fatih Aile Sağlığı Merkezi’nde 6 Ekim günü meydana gelen olayda, N.T. ile oğlu O.T., doktor Serdar Erişti’yi darp etti. Olayı ayırmaya çalışan Ahmet Murat Kazan ve Yılmaz Sarıkaş isimli iki doktor da N.T. ile O.T. tarafından darp edildi. Olay sonrasında hastaneye kaldırılan 3 doktor tedavilerinin ardından taburcu oldu. Polis ekiplerince yakalanan N.T. çıkarıldığı adli makamlarca tutuklanırken, eşi G.T.’ye ev hapsi verildi. Firari O.T. ise aranıyor.
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi, Marmara Bölgesi Tabip Odaları ve Kocaeli Tabip Odası yaşanan olayın ardından Kocaeli Şehir Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Doktorlar ellerindeki pankartlar ve sloganlarla sağlığa şiddeti protesto etti. Basın açıklamasına CHP Kocaeli Milletvekili Muhip Kanko, Kocaeli Barosu Başkanı Mehmet Gül, TTB Merkez Konseyi üyesi Kazım Doğan Eroğulları ve sendika temsilcileri de katıldı.
"Yılmaz ve Serdar’ı sağlık magandalarına karşı savunmaya çalışırken kemiklerim kırıldı"
Yaşadığı dehşet anlarını anlatan doktor Ahmet Murat Kazan, "Cuma günü Yılmaz ve Serdar’ı sağlık magandalarına karşı savunmaya çalışırken kemiklerim kırıldı. Doktor Yılmaz Bey ile farklı dünya görüşlerinden olmamız, ne benim onu savunmama ne de onun beni savunmasına engel olmadı. Çünkü biz mezun olurken bir ant içtik. O anda uygun olarak birbirimizi kardeşimiz olarak bilerek, birbirimizi savunmaya tereddüt etmedik. Son nefesimize kadar da kardeşlerimizi savunmaya devam edeceğiz. Doktor Yılmaz az kalsın bahsettiğim son nefesi veriyordu, neyse ki daha alıp verecek nefesi varmış. Şükür ki hastalarına nefes olmaya devam edeceğiz. Türk tabipleri olarak toplumumuzda sıkça görülen, ölüme ve sakatlığa sebep olan ve bu nedenlerle önemli bir halk sağlığı sorunu olarak gördüğümüz şiddet hastalığının her türlüsüne karşı mesleğimizin gereği olarak mücadele ediyoruz ve mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
"’Bana polis falan işlemez, sen benim ne kadar büyük olduğunu bilmiyor musun?’ dedi"
Şüpheliler ile aralarında geçen diyaloğu anlatan Dr. Kazan, "Cuma günü yaşanan elim olayda ’Polis çağırın’ yakarışıma karşı ensemden tutarak ’Bana polis falan işlemez. Sen benim ne kadar büyük olduğunu bilmiyor musun?’ diyen sağlık teröristinin yüzüne, ’Sen kanundan büyük değilsin’ diye haykırdım. Bunun neticesinde de hayalarıma darbe yedim. Bizler yine de kendini hukuktan, kanunlardan üstün görenlere karşı, ’Sen kanundan büyük değilsin diye’ haykırmaya devam ettik. Cuma günü Doktor Yılmaz boğulmak istendi" diye konuştu.
"Şiddet yüzünden artık seni muayene edecek, sana tedavi uygulayacak doktor bulamıyorsun"
Karamsarlığa kapılmadığını söyleyen Dr. Kazan, "Cuma günü yaşanan vahşetin hemen ardından bitkinlik, vücudumdaki ağrılar ve yorgunluk ile soluklanmak için ASM bekleme solundaki sandalyelerden birine attım kendimi. 40 yaşlarında bir beyefendi yanıma geldi. Başta ’Geçmiş olsun’ diyecek sandım fakat ’Şimdi benim ilacımı kim yazacak?’ dedi. Karşılığında ’Az önce doktor az kalsın boğularak can veriyordu. Kendine gelemedi. Ben hadi yazayım desem sana bu elle nasıl ilaç yazayım’ diyerek kırık elimi gösterdin. ’Birinin yazması gerek ama bu kadar insanı mağdur etmeye hakkınız yok’ dedi. Hayır sevgili vatandaşım, biz seni mağdur etmedik. Bizi mağdur ettiği gibi seni de mağdur eden şiddetti. Sen o gün şiddet yüzünden ilacını yazdıracak doktor bulamadın. Lütfen sevgili vatandaşım lütfen anla artık. Şiddet yüzünden artık seni muayene edecek, sana tedavi uygulayacak doktor bulamıyorsun. Ne olur anla artık, sen bana diyemedin ama ben sana diyeyim ‘Geçmiş olsun, ne olur artık geçmiş olsun’. Tüm bu yaşamda olumsuzluklara rağmen ben umudumu yitirmedim, çünkü benim örnek aldığım baş öğretmenim ’Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim’ diyerek bana ümitvar olmayı öğretti. Kendisine minnet borçluyum" şeklinde konuştu.