Güneş enerjisinin geleceği ASO’da ele alındı
Güneş enerjisinin geleceği ASO’da ele alındı
Ankara Sanayi Odası (ASO) ev sahipliğinde gerçekleştirilen Güneş Enerjisi ve Enerji Depolama Semineri’nde güneş enerjisi ve enerji depolama uygulamalarındaki teknolojik gelişmeler, şebeke entegrasyonu, mevzuattaki düzenlemeler ve finansman modelleri ele alındı.
Ankara Sanayi Odası (ASO) ile Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) iş birliğinde düzenlenen "Güneş Enerjisi ve Enerji Depolama Semineri" ASO’nun ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor.
Güneş enerjisi ve enerji depolama uygulamalarındaki teknolojik gelişmeler, şebeke entegrasyonu, mevzuattaki düzenlemeler ve finansman modellerinin ele alınacağı seminere, ASO Başkanı Seyit Ardıç, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkan Yardımcısı Hacı Ali Ulutaş ve GENSED Başkanı Tolga Murat Özdemir’in yanı sıra firma yöneticileri, temsilcileri ve ASO üyeleri de katıldı.
GENSED Başkanı Özdemir burada yaptığı konuşmada, elektrikli araçların günden güne insanların hayatında önemli rol oynadığını belirterek, “Eylül ayı sonu itibarıyla inanılmaz ölçüde 40 bin adedi geçti elektrikli araçlar. Yılsonunda herhalde 70 bini bulacak diye düşünüyoruz. Yerli ve milli otomobilimizin de yollara çıkması ile birlikte bu büyüklükler yaşanıyor. 2024’ün sonunda tahminimize göre 250 bini bulacak yollardaki elektrikli araçlar. Bu güç olarak tamamıyla belki 2024 değil ama 2030’larda ülkemizin şebekesini zorlar durumda olabilir. Bunu engellemek için de güneş enerjisi, dağıtık yapısıyla birlikte çok önemli bir rol oynayacak. Bunlar işin elektrikli araç tarafı. Bunun yanında da sınırda karbon vergisi uygulamasının ölçüm anlamında ekim ayının başında başlaması ve 2025’in birinci ayından itibaren önemli dört sektörde uygulamaya geçmiş olması yenilebilir enerji yatırımlarının önemini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Özdemir, 23.’sünü düzenlenen söz konusu seminerleri, Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediklerini hatırlatarak, “Ama geçen yıldan itibaren yanına depolamayı da kattık. 2018 yılında daha hiç depolama kullanılmazken bir derneğimizde bunun tüzüğünü yazdık. Depolamayı, güneşimiz hiç batmayacak diye lanse ettik. Güneş ve rüzgarı, özellikle alternatif enerji kaynağı olmaktan çıkarıp baz enerji kaynağı yapmak için tek çare enerji depolama” dedi.
“2019’a kadar 7 bin 500 megavat olan lisanssız güneşin şu anda 35 bin megavata yaklaşması, doğru bir iş yaptığımızın yansıması”
EPDK Başkan Yardımcısı Hacı Ali Ulutaş ise konuşmasında, EPDK’nin “sektör olarak sırtımızı güçlü esen rüzgara verecek, yüzümüzü de her daim güneşe döneceğiz” mottosuna vurgu yaparak, “Türkiye’nin gücüne güç katacağımızı zaten sizin de bilen bir sektör olarak neler başarabileceğimizi biliyoruz. Enerji sektörümüze baktığımız zaman son 5-6 yılda enerji sektörümüzün odak noktalarından en önemlisi güneş olmuştu. Rüzgar da bunun beraberinde güneşin açmasıyla rüzgar da arkasından gelmişti. Hem lisanssız tarife metodunun değişmesi hem de depolamalı lisans sürecinin başlaması ile GES yatırımı için enteresan iş modelleri, yeni metotlar dönmeye başladı. Bu süreçte düzenlemelerimizin nasıl etki ettiğini, nelere dikkat etmemiz gerektiğinin farkındayız. Bu yüzden zor bir görevimiz var. Biz bir gün-iki gün sonrasını değil, uzun soluklu bir teşvik edecek bir süreçte düzenlemelerimizi yapmaya çalışıyoruz. Bunda da başarılı olduğumuz söylenebilir. Daha düne kadar aranızda birçoğunuzun bize kızdığı, lisanssızda yaptığımız bir katına kadar satış izni üstünde satış izninin yanında yaptığımız, başka bölgelere enerji tesisi kurulabilmesi imkanı sayesinde sanayi üreticilerimizin kendi bölgelerinde kuramayacakları şeyleri, başka bölgelerde kurabilmeleri imkanı getirilmiştir. Bunun açık bir şekilde rakamlaştırılmış delili de şudur: Lisanssız güneş, 2019’a kadar 7 bin 500 megavatken, şu anda 35 bin megavata yaklaştı. Yaptığımız işlerin sonucunun sizde yansımasını görünce zaten doğru bir iş yaptığımızı görmüş oluyoruz” değerlendirmesini yaptı.
“Küresel elektrik talebinin yüzde 70’ten fazlası fosil kaynaklardan sağlanıyor”
ASO Başkanı Seyit Ardıç ise burada yaptığı konuşmada, yaşanabilir bir dünya için karbonsuzlaşma hedeflerine en hızlı ve çevreci şekilde ulaşmaları gerektiğini dile getirerek, “Bunun yolu da fosil enerji kaynaklarından üretilen elektriğin, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ikame edilmesi, temiz enerji kaynaklarının yaygınlaştırılmasından geçiyor. Güncel verilere baktığımızda görüyoruz ki hala küresel elektrik talebinin yüzde 70’ten fazlası fosil kaynaklardan sağlanıyor” dedi.
“2022 yılında çıkan yasa ile depolamalı güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi santral projelerinin önünün açılması çok güzel bir gelişme olmuştur”
Türkiye’nin yenilebilir enerjiden elektrik üretiminde birçok gelişen ekonomiye göre iyi durumda olduğunu savunan Ardıç, “Fakat enerji dönüşümünde bulunduğumuz noktanın yeterli olmadığını biliyoruz. Bu oranları çok daha yukarılara çekmemiz gerekiyor. Bu noktada şunu vurgulamak gerekir, 2022 yılında çıkan yasa ile depolamalı güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi santral projelerinin önünün açılması çok güzel bir gelişme olmuştur. Hem yeni yatırımcılara depolama ile birlikte enerji üretim tesisleri kurma hem de mevcutta santrali bulunan yatırımcılara kurdukları depolama sisteminin kapasitesine eş güç artırım hakkı sağlanması oldukça önemliydi. Bu yasadan sonra sektörün iyice canlandığını görüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Enerji sektörünün en fazla yatırım yapılan alanların başında geldiğine dikkati çeken Ardıç, “Firmaların enerji fiyatlarındaki artışlardan etkilenmemek, kendi enerjisini üretmek için başlattıkları bu süreç, iklim krizinin getirdiği sorunlarla baş etmek için çevreye duyarlı üretimin öne çıkmasıyla daha da arttı. İhracatımızın yaklaşık olarak yarısını gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması çerçevesinde ek maliyetlerle karşı karşıya kalma riski taşıyan sektörlerin yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmaları da sektördeki canlılığın süreceğine işaret ediyor” değerlendirmesini yaptı.
Ardıç, yenilebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşmasını sağlayacak temel unsurun, enerji depolama sistemlerinin gelişmesi olduğunu aktararak, dengeli ve güvenilir bir şebekenin oluşturulmasının enerji depolama anahtar role sahip olduğunu kaydetti.
Seminer, sektör temsilcilerinin görüş bildirmesi ile devam etti.