Güneşe korunmasız maruz kalmak kanser riskini arttırıyor
Güneşe korunmasız maruz kalmak kanser riskini arttırıyor
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Suzan Demir Pektaş yaz aylarında güneşten korunma, giyim tercihleri, güneşten koruyucu krem seçimi tercihleri, çocuklarda güneş yağının ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek tehlikeleri konusunda uyarılarda bulundu.
“Güneş ışınlarının dik olduğu saatlerde mümkünse dışarı çıkmayın”
Korunmasız güneşe maruz kalmanın deri kanserlerinin önlenebilen risk faktörlerinin başında geldiğini belirten Doç. Dr. Suzan Demir Pektaş, özellikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki güneş yanıkları, ileride gelişebilecek deri kanserleri açısından çok riskli olduğunu açıkladı. Pektaş, "Güneşten korunma hakkında bilgi sahibi olmak ve güneşten koruyucuları kullanma alışkanlığı kazanmak önemlidir. Güneşten korunmada dikkat edeceğimiz en önemli nokta özellikle güneş ışıklarının en dik olduğu saatler olan 10.00-14.00 saatleri arasında güneşten kaçınmaktır. Yalnızca açık ve güneşli havalarda değil, bulutlu ve kapalı günlerde de ultraviyole ışınlarının yüzde 80’i dünya yüzeyine ulaşır. Normal pencere camının UVB’yi geçirmediği, ancak UVA ışınlarının geçmesine engel olmayacağı da unutulmamalıdır" dedi.
“Yaz aylarında açık renkler tercih edilmeli”
Yakıcı sıcaklarda giyim tercihinin önemli olduğuna dikkat çeken Pektaş, "Giysilerimiz güneşten korunmada önemli bariyer oluştururlar. Yaz aylarında sıcaklarda açık renkte ve rahat kıyafetler tercih edilmeli, geniş kenarlı ışık geçirmeyen dokuma şapka ve korumalı güneş gözlük kullanımına dikkat edilmelidir. Solmuş veya ıslanmış giysilerin koruyucu özelliği daha düşüktür. Güneş ışınlarının gözdeki etkilerini ve katarakt oluşmasını önlemek için tam UVA-UVB filtreli güneş gözlükleri kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Güneş koruyucu kremi seçiminde nelere dikkat edilmeli?
Güneşten koruyucular seçerken doğal deri rengine uygun şekilde seçilmesi gerektiğini söyleyen Pektaş, "Açık tene sahip kişiler daha yüksek koruma faktörlü kremleri tercih etmeli, ancak koyu tene sahip olunsa da yani her deri tipinde güneş koruyucular kullanılmalıdır. Açık tenli kişilerde güneş yanığı ihtimali daha fazladır. Güneşten koruyucu seçerken hem UVA hem de UVB’ye karşı koruma sağlayan geniş spektrumlu ürünler seçilmelidir. Güneşten koruyucular içindeki ‘fiziksel koruyucular’ güneş ışınlarını fiziksel olarak engellediklerinden (çinko oksit veya titanyum dioksit), geniş spektrumlu ürünlerde kimyasal koruyucularla birlikte kullanılırlar. Ortalama güneş alan bölgelerde kış aylarında SPF 15 (Güneş koruma faktörü) kullanımı yeterli olsa da, yaz aylarında bu değer yetersiz kalır. SPF 15’in altında koruma kullanılmamalı, yaz ayları için de en az 30 koruma faktörlü kremler kullanılmalıdır" şeklinde bilgi verdi.
"Güneş koruyucuları dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli"
Güneş koruyucu kremlerinin koruyuculuğunun etkili olabilmesi için izlenecek yol hakkında bilgi veren Pektaş, "Güneşten koruyucular, dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli, 2-4 saatte bir yenilenmelidir. Güneşe çıktıktan 30 dakika sonra yapılacak ilk tekrarın etkinliği arttırdığı bildirilmektedir. Denizde, suda uzun süre kalınacağı dönemlerde suya dayanıklı formüller tercih edilmelidir. Güneşten koruyucular yüzme, aşırı aktivite ve kurulanma sonrası tekrar uygulanmalıdır. Güneşten koruyucuların etkili olabilmeleri açısından bol miktarda kullanımları çok önemlidir. Özellikle çocuklarda yanaklar, burun, ense, ayaküstü ve omuz kadar kulaklarda da güneş yanığı görülmesi nedeniyle bu bölgelere de koruyucu sürülmesi ihmal edilmemelidir. Güneşten koruyucuların UV’ye maruz kalan tüm alanlara yeterli kalınlıkta, katman oluşturacak şekilde ovalamadan uygulanması gerekir. İdeal olarak kremler 2 mg/cm2 sürülmelidir. Bu miktar sadece yüz dikkate alındığında kabaca 1/3 çay kaşığı kadardır. Bu miktarın dörtte biri sürüldüğünde, ürünün koruyuculuğu 8 kat düşmektedir. Güneşten koruyucular, güneşe maruziyet süresini uzatabilmek için kullanılmamalıdır. Çünkü böyle bir kullanım bazı güneşten koruyucular tarafından filtre edilmeyen ya da daha az filtre edilen dalga boylarına maruziyeti artırabilir. Güneş koruyucular aşırı sıcaklarda ağzı açık bırakılmamalı, bir önceki yıldan kalma ürünler, tarihi geçmiş olanlar kullanılmamalıdır" dedi.
"Çocuklarda güneş yanığı su kabarcığı, deri kanseri riskini iki kat arttırır"
Çocukluk çağında, bir ya da daha fazla su kabarcıklı güneş yanığının kişinin melanom, yani deri kanseri geliştirme ihtimalini iki kattan fazla arttırdığını belirten Doç. Dr. Suzan Demir Pektaş, "Kişiler tüm yaşamları boyunca alacakları toplam UV’nin yüzde 50’sine yaşamlarının ilk 20 yılında maruz kalmaktadır. Bu nedenle özellikle çocukların güneşten korunması, ileri yaşlarda gelişebilecek deri kanserlerinin önlenmesi açısından çok önemlidir. 6 aydan küçük bebeklerin uzun süreli direkt güneş maruziyetinden korunması, mümkünse güneşe çıkartılmaması, 6 aydan sonra ise yüksek koruma faktörlü fiziksel koruyucu içeren ürünlerle korunmaları gerekmektedir" ifadelerine yer verdi.
"İleri yaşlarda D vitamini desteği şart"
"Güneşten koruyucu kullanımının D vitamini sentezine engel olacağı korkusu hastaların korunmadan kaçınmalarına neden olmuştur. Oysa, sadece yüz ve el sırtlarının güneşe günde 10-20 dakikalık maruziyeti, düzenli güneş koruyucu kullanılsa dahi en yüksek vitamin D üretimini sağlar" diyen Pektaş, şöyle devam etti: "Bronzlaşma, D vitamini üretimini azaltır. Artan yaşla birlikte deriden D vitamini sentezi ileri derecede azalır. Bütün bu sebeplerden dolayı, D vitamini eksik olduğu takdirde, sentezi için kansere yol açabildiği kati olarak bilinen güneş ışınları yerine, dışarıdan D vitamini desteği alarak bu eksiğin giderilmesi önerilmektedir."
Yaşlılar, hamileler ve çocuklara uyarı
Doç. Dr. Suzan Demir Pektaş, sözlerini şu uyarılarla tamamladı: "Yaz aylarında güneş çarpmaları ve aşırı sıcağa maruz kalınmaması cilt ve vücut sağlığı açısında çok önemli olup, kronik rahatsızlığı bulunan bireylerin, hamilelerin ve çocukların sıcaklığın yüksek seviyelere ulaştığı saatlerde dışarıya çıkmaması, günlük sıvı tüketimini arttırması ve mevsimine uygun sebze-meyve tüketilmesine özellikle dikkat etmesi gerekmektedir."