Güngören deki patlamanın mağdurları, İstiklal Caddesi ndeki hain saldırıyı lanetledi

Güngören’deki patlamanın mağdurları, İstiklal Caddesi’ndeki hain saldırıyı lanetledi
Güngören’de 2008 yılında meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınları, olayın gerçekleştiği caddedeki anıt önünde bir araya gelip İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısını lanetleyerek, hayatını kaybedenlerin yakınlarına destek mesajı verdi. Güngören’de 27 Temmuz 2008 meydana gelen, 18 vatandaşın hayatını kaybettiği terör saldırısında yakınlarını kaybeden 5 aile; saldırının gerçekleştiği Menderes Caddesi’ndeki anıt çevresinde bir araya geldi. 14 yıl önceki terör saldırısında yakınlarını kaybeden aileler, geçtiğimiz günlerde İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen ve 6 vatandaşın hayatını kaybettiği terör saldırısını lanetleyerek yakınlarını kaybedenlere destek mesajı verdi. Aileler, İstiklal Caddesi’ndeki patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerini önümüzdeki günlerde ziyaret edeceklerini ifade etti. “15 sene oldu, ama hala ilk günkü gibi ne zaman duysam üzülüp korkuyorum” Güngören’deki terör saldırısında hayatını kaybeden Murat Ağca’nın annesi Perihan Öztekin, “Buradaki patlamada oğlumu kaybettim. Taksim patlamasında yakınlarını kaybedenlerin başları sağ olsun. Allah onlara da yardımcı olsun. Aynı acıyı bizler de çektik, onların nasıl acı çektiklerini biliyoruz. Kolay değil, ateş düştüğü yeri yakıyor. 15 sene oldu ama hala ilk günkü gibi ne zaman duysam üzülüp korkuyorum. Hak değil bu. Niçin insanları öldürüyorlar anlamıyorum. Bunlar cani” dedi. Güngören’deki terör saldırısında vefat eden Abdullah Güller’in eşi Sadiye Güller, “Onların da başları sağ olsun, mekanları cennet olsun. Ben de şehit haklarımızı istiyorum, 14 sene oldu” diye konuştu. “Bizler korkmuyoruz, çünkü bizler Türk halkı olarak çok güçlü bir halkız” Güngören’deki terör saldırısında hayatını kaybeden Hayrettin Güler’in eşi Bengü Güler, ”15 yıl önce burada bir ateş düştü bizlerin yüreğine ama birkaç gün önce de Taksim’e düştü aynı ateş. Onların duygularını, düşüncelerini, yaşadıklarını, yaşayacaklarını, her şeyi çok iyi biliyoruz. Rabbim yardımcıları olsun. Onların yanındayız. Ailelere baş sağlığı diliyorum. Sadece şunu söylemek istiyorum; hani güçlerinin sivile yettiğini düşünüyorlar ya, onların güçleri ne sivile yeter ne askere yeter ne de polise yeter. Onların gücü hiçbir şeye yetmez, biz Türk halkıyız. Aileler olarak onları ziyarete de gideceğiz. O dönemde kızım 4 yaşındaydı, şu an 18 yaşında. Hayat bir şekilde ilerledi ama bizlerden çok şeyler götürerek ilerledi. Bize bir korku vermek istediler, o anlık yaşattılar da. Sonrasında bizler birlik olduk; biz tek değiliz, arkamızda insanlar var, devletimiz var. Bizler sahipsiz kalmadık. Bizlere bu korkuyu veremeyecekler. Bizler korkmuyoruz, çünkü bizler Türk halkı olarak çok güçlü bir halkız” şeklinde konuştu. “İnşallah İstiklal’deki son olur” Güngören’deki saldırıda hayatını kaybeden Hayrettin Güler’in kayınvalidesi Suzan Batmaz ise, “İstiklal’deki patlama beni aşırı etkiledi. Benim bombayı patlatanlara bir mesajım var. Seni yetiştirenlerin, seni eğitenlerin üstüne atın şu canlı bombayı ve hep beraber patlayın. Türk halkına yeterince yaptınız. Benim torunum 4 yaşında yetim kaldı, şimdi 18 yaşında. Hala etkisi üzerimizde. İnşallah İstiklal’deki son olur” dedi. “Acımız dinmedi, acımız hep aynı” Aynı terör saldırısında hayatını kaybeden Furkan Şentürk’ün annesi Şadiye Şentürk, “Güngören’deki saldırıda oğlumu kaybettim. Acımız dinmedi, acımız hep aynı. İstiklal Caddesi’ndeki patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine baş sağlığı diliyorum. Onların acısını paylaşıyorum. En kısa zamanda onları ziyarete gideceğiz. Terörü lanetliyorum. Terör destekçilerine, teröre terör demeyenlere lanet olsun” ifadelerini kullandı. Patlamada balkondan bakarken kalbine denk gelen şarapnel parçası nedeniyle hayatını kaybeden Şeyma Özkan’ın annesi Selma Özkan, “Taksim’deki patlamada ölenlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da şifa diliyorum. Şunu söylemek istiyorum, çok açık oturumları dinliyorum her patlamadan bahsediyorlar, yalnızca Güngören’den bahsedilmiyor. Acaba neden? Güngören olduğu için mi? Oysaki burada 5 çocuk, bir de bebek öldü. En küçükleri 2-3 yaşındaydı, benim kızım 12 yaşındaydı” şeklinde konuştu.