Güven; İnsanın olduğu her yerde ilaç vardır

Güven; İnsanın olduğu her yerde ilaç vardır
13. Bölge Erzurum Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Abdullah Caner Güven, 14 Mayıs 1839 tarihinde Sultan II. Mahmud tarafından Galatasaray’ da kurulan Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane (Askeri Tıp Okulu) bünyesinde açılan Eczacılık Sınıfı ile ülkemizde bilimsel eczacılığın ilk temelinin atılışının bu yıl 184. Yıldönümü’nü buruk bir şekilde kutladıklarını ifade etti. “Deprem Felaketi Süresince Kesintisiz Ve Ücretsiz Hizmet Sunduk” Eczacıların bilimin ışığında, toplumun hizmetinde, sağlığı önceleyen bir anlayışla geçen 184 yılın ardından Şubat Ayında yaşanan Kahramanmaraş merkezli yüzyılın deprem felaketinde eczacılar bir kez daha görevlerini yerine getirdiğini ve meslek yeminlerinin gereğini yaptığını belirten 13. Bölge Erzurum Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Abdullah Caner Güven, “ Depremin üzerinden 24 saat dahi geçmeden hazırlıklarını tamamlayarak yola çıkan 13. Bölge Erzurum Eczacı odası ve hitap ettiği 7 ildeki (Erzurum, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Iğdır ve Kars) eczacılar temel yaşam malzemeleri, ilaç, tıbbi malzeme, mamanın yanı sıra gıda ve barınma malzemelerini Adıyaman’a taşıdı. Adıyaman’da odamızca kurulan sahra eczanesi, Türk Eczacıları Birliği gezici eczaneleri, bölge eczacı odalarımızla birlikte kurulan sahra eczanelerinin sayısı 26’yı aştı.” dedi. “Deprem bölgesine kesintisiz hizmet verdik” Sadece bölge eczacı odasının değil, Türkiye’deki 54 eczacı odası ve 4 bini aşkın eczacı, eczacılık fakültesi öğrencisi ve eczane teknisyeni, Türk Eczacıları Birliği koordinasyonu ile deprem bölgesine hareket ederek 74 gün boyunca kesintisiz ve tamamen ücretsiz hizmet sunduğunu belirten Güven, “Sadece bölgeye giderek hizmet veren değil, bulundukları illerde koordinasyon sağlayan, maddi ve fiziki bağışta bulunan eczacıların katkısı ile bu hizmet tamamen ücretsiz ve gönüllü bir şekilde yürütüldü. Kamu hizmeti sunan meslektaşlarımız da bu büyük hizmetin birer parçası oldular. Meslek yeminlerinin gereğini yerine hakkı ile getiren eczacılarımıza şükran borçluyuz. Milletçe, 7den 70e, gencinden yaşlısına, her bir vatandaşımızın tam bir seferberlik ve fedakârlık örneği sergilediği bu felakette üzerimize düşeni hakkı ile yapmak tek hedefimiz oldu. Kurduğumuz sahra eczanelerinde halkımıza sadece ilaç değil, gönüllü eczacılarımız ve yüce gönüllü milletimizce gönderilen her türlü yardım malzemesini ulaştırmak için yoğun bir çaba harcandı.” şeklinde konuştu. “Pandem döneminde halkımızı mağdur etmedik” 13. Bölge Erzurum Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Abdullah Caner Güven, bu yıl bilimsel eczacılığın 184. Yıldönümünü buruk bir şekilde kutladıklarını anlatarak, “ On binlerce kaybımızın içinde meslektaşlarımız, öğrenci kardeşlerimiz ve eczanelerimizde bizlerle birlikte alın teri döken teknisyen kardeşlerimiz de vardı. Hayatını kaybeden meslektaşlarımızın bizlere emaneti olan milletimize bu sorumluluk duygusu ile hizmet vermek bizim için büyük bir onur ve gurur vesilesi oldu. Pandemi döneminde de olduğu gibi ihtiyaç duyulan her noktada, her zaman kesintisiz hizmet sunan, derde derman olan eczacılar meslek yeminlerine hep sadık kalacaktır. Küresel boyutta yaşadığımız Covid-19 pandemisi, aşılama süreci, ardından yaşanan ekonomik çalkantılar ve ilaç yoklukları bize artık güncel bir planlama metodu geliştirmemiz ve yeni ilaç teknolojileri geliştirmemiz gerektiğini haber veriyor. Biyolojik ajanlar, kişiye özgü ilaçlar ve ilaç teknolojisindeki gelişmelerin bir parçası olmak artık kaçınılmaz olmuştur. En ucuz ilacın erişilebilir ilaç, en pahalı ilacın ise erişilemeyen ilaç olduğunu her fırsatta ifade ettik.” dedi. “İnsanın ve hayatın olduğu her yerde ilaç vardır” Eczacılık Fakültelerinin sanayi ve sektör paydaşları ile birlikte yenilikçi ve öncü moleküller geliştirmesi, ilaç teknolojisinde küresel değer taşıyan atılımlar yapmasını istediklerini ve desteklediklerini vurgulayan Güven şöyle konuştu, “Sağlıkta uzun soluklu, kalıcı, bilimsel ve ekonomik açıdan anlamlı değerler taşıyan yatırımlar ülkemizi sağlıkta söz sahibi yapmakla kalmayacak, sağlık için ayrılan bütçenin daha efektif kullanılmasını ve sosyal devlet ilkesinin bir gereği olan sağlık hizmetine ücretsiz erişim hakkının tesis edilmesini sağlayacaktır. Tam da bu noktada ihtiyacın üzerinde açılan eczacılık fakültelerinin bilimsel çalışmalara yönlendirilmesini, klinik araştırma merkezlerinin kurulmasını ve sağlıkta uzun soluklu projeksiyonlara ve planlamalara uygun bir kontenjan sayısı ile daha nitelikli eczacıların mezun edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bütün meslektaşlarımızın ve meslektaş adaylarımızın 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık gününü kutluyor, insanın ve hayatın olduğu her yerde ilaç ve sağlık hizmeti sürdürmeye devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz.