Hacılar Medine-i Münevvere’de mübarek mekanları ziyaret ediyor

Hacılar Medine-i Münevvere’de mübarek mekanları ziyaret ediyor
Mekke-i Mükerreme’de Hac vazifesini tamamlayan milyonlarca hacı, akın akın Peygamber Efendimizin kabrinin ve hatıralarının bulunduğu Medine-i Münevvere’yi ziyarete geliyor. İklimi ve şehir hayatı Mekke-i Mükerreme’ye göre daha serin ve sakin olan Medine-i Münevvere’de yaz günlerinde sıcaklık artık benzerlik gösteriyor. Gündüzleri 48 dereceyi bulan sıcakta Peygamber Efendimizin kabri şeriflerinden sonra en çok ziyaret edilen mekan, Uhud Şehitliği ve Okçular Tepesi ile Kuba ve Kıbleteyn Mescitleri oluyor. Uhud Şehitliği’ne kafileler halinde ziyaretçiler geldiği gibi münferit olarak hac yapanlar da şehirdeki ticari araçlarla şehir merkezine 7 kilometre uzaklıktaki kutlu mekanı ziyaret edebiliyor. Peygamber Efendimizin ömründeki önemli hadiselerin arasında yer alan Uhud Savaşının yaşandığı dağ, bin 400 yıldır orijinalliğini koruyor. Peygamber Efendimizin amcası Hazreti Hamza Efendimizin şehit edildiği yer, mızrak savrulan kaya, halen görülebiliyor. Okçular Tepesi’nin üzerine çıkan hacılar, hem bütün alanı rahatça görebiliyorlar, hem de o gün yaşanan duyguları, rehberlerin anlattığı bilgilerle bizzat hissediyorlar. Eshab-ı Kiramdan Abdullah bin Cübeyr komutasındaki orduda, bir grup keskin nişancı okçu, Peygamber Efendimizin ‘Aşağıda akbabaların cesetlerimizi parçaladığını dahi görseniz burayı terk etmeyin’ diye tembihlediği 50 kişilik okçular grubu ve Uhud Savaşı’nın hareketliliği, ilk günkü duygularla anlatılıyor. Müslümanların zafer kazandığı duygusu ile Abdullah bin Cübeyr hazretlerinin ikazına rağmen 6 okçu dışında bütün okçuların savaş meydanına inmesi ile Halid bin Velid komutasındaki düşman süvarilerinin geriden gelip çembere aldığı Müslüman ordusunda başta Hazreti Hamza Efendimiz olmak üzere Musab bin Umeyr ve Abdullah bin Cübeyr efendilerimiz şehit edilmişti. Peygamber Efendimizin aldığı darbelerle zırhının vücuduna zarar verdiği ve mübarek dişinin kırıldığı Uhud Savaşında yaşananlar, gelen ziyaretçilere en detaylı hali ile aktarılıyor. Peygamber Efendimizin mübarek yanaklarının yarılması ve dişinin zarar görmesi üzerine çekildikleri Uhud Dağı’ndaki kaya yarığı da bugün uzaktan fark edilebiliyor. Hacıların 2010 yılına kadar ziyaret edebildiği bu yarıkta, mis gibi kendi orijinal kokuları hissediliyordu. Ancak bu alanın önü, Suud yetkililer tarafından duvarlarla örülerek ve etrafı tel çitlerde çevrilerek ziyaret engellendi. Müslümanlar bu yarıktaki duvarın kaldırılarak mekanın ilk günkü orijinal haline döndürülmesini istiyor. Ziyaretçilerin Medine-i Münevvere’de en önemli güzergahlarından biri de Efendimizin, şehre ilk geldiğinde karşılandığı ve Medine’de inşa edilen ilk cami ünvanına sahip Kuba Mescidi oluyor. Tamamen yeni yapılan bu caminin olduğu alanda, kubbeyi yaparken konulan küçük bir boşluk ile Efendimizin namaza durduğu yer işaretlendi. Kuba Mescidi etrafında 4 yıldır devam eden düzenleme çalışmaları da son safhasına geldi. Ancak ziyaretçilerin otobüslerinin park ettiği yerin halen toz toprak içerisinde olması dikkat çekiyor. Peygamber Efendimizin her cumartesi günü 2 rekat namaz kıldığı Kuba Mescidi için bazı alimler “Kuba Mescidinde namaz kılmak umre yapmak gibidir” hadisini de aktarıyor. İlk yapılan mescit olma özelliği ile Efendimizin inşasında bizzat görev aldığı bu caminin yapılması için peygamberimizin 10 günden fazla bu bölgede kaldıkları da biliniyor. Kıbleteyn Mescidi ise Peygamber Efendimizin bir öğle namazında, mihraplar üzerine yazılan ayeti kerimenin geldiği ve kıyamda iken istikametlerini Kudüs’teki Mescidi Aksa’dan, Mekke-i Mükerreme’deki Beytullah’a yani Kabe’ye çevirdikleri mescit olarak biliniyor. Bu mescidin boyanması ve çevre düzenlemesinin de bitirilmek üzere olduğu görüldü. Hacılar, Hendek Harbinin yapıldığı alanı ve yedi mescitleri de görüyor. Duygu yüklü anların yaşandığı Medine-i Münevvere ziyaretleri genellikle 3 gün olarak planlanıyor.