Hastanede çocuklara özel ’akşam polikliniği’ hizmeti

Hastanede çocuklara özel ’akşam polikliniği’ hizmeti
Samsun’da hafta içi ve hafta sonu akşam saatlerinde hizmet verecek çocuk polikliniği sayesinde hastalanan çocuklar acil yerine poliklinikte tanı konulup, tedavi edilebilecek. Bağışıklık sistemi yetişkinlere göre düşük olan çocuklar hastalıklara daha açık bir halde yaşantılarını sürdürüyor. Durum böyle olunca çocuk hastanelerinin ve diğer hastanelerin acil yoğunluğunun büyük bir bölümünü çocuk hastalar oluşturuyor. Medicana Sağlık Grubu’na bağlı Medicana Intarnational Samsun Hastanesi’nde çocuklara özel akşam polikliniği haftanın her günü akşam hizmet vermeye başladı. Uzm. Dr. Sedat Akar liderliğindeki poliklinikte çocuklar acilde sıra beklemeden tam taramadan geçirilip, tedavi ediliyor. “Çocuklara özel akşam polikliniği hizmeti” Çocukların daha iyi sağlık hizmeti alması için akşam polikliniği uygulamasına başladıklarını ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sedat Adar, “Meslekte 23. yılımı doldurdum. Çocuklara ne yazık ki bazen ebeveynler bazen de acillerin kalabalığından dolayı gerekenler yapılamayabiliyor ya da gözden kaçıyor. Gereken önem ve özen verilemediğinden çok önemli hastalıklar gözden kaçabiliyor. Bu amaçla hastanemizde günlük rutin poliklinik haricinde akşamları aileler daha rahat ulaşsın diye mesai bitiminde akşamları da çocuklar için poliklinik hizmeti başlattık. Böylece ateşin ayrımı ve diğer hastalıkları mesai rahatlığımızdan dolayı daha kolay bir şekilde tedavi edebiliyoruz” dedi. “Ateşlenen çocuğa erken müdahale edilmezde toparlanması zor olabilir” Ateşlenen çocuklara erken müdahalenin öneminden bahseden Uzm. Dr. Serdar Adar, “Sağlıklı bir çocukta 37,5 ve üzerindeki ateşler takip edilmesi gereken ateşlerdir. 0-1 aylık bebeklerin ise 37,2 derece üzeri tüm değerler bizim için ateştir. Ateş, vücudun bir savunma mekanizmasıdır. Ateşlendikten sonra yapılacak ilk şey çocuğun kıyafetlerinin çıkartılması ve odanın serinletilmesi ve 15 dakika sonra tekrardan ateşinin ölçülmesi gerekiyor. 15 dakikada ateş düşmez ve çocuk bitkin değilse bekleyebiliriz. Çocuk bitkinse, ateşi düşse de günlük aktivitesini devam ettiremiyorsa, halsizliği varsa, kusma, ishal, öksürük ve ciltte döküntü durumları söz konusuysa bekletilmeden uzman hekime gösterilmesi gerekiyor. Erken zamanda müdahale edilmezse toparlanması daha zor olabilir. Kalp hastası olan, daha önce havale geçiren, böbrek yetmezliği olan çocuklarda ateşe karşı daha hassas davranılmalı. Evde ateş takibi yapılmadan bir hekime götürülmesi çocuk sağlığı açısından faydalı olacaktır” diye konuştu. “Ateşe bağlı havale sonucu menenjit ve ensefalit (beyin iltihabı) hastalıkların habercisi olabilir” Havale habercisi olan durumları ve yapılması gerekenleri de aktaran Dr. Adar, “Ateş bazı zamanlarda pek önemsenmiyor. Ateşin artmasıyla hastalığın artması kanısı eşleştirilebiliyor. Aslında öyle değil. Normalde az ateş çok ağır bir enfeksiyonun nedeni olabileceği gibi çok ateş de hafif bir enfeksiyonun belirtisi olabiliyor. Aileler en çok havale geçirme ihtimalinden korkuyor. Önceden geçirilmiş bir havale varsa, ailede havale öyküsü varsa risk artıyor. 5,5 ay ile 5,5 yaş arasındaki çocuklarda ateşli havaleler görülebiliyor. 5,5 ayın altındaki bebeklerde havale görünüyorsa çok büyük santral sinir sitemi enfeksiyonlarının habercisidir. 5,5 yaş üzerinde de ateşle ilgili durum varsa menenjit, ensefalit (beyin iltihabı) gibi hastalıkların habercisi olabilir. Ateşin ne kadar yükselirse havale geçirme durumu o kadar yükselir düşüncesi doğru değildir. Eğer bir çocuk havale geçirecekse aile ateşinin olduğuna varmadan da çocuk titreme esnasında bile havale geçirebilir” şeklinde konuştu. Ateş düşürmek için doğru sanılarak yapılan yanlışlar Yanlış uygulamaların da ateşi çıkan çocukların sağlığını olumsuz etkilediğini ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Adar, “Doğru bilinen yanlışlar da ateşle ilgili durumları tetikleyebiliyor. Ateşi olan çocuğa soğuğa yakın bir banyo yaptırılıyor. Bu aslında ateşi düşürmüyor, kan dolaşımını arttırdığı için çocuğa zarar veriyor. Aslında yapılması gereken oda sıcaklığını 20-22 derece arasında su sıcaklığını da 29-30 derece arasında ılık olarak ayarlamak gerekir. Katkı maddeleriyle ateşi düşürmeye çalışmak da yanlıştır. Sirke, tuzla-buzla ovmak gibi işlemler yanlış uygulamadır. Çocuğun ateşini doğru ölçmeden el teması ile bakıp, ateş düşürücü vermek de yanlış bir uygulamadır. Her ateş düşürücü her çocukta kullanılmaz. Antibiyotiklerin de ateş düşürücü olarak sanılıp kullanılması da çocukları olumsuz anlamda etkilemelidir” ifadelerini kullandı.