İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye, Afrika ya karşı Batılı devletler gibi yapay bir yaklaşım sergilemiyor

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye, Afrika’ya karşı Batılı devletler gibi yapay bir yaklaşım sergilemiyor”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ‘TRT-Afrika Yayın Birliği 1. Yayıncılık Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Afrika ülkeleriyle ilişkilerde son 20 yılda önemli adımlar atıldığını söyleyerek, “Türkiye, Afrika’ya karşı Batılı devletler gibi yapay bir yaklaşım sergilemiyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “TRT-Afrika Yayın Birliği 1. Yayıncılık Zirvesi ve TRT Afrika Lansman Törenine katıldı. İstanbul’da bir otelde gerçekleşen programda konuşan Altun, Afrika ülkeleriyle olan iş birliği ve dostluğun gün geçtikte arttığını ve son 20 yılda bu bağlamda önemli adımların atıldığını söyledi. İlişkilerin temelinin ‘kazan-kazan’ ilkesine dayalı olduğunu söyleyen Altun, bu sayede her iki tarafın da birlikte gelişip birlikte güçlendiğini ifade etti. Altun, Türkiye’nin Afrika’ya karşı Batılı devletler gibi yapay bir yaklaşım sergilemediğini, TRT Afrika’nın Batı medyasının Afrika’ya yönelik ayrımcı, ötekileştirici ve negatif algı oluşturan yayıncılık anlayışına karşı bir alternatif olacağını aktardı. “Son 20 yılda önemli adımlar atıldı” Afrika ülkeleriyle ilişkiler meyanda son 20 yılda çok önemli adımların atıldığını söyleyen İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde son 20 yılda Afrika ülkeleri ile dostluğunu ve iş birliğini geliştirecek çok önemli adımlar attı. Afrika ülkeleri ile kazan-kazan anlayışına, eşit paydaşlığa ve güvene dayanan ilişkilerimizin, her geçen gün daha da güçlendiğine tanıklık ediyoruz. Ülkemizin Afrika politikası siyasi, insani, iktisadi ve kültürel alanlarda ikili, bölgesel, kıtasal ve küresel boyutlarda yürütülüyor. Tarihsel bağlara da sahip olduğumuz Afrika’da hiçbir zaman sömürge geçmişimiz olmadığı gibi, kıtaya yönelik kolonyalist yaklaşımların da her daim karşısında durduk. Dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin bakiyesi olan Türkiye, bu anlamda, dünya siyasetinde ve tarihinde çok özel bir konumda bulunuyor. Bu müstesna duruşumuz, Afrika ülkeleriyle ilişkilerde bizi ayrıcalıklı bir konuma yerleştiriyor. Afrika kıtası ve ülkeleriyle ilişkilere özel bir önem veren Sayın Cumhurbaşkanımız, bugüne kadar 30’dan fazla Afrika ülkesine 50’nin üzerinde ziyaret gerçekleştirdi. Aynı şekilde onlarca Afrika ülkesi liderini de Türkiye’de ağırladı. Kıtayla ilişkilerimizin güçlendirilmesi doğrultusunda Afrika ülkelerinde temsilciliklerimizin varlığına da önem verdik, veriyoruz” dedi. “Kıta ile toplam ticaretimiz 40,7 milyar dolara yükseldi” Türkiye’nin Afrika ülkelerindeki yatırım ve yardımlarından bahseden Altun, “Türkiye olarak 2002 yılında sadece 12 büyükelçiliğimizin bulunduğu Afrika’da, bugün 44 büyükelçiliğimiz faaliyet gösteriyoruz. 2008 yılında Ankara’da 10 Afrika ülkesinin büyükelçiliği varken, bugün bu sayının 38’e yükselmiş olmasından da memnuniyet duyuyoruz. Öte yandan, sahip olduğumuz imkânları, kaynakları ve birikimi Afrikalı dostlarımızla paylaşmaktan geri durmuyoruz. Sağlık Bakanlığımız, TİKA, Türk Kızılay Türkiye Diyanet Vakfı ve sivil toplum kuruluşlarımızla Afrika genelinde insani ve kalkınma yardımı faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Sağlık Bakanlığımızın Nijer, Somali ve Sudan’da faaliyet gösteren hastaneleri bölgede yüzbinlerce hastaya tedavi imkânı tanıyor. TİKA, kalkınma destekleriyle Afrika’nın dört bir yanında varlık gösteriyor. Türk Kızılay, Afrika’daki insani yardım faaliyetleriyle milyonlarca ihtiyaç sahibine ulaşıyor. Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve YTB gibi kurum ve kuruluşlarımızla da Afrikalı kardeşlerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. 33’ü Afrika ülkesi olmak üzere, toplamda 46 “en az gelişmiş ülke” için 2009-2019 yılları arasında yaptığımız resmi kalkınma yardımlarımız 2,5 milyar dolara, toplam kalkınma yardımlarımız da 8,7 milyar dolara ulaştı. Bugüne kadar 15 binden fazla Afrikalı kardeşimiz Türkiye burslarından yararlandı. Halihazırda 60 binin üzerinde Afrikalı kardeşimiz ülkemizde yüksek öğrenim görüyor. Türkiye böylece Afrika’nın geleceğine de yatırım yapıyor. Türk Hava Yolları ise kıta ile ülkemiz arasında mekik dokurken, Afrika’yı da dünyaya bağlıyor. Anadolu Ajansı ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumumuz da Afrika’daki gelişmelerin dünyaya anlatılmasında kilit bir rol oynuyor. Afrika’yla gelişmekte olan ilişkilerimizin müşahhas örneklerinden biri de “kazan-kazan” ilkesi temelinde katlanarak artan ticaret verileridir. Kıtayla toplam ticaretimiz 2000’lerin başında 4 milyar dolar düzeyindeyken, 2022 yılı sonu itibariyle 10 kattan fazla artarak 40,7 milyar dolara yükseldi. Görüldüğü üzere Türkiye, eğitimden sağlığa, kalkınma yardımlarından ekonomik iş birliğine, güvenlikten altyapı yatırımlarına, bütün alanlarda Afrika’nın yanındadır, yanında olmayı sürdürecektir” diye konuştu. “Türkiye, Afrika’ya karşı Batılı devletler gibi yapay bir yaklaşım sergilemiyor” İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT Afrika ile tek taraflı bakış açısına alternatif ve özgün bir perspektif getirileceğini belirterek, “Türkiye, özellikle Batılı devletler gibi, Afrika’ya ve bu kıtanın insanlarına karşı tek taraflı, yapay ve geçici bir yaklaşım sergilemiyor. Aksine Türkiye, kıtaya yönelik ilgisinin samimi, uzun vadeli ve karşılıklı fayda üzerine kurulu olduğunu, attığı bütün adımlarla Afrikalı kardeşlerine gösteriyor. Bu zirve Türkiye ve Afrika’dan medya kurumlarını ve yöneticilerini bir araya getiriyor. Gerek üst düzey yöneticiler gerekse uzmanların katkılarıyla yayıncılık alanındaki gelişmelere dair fikir ve tecrübe teatisine imkân verecek zirve, aynı zamanda yeni iş birliği fırsatları sunacaktır. Bugün itibariyle küresel iletişim ağında güçlü şekilde yerini alacak olan TRT Afrika’nın, kıtayla ilgili alışılagelmiş algılara ve tek taraflı bilgi akışına özgün bir perspektifle yeni bir soluk getireceğine inanıyorum. Çünkü biz Batı medyasının Afrika’ya yönelik ayrımcı, ötekileştirici ve negatif bir söylem ve algı oluşturan yayıncılık anlayışına karşı alternatif bir haberciliğin geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda gerek Anadolu Ajansı gerek TRT, ülkemizin bölgesel ve küresel alandaki insan ve adalet odaklı yaklaşımını uluslararası yayıncılık alanına yansıtıyor. TRT’nin bu yayınları, dünyanın dört bir yanında, sesi duyulmayanların sesi oluyor, görmezden gelinenleri görünür kılıyor. Bugün TRT Afrika ile uluslararası yayıncılık zincirine yeni ve güçlü bir halka daha ekleyen TRT, uluslararası haber platformlarının sayısı 7’ye yükseltiyor. TRT böylece, 10 yıldan kısa bir sürede, 10 dilde ve 7 platformda yayın yapan, on milyonlarca kişiye ulaşan bir uluslararası kanal statüsüne ulaşma başarısını elde etti” şeklinde konuştu. “Sistematik dezenformasyona karşı ülkelerimizi dirençli hale getirmeliyiz” Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun konuşmasını, “Küresel boyutta uluslararası ilişkilerden ekonomiye, dijital platformlardan medyaya her alanda hâkim olan adaletsizlikler, eşitsizlikler her gün farklı biçimlerde kendini gösteriyor. Bu adaletsizliklerin, eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için Cumhurbaşkanımız Sayın Cumhurbaşkanımız “Dünya 5’ten Büyüktür” ve “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” düsturuyla uluslararası platformlarda önemli bir liderlik sergiliyor, yoğun bir gayret sarf ediyor. Bu mottoların sadece uluslararası ilişkiler ya da ekonomi değil, aynı zamanda küresel enformasyon ortamına yönelik eleştirel yaklaşımın da bir özeti olarak da değerlendirebiliriz. Adil olmayan ve eşitsizlik üreten bu küresel sistemi besleyen önemli kaynaklar arasında kolonyalist bir medya ve enformasyon düzeninin olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Medya ve iletişim alanının küresel boyutta kritik bir mücadele alanı olduğunu unutmamalıyız. Küresel çetelerden terör örgütlerine, bütün şer odaklarının günümüzde en çok kullandığı silahlardan biri olan sistematik dezenformasyona karşı ülkelerimizi dirençli hale getirmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde biz bu mücadelede hem ülkemiz hem de insanlık adına üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyor, gerekli adımları atmayı sürdürüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye’nin öncülük ettiği bu mücadeleyi biz hakikat mücadelesi olarak nitelendiriyoruz. Ve bu hakikat mücadelesine Afrikalı dostlarımızın verdiği, vereceği desteği son derece kıymetli buluyoruz. Hiç kuşkusuz bu mücadele, sadece bir ülkenin tek başına yürütebileceği bir mücadele değildir. Biz Türkiye olarak bireyler, toplumlar ve devletler açısından en büyük tehditlerden biri olan dezenformasyona karşı mücadelede geliştirdiğimiz güçlü kapasite dahil olmak üzere, medya ve iletişim alanındaki tüm imkanlarımızı ve tecrübemizi Afrika ülkeleriyle paylaşmaya hazırız” cümleleriyle sonlandırdı.