Kandilli Rasathanesi’ni ziyareti sırasında deprem ile ilgili konuşan Kurum “Çalışmalarımızı bilimin ışığında yapmak istiyoruz”
Kandilli Rasathanesi’ni ziyareti sırasında deprem ile ilgili konuşan Kurum “Çalışmalarımızı bilimin ışığında yapmak istiyoruz”
İBB Başkan Adayı Murat Kurum Üsküdar’da Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener’i makamında ziyaret etti. Ziyaret sırasında konuşan Kurum “Bir deprem şehri olduğumuz kadar aynı zamanda oluşan depremlerle birlikte tsunami tehlikesi yaşama riskimiz de var. Kandilli Rasathanesi’ndeki hocalarımızla gerek deniz seviyesindeki değişikliği yani tsunami tehlikesini, gerekse depremlerin anlık dijital tespitlerini yapıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi yapacağımız bir protokolle tüm verileri anlık aktaran, bu verilere ilişkin tespit ve tedbirleri alan bir belediye anlayışımız olacak. El birliği içerisinde bu süreci yönetiyor olacağız. Çalışmalarımızı bilimin ışığında yapmak istiyoruz ” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum Üsküdar’da Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nü ziyaret etti. Ziyaret sırasında Murat Kurum’u Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ile Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat karşıladı. Kurum deprem izleme salonunda büyük İstanbul depremiyle ilgili bilgi alıp sohbet etti. Öte yandan ziyareti sırasında basın açıklaması yapan Murat Kurum gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Yapacağımız protokolle tüm verileri anlık aktaran, verilere ilişkin tespit ve tedbirleri alan bir belediye anlayışımız olacak”
Ziyareti sırasında basın açıklaması yapan İBB Başkan Adayı Murat Kurum “Ülkemiz bir deprem ülkesidir. Geçen yıl 58 bin deprem meydana gelmiş. Maraş depremleri sebebiyle olağanın üstünde bir deprem sayısı ama normal şartlarda da ülkemizde her yıl yaklaşık 18-20 bin deprem oluyor. Marmara’da her yıl 800 ile bin arası deprem yaşıyoruz. Burada irili ufaklı birçok deprem oluyor. Bazıları hissediyor, bazılarını ise hissetmiyoruz. Bir deprem şehri olduğumuz kadar aynı zamanda oluşan depremlerle birlikte tsunami tehlikesi yaşama riskimiz de var. Kandilli Rasathanesi’ndeki hocalarımız gerek deniz seviyesindeki değişikliği yani tsunami tehlikesini, gerekse depremlerin anlık dijital tespitlerini yapıyorlar. 1 Nisan itibariyle daha önce yapmış olduğumuz işbirliklerini hem Kandilli Rasathanesi’nde hem Boğaziçi Üniversitesi’nde hem de diğer üniversitelerimizle birlikte yürütmek istiyoruz. Çalışmalarımızı bilimin ışığında yapmak istiyoruz. Erken uyarı sistemleriyle birlikte İstanbul’da en kritik en önemli binalardaki izolatör sisteminden tutun da buradaki verilerin direk o binalara, Büyükşehir Belediyesi sistemine aktarıldığı, gerek doğalgaz hatlarında yapılması gerekenler, gerek ulaşım hatlarında yapılması gerekenleri dijital İstanbul anlayışıyla birleştirmiş olacağız. Kalıcı çözümleri deprem dönüşümüyle, kentsel dönüşümle birlikte atarken, muhtemel depremlere karşı yapmamız gerekenleri de hocalarımızla birlikte çalışıyor olacağız. Bu alanda eğitim yapmış uluslararası kabulü olan hocalarımızla üniversitelerimizde bu çalışmaları yaparak, muhtemel afetlere ve tsunami riskine karşı da tedbirlerimizi almak durumundayız. Bunu el birliğiyle, bilimin ışığında, bilim insanlarıyla beraber yapacağız. Hocalarımızın da bugün fikirlerini bir kez daha almış olduk. Onlar da İstanbulluların farkındalığının geliştirilmesi ve bu sürece katkı sağlamak adına her türlü özveriyi gösteriyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi yapacağımız bir protokolle tüm verileri anlık aktaran, bu verilere ilişkin tespit ve tedbirleri alan bir belediye anlayışımız olacak. El birliği içerisinde bu süreci yönetiyor olacağız” dedi.
“Dirençli bir İstanbul vaat ediyoruz”
Muhtemel İstanbul depremi ile ilgili çalışmalarının olup olmadığını soran bir gazeteciye Kurum şu şekilde cevap verdi: “Muhtemel afet önleme ve kalıcı çözümle alakalı Türkiye Yüzyılında İstanbul Vizyonu’nda 10 başlıkta bu projelerimizi açıkladık. Dirençli bir İstanbul vaat ediyoruz. Dirençli İstanbul’la birlikte hem muhtemel afetlere karşı lojistik alanları, arama kurtarma alanları, toplanma alanlarının altyapısı ve arama kurtarma ekiplerinin sayısının artırılmasından tutun da itfaiye istasyonlarına, hatta helikopter pistlerine kadar çalışmalarımızı yaptık. Kalıcı çözümleri ortaya koymak adına 7 saniye, 10 saniye erken haber alabiliyoruz. Bu farkındalığı ve bilinci artırırken bir taraftan da kalıcı çözümleri ortaya koymak durumundayız. 650 bin konutluk İstanbul tarihinin en büyük deprem dönüşümünü İstanbullu kardeşlerimizle birlikte gerçekleştiriyor olacağız. Bunu gerek KİPTAŞ eliyle, gerek yarısı büyükşehir belediyesinden dediğimiz gerek özel sektör vatandaşımızın işbirliğiyle bizim destek verdiğimiz ve 100 bin kiralık konutla birlikte yapacağız. Kentsel dönüşüm alanındaki vatandaşlarımızı rezerv alanlarda geçici süreyle taşıyarak, santralizasyon anlayışıyla dönüşümde bu çalışmaları yapıyor olacağız. 5 yılda acilen dönüştürülmesi gereken konutların bir an önce dönüştürülmesini istiyoruz. Bir buçuk milyon olduğunu tespit ettiğimiz riskli konutların da önümüzdeki 10 yıl içerisinde tamamen dönüşmesi hedefiyle bu çalışmaları yapacağız. Bilim insanlarımızla birlikte, onların fikirleri, önerileri ve görüşleri doğrultusunda yapacağız. El birliği içerisinde İstanbul’umuzu muhtemel depremlere hazırlayacağız”
“Tüm dünyadaki bilim insanlarının söylediği gibi Marmara’da bir sismik boşluk var”
Bir gazetecinin İstanbul’da deprem olma ihtimalinin soran gazeteciye cevap veren Enstitü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “Tüm dünyadaki bilim insanlarının söylediği gibi Marmara’da bir sismik boşluk var. Bu sismik boşluğu, yaklaşık büyüklüğünü söyleyebiliyoruz ama zamanını söyleyemiyoruz. Biz depremin ne zaman olacağından çok buna ne kadar hazırlıklı olacağımız konusunda çabaların yapılması gerekiyor. Depremin olabildiğince hazırken gelmesini ümit ediyorum” şeklinde konuştu.
“Marmara’daki fayın tek parça mı, 3 parça mı kırılacağı tartışılıyor”
Depremlerin 250 ile 400 yıl aralığında tekrarlanma ihtimalinin olduğunu bu yüzden muhtemel depremden bahsedilip bahsedilmediğini soran gazeteciye yanıt veren Özener, “Marmara bütün bilim insanları için odak noktası ve tüm dünyadaki bilim insanları burada çalışıyor. Türk bilim insanları da çok başarılı çalışmalar yapıyor. Bu deprem biliminde 250 yıl sonra 4 yıl sonra olacak diye kesin bir doğru yok. Depremin büyüklükleri de tartışılıyor. Marmara’daki fayın tek parça mı, 3 parça mı kırılacağı tartışılıyor. Yani yarın deprem olacakmış gibi hazırlanmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.