Konya’daki en büyük deprem 5,1 büyüklüğünde meydana geldi

Konya’daki en büyük deprem 5,1 büyüklüğünde meydana geldi
Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, Konya’da dün akşam saatlerinde önce 4,7 hemen ardından 5,1 büyüklüğünde iki depremin meydana geldiğini, Konya’da yaşanmış olan en büyük depremin 5,1’lik deprem olduğunu belirterek, "Konya fay zonu ana fayı 50 kilometre uzunluğunda belki örtü altında daha da uzun. Ana fay tek parça halinde kırılırsa, 6 ile 6,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip ancak fay parçaları kırıklığı olması, tümünün aynı anda kırılmasını çok yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmiyoruz" dedi. Konya ve çevresinde dün akşam saatlerinde hissedilen 2 deprem meydana geldi. Sarıcalar ve Yukarıpınarbaşı bölgesindeki deprem 4,7 büyüklüğünde kayıtlara geçerken, hemen ardından Yazıbelen ve Güveç bölgesinde 5,1 büyüklüğünde deprem hissedildi. Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, bölgedeki fay zonları hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Fetullah Arık, Konya fay zonunun Ardıçlı bölgesinden başlayıp güneye doğru ardından da Hatıp bölgesine kadar devam ettiğini belirterek, “Konya fay zonu ana fayı üzerinde beklenen bir deprem aslında. Sürekli olarak meydana geliyor bu bölgede. Özellikle aletsel dönem içerisinde rastlanmış olan ya da yaşanmış olan en büyük deprem bu 5,1’lik deprem. Art arda iki farklı deprem haberi geldi. Sarıcalar ve Yukarıpınarbaşı bölgesindeki deprem 4,7 büyüklüğünde. Hemen ardından Yazıbelen ve Güveç bölgesinde 5,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Çok şükür şu ana kadar herhangi bir hasar ve can kaybı haberi yok, bu da sevindirici gelişme” dedi. “Ana fay tek parça halinde kırılırsa, 6 ile 6,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip ancak çok yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmiyoruz” Konya fay zonunun yaklaşık 50 kilometre uzunluğunda 4 kilometre eninde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya fay zonu ana fayı, hemen Konya Ovası’yla dağları sınırlayan bölge içerisinde, Yukarıpınarbaşı’ndan başlayarak Selçuk Üniversitesi kampüsünün batısından güneye doğru Yazır bölgesinden geçip, Hatıp bölgesine uzanan yaklaşık 50 kilometre uzunluğunda bir fay zonu. Bu fay zonu parçalı kırıklardan oluşuyor. Yüzeydeki genişliği 4 kilometre kadar izlenebiliyor. 2009 yılı 10-11 Eylül tarihlerinde bölgede 4,5 ile 4,7 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmişti. Ondan sonra meydana gelen daha büyük bir deprem bizim daha önceki açıklamalarımızda ve bilim insanlarının ortaya koyduğu sonuçlara göre, bu Konya fay zonu ana fayı 50 kilometre uzunluğunda daha da uzun belki örtü altında. Çünkü devamlılığı da var. Ana fay tek parça halinde kırılırsa, 6 ile 6,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip ancak yine belki de mutlu bir gelişme fay parçaları kırıklığı olması, tümünün aynı anda kırılmasının çok yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmiyoruz. Ancak vatandaşlarımızın yine de en kötü senaryoya göre, hazırlıklı olmaları gerekiyor. 6,5 büyüklüğünde bir deprem tabii ki dünkü yaşadığımız depreme göre, çok daha fazla ciddi hissedilecektir ve yıkıma da neden olacaktır. Ama normalde 5,1 büyüklüğünde bir deprem eğer binalar hizmet almışlarsa yıkıma neden olmayacaktır. Bunun için bir paniğe ya da endişeye gerek yok” şeklinde konuştu. “Depreme bağlı bir yüzey yarığı şu ana kadar tespitimizde söz konusu değil” Konya merkezli 5,1 büyüklüğündeki deprem sonrası yüzeylerdeki kırıklar hakkında bilgi veren deprem sonrası Prof. Dr. Fetullah Arık, “5,1 büyüklüğünde bir depremden sonra yüzeyde bir kırık genellikle beklenmez. Deprem büyüklüğü 6,5’tan sonra olabilir. Ancak geçtiğimiz günlerde, Niğde ve Adana bölgesinde meydana gelen depremlerden sonra da yüzey kırıklarının meydana geldiği söylendi. Ancak bu bölgede Yukarı Pınarbaşı’ndaki meydana gelmiş olan yer yarıkları geçtiğimiz Haziran ayı içerisinde bölgede rastlandığı belirtildi. Oradan sahadan da görüntüleri gelmişti bize. Yukarı Pınarbaşı’nda meydana gelmiş olan yüzey yarıkları aslında dünkü depremden daha önce meydana gelenler. Belki dünkü depremle birlikte biraz daha genişlemiş olabilirler. Çünkü depreme bağlı bir yüzey yarığı şu ana kadar tespitimiz de söz konusu değil” ifadelerini kullandı. “Yerleşmelerimizi planlarsak beklediğimiz o büyük afet olayı meydana gelmeyecektir” Sadece deprem değil, depreme benzer birçok doğa olayıyla karşı karşıya olduğumuzu ifade eden Prof. Dr. Arık, "Son günlerde yangınlar çok yaygınlaştı, doğal yangınlar ya da insan eliyle çıkmış olan yangınlar, heyelanlar, taşkınlar yaşıyoruz. Konya bölgesinde ise obrukları yaşıyoruz. O nedenle doğayla bir şekilde yaşayabilmek için onun karakterini net olarak öğrenmek ve ona göre hareket etmek zorunluluğumuz var. Eğer biz bu şekilde bilerek binalarımızı, yerleşmelerimizi planlarsak beklediğimiz o büyük afet olayı meydana gelmeyecektir diye düşünüyoruz” diye konuştu.