Maden Mühendisi Metin Konak Yeraltında da yeryüzünde de kazaların hepsinde bir ihmal vardır

Maden Mühendisi Metin Konak: “Yeraltında da yeryüzünde de kazaların hepsinde bir ihmal vardır”
1992 yılında Zonguldak-Kozlu’daki grizu faciasını yaşayan, Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nda 38 yıl görev yaptıktan sonra emekli olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Maden Mühendisliği Bölümü’nde mühendis adayları ile tecrübelerini paylaşan maden mühendisi Metin Konak, Bartın’ın Amasra ilçesinde dün meydana gelen maden ocağındaki grizu patlaması ile ilgili yaşananları değerlendirdi. Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden ocağındaki patlamada 40 madencinin hayatını kaybetmesinin bir madenci olarak kendisini de üzdüğünü belirten maden mühendisi Metin Konak (66), “Bu olay bana 3 Mart 1992 yılında Zonguldak Kozlu’daki yaşadığımız büyük gruzi faciasına akıllara getirdi. 263 madenci kardeşimizi kaybettik. O yıllarda ben Zonguldak-Kozlu müessesinde aktif görev yapıyordum. Çektiğimiz acılarımızı biz biliriz, aylarca yıllarca yaşadıklarımızı biz biliriz” dedi. "İzlediğim haberler sonrasında bir kere daha yıkıldım" Dün akşam 18.30 sıralarında televizyondan haberi izlediğinde bir kere daha yıkıldığını belirten Konak “Beni üzen bu olayın yanında madencilik dışında bazı kişi ve kuruluşların bu gibi olaylarda sebep beyan etmesidir. Madencilik madencilerin işidir. Türkiye’de bazı kesimlerde kendi işleri dışındaki işlere karışarak kaos ortamı oluşturmak isteyenler var. Akşamki olayın ilk andan beri bir grizu faciası olduğu belli. Kalkıpta buna trafo patlaması demek, şu demek bu demek bizi madenciler olarak üzdü. Kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye sebebiyet verdi” diye konuştu. Grizu patlamasının oluşumu ile ilgili bilgi veren Konak “Kömür içindeki metan gazının dışarı çıkması sırasında havayla birleşmesi grizu gazını meydana getirir. Küçük bir ısı kaynağı ile buluşması patlamasına sebep olur. Bu ısı kaynağı madende kullanılan elektrikli aletlerden kaynaklanabilir. Bu aletlerin hepsinin anti grizulu olması lazım. Kazı esnasında taş yere çarptığında kazma ile yapılan bir işlem sırasında çıkan bir kıvılcım patlamaya neden olabilir. Oradaki bir arkadaşımız sigara içiyor olsa bile bundan çıkacak bir ateş bile grizunun patlamasına sebep olabilir. Bu grizu patladığında büyük bir ısı meydana getirebilir. Bu ısı 300-500 derecelik değerlere varabilir. İlk ölümler patlamanın olduğu yerde yaşanır. Yangın bu patlamanın neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu grizu yüzde 4,5 ile yüzde 14,5 oranları arasındaki değerlerde patlar. Bu ne demektir 100 metreküp havanın içinde 4,5 metreküp metan gazı oranı varsa yüzde 14,5 oranında metan varsa bu oranlar arasında ısı kaynağı ile temas ettiğinde patlar” şeklinde konuştu. “İhmalin olup olmadığı yapılacak soruşturma sonrası ortaya çıkar” Türkiye’nin Taş Kömürü Kurumu’nun her türlü teknik donanıma sahip olduğunu hatırlatan Konak “Üretim yapılan birimlerde hava istasyonlarında her türlü gazı ölçen sensörler vardır. Sensörler aldıkları bilgiyi yeryüzündeki istasyona iletirler. Oradaki görevli arkadaşlar gerekli müdahaleyi yaparlar ve boşaltılması gereken yerlerle ilgili ekiplere boşaltılması yönünde bilgi verir. Akşamki bu olayda bunların yaşanıp yaşanmadığını bilemiyoruz. Metan sensörleri yukarıya uyarıyı verdi mi vermedi mi ? Sensörler bozuk mudur kalibre ayarları yapılmış mıdır ? İstasyondaki arkadaşlar sensörlerden gelen bilgiyi gerekli ilgili birimlere ulaştırmışlar mıdır? Ocaktaki arkadaşlara gerekli uyarı yapılmışmıdır? Bilemiyoruz. Bu ancak yapılan soruşturma neticesinde ortaya çıkar” ifadelerini kullandı. Amasra müessesindeki kömürlerimiz gaz içeriği açısından çok yüksek oranlara sahip olduğuna dikkan çeken maden mühendisi Metin Konak, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Burada bizim olduğumuz yıllarda üretim yerlerindeki kömür çok sert olduğu için kömürün kazılacağı yerde delip delip dinamit patlatarak kömürü gevşetirlerdi. O şekilde ilerlenirdi. Son yıllarda bu madenlere mekanize kazı geldi. Burada çalışma yapılırken metan gazının önlenmesi için drenaj edilmesi lazım. Bunun yöntemleri var. Ya arına kısmi metan sondajı yaparsınız. Ya da tavan taşına sondajlar yaparak hazırladığınız panonun içindeki metanı alırsınız veyahut çok daha pahalı yatırım gerektiren bir sistem olan yeryüzünden sondajlar yaparak bütün havzanın içindeki damarları drene ederek yeryüzünde bu metan gazını değerlendirmeye gidersiniz. Dünya üzerinde metan gazı değerlendirilmesi gereken bir gazdır. Bunların yapılıp yapılmadığını bilemiyoruz. Amasra-Bartın arasındaki kömür rezervleri çok zengin olduğundan burada kurumumuz tarafından bizim dönemimizde bir metan drenaj ihalesi yapılmıştı.” “Metan gazı patlamasından sonra en büyük tehlike kömür patlamasıdır” “Metan gazı patlamasından sonra en büyük tehlike kömür patlamasıdır” diyen Metin Konak, şu bilgileri paylaştı: “Metan gazı patlamasından sonra kömür patlaması olursa bunun önüne geçmek mümkün değildir. Bu ocak kaç kilometre kare bir alansa her tarafı etkileyebilir. Göçüklere de neden olabilir. Burada bir kömür tozu patlaması olmadı. Lokal bir grizu patlaması ve bunun neticesinde çıkan yangının havaya karışarak zehirli karbonmonoksit gazını oluşturarak işçilerin boğularak ölümlerine neden oldu. Bu yangının yayılmasını önlemek için de ocaklarımızda taş tozu ve su barajlarının yapılması gerekir. Bunların da yapılıp yapılmadığını bilemiyoruz. Galeri boyunca tabanlar boyunca taş tozu tozu (beyaz kalker) serpilmesi gerekir. Patlama olduktan sonra yapılacak olan işlem tahliye ekiplerinin ocağa girerek canlı yaralı arkadaşları tahliye ettikten sonra geri kalan yerlere derinliklere ulaşarak geri kalanları tahliye edilmesi gerekir. Bu o kadar olay bir durum değildir. Önce öncü ekiplerin gidip duruma bakıp kriz masasına bilgi vermesi ondan sonra çalışma başlatılması gerekir. Bunlar mutlaka yapılmıştır. Başlarındaki arkadaşlar deneyimli arkadaşlarımız. Yangınların söndürülmesi için gerekli çalışmalar yapılmıştır. Çok büyük bir yangın varsa ise tek yapılacak iş o yeri o madeni kapatmaktır, tamamen havayla teması kesmek ve yangının sönmesini sağlamak gerekir. Böyle bir durumda içerde kalan arkadaşlara hiçbir müdahale yapılamaz.” “Sabotaj olma ihtimali sıfır” Metin Konak, sabotaj ihtimalinin söz konusu olamayacağını da belirterek “Sabotaj olma ihtimali sıfır ancak küçük bir tedbirsizlik olabilir. O kıvılcımın sebebi nedir ona neden olan olay nedir? Metan deranj sistemleri çalıştı mı ? Sensörler çalıştı mı? çalıştıysa yukarıya gerekli uyarı verdikten sonra havalandırma aktif hale getirilerek oradaki metan bertaraf edilmeye çalışıldı mı ? Bunlar önemli. Yeraltında da yeryüzünden de kazaların hepsinde bir ihmal vardır. Küçük bir tedbirsizlik vardır. Kimseyi suçlamak istemiyorum. Şu ihmal edildi bu ihmal edildi demek istemiyorum. Bu patlamaya neden olan ısı kaynağı nedir? Elektrik motorundan bir ark geldiyse bu elektrik motorunun bakımı yapılmış mıdır? Yeraltına gönderilen bir aletin anti grizulu olması gerekirken buna bakılmış mıdır? Yangını önlemek için su barajları yapılmış mıdır? Bunların hepsine bakılması, hepsinin incelenmesi lazım” dedi. “Kömür madenciliği madenciliğin en zor kısmı” Kömür madenciliğinin madenciliğin en zor kısmı olduğunu vurgulayan Konak “Enerjide Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte Avrupa’da bir doğalgaz sorunu ortaya çıktı. Geçmiş yıllarda kömür üretimini bırakmış olan Almanya-İngiltere gibi ülkeler tekrar kömür madenlerini çalıştırmaya başladılar. Bizim elimizdeki Zonguldak bölgesindeki kömür madenleri dünyada sayılı kömür madenleri arasında. Yetişmiş mühendislerimiz var. Ülkemize 80 yıl kadar götürecek bir rezervimiz var. Denizaltı çalışmaları da yapılırsa bu doğal kaynakları ülkemize kazandırmak zorundayız. Zonguldak’taki madencilik meşakkatli madencilik. El emeği ile yapılan madencilik. Neden çünkü Zonguldak havzası çok büyük tektonik hareketler sonucunda oluşmuş bir saha. Bugün Ukrayna’daki Donetsk havzası gibi değil, Almanya’daki, Çin’deki kömür ocakları gibi buralara her türlü mekanize sistemi sokabiliyorsunuz homojen bir yapıda kömür damarları. Biz de ise tamamen insan gücüyle çalışmak zorunda kalıyorsunuz neden çünkü çok büyük tektonik olaylar yaşamış bu havzanın oluşumu. Dünyadaki emsallerine göre zor bir havza. Dışarıdan gelen uzmanlar gördüklerinde hayretlerini ifade ediyorlardı. Elimizdeki madenlerin kıymetini bilmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.