Medicana Sağlık Grubu nun düzenlediği Karaciğer Nakli Sempozyumuna doktorlar büyük ilgi gösterdi

Medicana Sağlık Grubu’nun düzenlediği Karaciğer Nakli Sempozyumuna doktorlar büyük ilgi gösterdi
Medicana Sağlık Grubu’nun düzenlediği ‘Karaciğer Naklinde Güncel Tedavi yaklaşımları 21 Ocak Cuma günü Medicana Ataşehir Hastanesinde gerçekleştirildi. Türkiye ve İstanbul genelinde gastroenteroloji ve genel cerrahi alanında önemli isimleri bir araya getiren sempozyumda karaciğer naklinde güncel gelişmeler tartışıldı. Açılışını Medicana International İstanbul Hastanesi genel müdürü Dr. Öğretim üyesi Deniz Yorgancılar’ın yaptığı sempozyumun moderatörlüğünü Prof. Dr. Necati Örmeci üstlendi. Sempozyumda “Transplantasyonda Hasta Seçimi” konusunda Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Akyıldız, “HCV’li Hastada Transplantasyon” konusunda İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, “HCC’li Hastada Transplantasyon” konusunda Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Deniz Balcı bilimsel gelişmeler ışığında davetli hekimlere bilgiler verdi. Medicana International İstanbul Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Sabri Tekin, “Transplantasyonda Güncel Cerrahi Yaklaşımlar” ve yine Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Yakut ise “HBV’li Hastada Transplantasyon” konusunda sunumlarını gerçekleştirdi. Tekin: Kadavradan organ bağışında ciddi bir sorun yaşıyoruz Medicana International İstanbul Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Sabri Tekin sempozyumda yaptığı konuşmada, “Toplumda son zamanlarda karaciğer yetmezliği nedeniyle tedavi gören, bu hastalıktan muzdarip olan hasta sayısı giderek artıyor. Başta hepatit B, hepatit C olmak üzere, alkole bağlı karaciğer yetmezliği, son dönemlerde giderek artan obezite ve buna bağlı karaciğer yağlanması ile gelişen karaciğer yetmezliği hastalığında ciddi bir artış var. Bu artış sayısını karşılamak için yaptığımız nakil sayısı maalesef çok yeterli değil. Özellikle kadavradan organ bağışında ciddi bir sorun yaşıyoruz. Buna karşılık bu hastaları hayatta tutmak için canlı vericili organ nakillerinde bir artış sağlamaya çalışıyoruz” dedi. “Nakil sayısını artırmalıyız” “Her şeyden önce organ bağış sayısını artırmamız gerekiyor” diyen Prof. Dr. Tekin, “Bu hastalığı tedavi etmenin başka bir yolu yok. Ne yaparsak yapalım bu hastalar sonuçta organ beklerken hayatlarını kaybediyor. Bu şekilde bir tedavi şansını ve nakil sayısını artırmak için iki şey yapabiliriz; Kadavra donör sayısını artırabiliriz. Bunun için çok çaba sarfediyoruz. Bakanlığında bu konuyla ilgili ciddi çalışmaları var. Toplumu bilgilendirmek için farkındalık yapmak adına birçok şey yapılıyor aslında ama bunların sonucunda kadavra nakil sayısını artıramadığımızın farkındayız. Dolayısıyla canlı vericiden yapılan nakil sayısını artırmak gerekiyor. Bu konuda en büyük önem canlı vericilerin ameliyatlarında bu vericilere zarar vermemek için daha neler yapabiliriz, en ideal ameliyat şeklini oluşturabilir miyiz? Bunun arayışındayız” dedi. “Başarı oranlarını yüzde 90’ın üzerine çıkarmış durumdayız” Son zamanlarda özellikle nakilden sonra karaciğerlerin çalışabilmesi için çok daha spesifik ilaçlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tekin, “Çok daha değişik tedavi imkanlarımız var. Başarı oranlarını yüzde 90’lara hatta üzerine taşımış durumdayız. Sadece nakil yapmak gerekmiyor, bu hastaları nakilden sonra da ömür boyu takip etmek gerekiyor. Nakil yapılırken en büyük risk faktörü hastalığın çok ilerlemiş olmasıdır. Maalesef hastalar bize çok geç evrede başvuruyorlar. Hastalık çok ilerlediği zaman hem başarı şansı düşüyor hem de ameliyatla ilgili komplikasyon dediğimiz istenmeyen durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu hastaların hayatta kalabilmesi için tek şans organ naklidir. Özellikle beyin ölümünden sonra kadavra organ bağışında çok ciddi bir artış sağlamamız gerekiyor aksi takdirde maalesef bu hastaları organ beklerken kaybediyoruz. Organ bağışı kesinlikle hayat kurtarır” diye konuştu. Yakut: İlerleyici sirozda artık ilaçla tedaviye tanır alamıyoruz Medicana International İstanbul Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Yakut ise “Karaciğer nakli; hepatit B, hepatit C gibi bulaşıcı sarılıkların son dönemi, kilo fazlalığı, obeziteye bağlı karaciğer yağlanması, ailevi karaciğer hastalıkları, nadir görülen karaciğer demir, bakır fazlalıkları, karaciğer romatizması gibi bazı hastalıkların son döneminde karaciğer artık görevini yapamıyor. Karaciğerin görevini yapamadığı döneme siroz diyoruz. İlerleyici sirozda artık ilaçla tedaviye yanıt alamıyoruz. Bu dönemlerde işlevini yitirmiş karaciğerin yerine canlıdan veya kadavradan aldığımız karaciğerle yeni karaciğer nakli yapılıyor. Karaciğer naklinin başarısı burada devreye giriyor. Ülkemizde ve hastanemizde başarılı bir şekilde ve güvenle yapılıyor” dedi.