Mimar Sinan a ilham veren 700 yıllık tarihi cami enkaza döndü
Mimar Sinan’a ilham veren 700 yıllık tarihi cami enkaza döndü
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinin en önemli tarihi eserlerinden biri olan ve Mimar Sinan’a da ilham kaynağı olduğu belirtilen 700 yıllık Ulu Cami’nin minaresi ve kubbesi, 7,6 büyüklüğündeki depremle birlikte büyük hasar aldı.
Elbistan’da 6 Şubat’ta yaşanan deprem, şehirden geriye enkaz yığını bırakırken, yüzlerce yıllık tarihi eserler de felaketle birlikte adeta yok oldu.
Kentin en önemli dini ve kültür hazinelerinden biri olan 700 yıllık Ulu Cami de büyük oranda tahrip oldu. Tarihi caminin minaresi tamamen yıkılırken, kubbesi de zarar gördü. Büyük bölümü yıkılan minareden düşen taşlar, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in dedesi olan Dulkadiroğlu Beyliği’nin hükümdarı Alaüddevle Bozkurt Bey’in de kabrini tahrip etti.
Elbistan’ın simgesi konumundaki Ulu Cami’nin kapısı üzerindeki kitabeye göre cami ilk olarak, Selçuklu hükümdarı II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in emriyle Elbistan ve çevresinin valisi olan Emir Mübariziddin Çavlı tarafından miladi 1240 yılında inşa edildi. 1507 yılında Şah İsmail’in istilası sırasında Elbistan’daki bütün han, hamam, medrese, kale, köprü, saray vs. ile birlikte önemli ölçüde tahrip edildi.
Dulkadiroğlu Beyliği’ne yıllarca başkentlik yapan Elbistan’daki Ulu Cami’nin yeniden ayağa kalkması ise 1515 yılında sağlandı. Caminin duvarları, taç kapısı, son cemaat yeri ile minaresi korunmak suretiyle üzeri tamamen Osmanlı tarzı merkezi planlı kubbeler ile kapatıldı. Mimar Sinan’ın, henüz baş mimarlığa yükselmeden önce yeniçeri ocağındayken Elbistan’a bizzat gelerek kubbe yapısını incelediği ve çıraklık eserim dediği Şehzade Camii’nden itibaren bu tarzı uygulayıp daha da geliştirdiği rivayet edilen Ulu Cami’nin yıkık hali ise vatandaşları derinden üzüyor.
Caminin yıkık halini cep telefonu ile fotoğraflayan vatandaşlar, “Şehrimizin simgesiydi’ diyerek, “Taş üstünde taş bırakmayan deprem, yüzyıllardır ayakta duran Ulu Camimizi de yıktı. 700-800 senelik bir camiydi. Elbistan’ımızın simgesiydi. 1500 yılında da yerle bir olmuştu. İçimiz gidiyor. Bu haline çok üzülüyoruz. Bayağı tahribat var. Yavuz Sultan Selim’in dedesinin mezarı da var bahçede. O mezar da zarar görmüş” şeklinde konuştular.