Oğlu maden faciasında ölen anne; 9 yıldır mezarını severek hasret gideriyor

Oğlu maden faciasında ölen anne; 9 yıldır mezarını severek hasret gideriyor
Zonguldak’ta 2013 yılında meydana gelen maden faciasında 30 yaşındaki oğlu Ahmet Şeker’i kaybeden anne Havva Şeker, TTK’nın 6 eski yöneticisinin yeniden yargılanacağı davayla ilgili "Adalet yerini bulsun" diye konuştu. Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait Kozlu Müessese Müdürlüğü’nde Star A.Ş. isimli yüklenici firmanın -630 kotunda hazırlık çalışması yaptığı sırada ani gaz ve kömür püskürmesi (degaj) meydana geldi. Yaşanan faciada 8 maden işçisi hayatını kaybetti 8 maden işçisi de yaralandı. Facianın ardından başlayan yargılama sürecinde Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2019 yılında verdiği kararda; 10 sanıktan taşeron firma yetkilisi 3 sanık hakkında 8 yıl 4 ay, dönemin Kozlu Müessese Müdürü ve TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu ve TTK Kozlu Müessese Müdür Yardımcısı Nurettin Yılmaz 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer 5 sanığın beraatine karar veren mahkeme, TTK yetkililerine verilen hapis cezasının da paraya çevrilmesine karar verdi. Öte yandan dönemin TTK Genel Müdürü Burhan İnan ve TTK yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 6 kişi hakkında ise 2014 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca soruşturma izni verilmeyince yargılama yapılamadı. Konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınmasının ardından 6 eski yönetici hakkında yargılama sürecinin önü açıldı. Cumhuriyet Savcısı Onur Üzgül tarafından 28 Mayıs 2022 günü hazırlanan iddianamenin 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesinin ardından 6 eski TTK yöneticisi 25 Ekim günü hakim karşısına çıkacak. "O günlerin acısını Amasra’daki ocakta yaşadık" 2013 yılındaki maden faciasında ölen 8 işçiden Ahmet Şeker’in annesi Havva Şeker’in 9 yıldır evlat acısı dinmiyor. Maden ocağında patlama olduğu haberini aldıktan sonra Kozlu’ya giderek oğluna ulaşmaya çalıştığını anlatan anne Havva Şeker, Amasra’da 41 maden işçisinin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak da "Aynı acıyı tekrar yaşadık" diyerek gözyaşı döktü. Oğlunun mezarı başına gelerek gözyaşı döken, dua eden anne Havva Şeker, mezarı severek evladına olan hasretini dindirmeye çalışıyor. Amasra’daki faciayı televizyonda izlediğinde ambulansları görünce kendi yaşadıklarının gözünün önüne geldiğini söyleyen Havva Şeker, "O günlerde her şey üst üste yaşandı. Yapacak hiçbir şey yok. Haber ettiler ocakta patlama oldu dediler. Aynı o şekilde gittik oraya. Ben kendi çocuğum orada yoktu. Gittik baktık ki olan olmuş. Ben zaten kendimden geçmişim. Beni hastaneye kaldırmışlar. Hastane sonrası tekrar ocağın oraya gittim. Benim oğlum madenden en son çıktı. O günlerin aynısını Amasra’daki ocakta yaşadık. Ailelerin yürekleri aynı bizim gibi yandı. Ama hep ihmallerin sonuçları bunlar. Benim çocuğum da ihmal sonucu gitti. Sondajları kısa vurmuşlar. Mesafesini dar yapmışlar. Kömür degaj (ani püskürme) yapmış. Amasra’da da havalandırma olacakmış. Tekrar yine orada da ihmallerin sonucu orada patlama oldu. Orada ambulansları gördüm. Televizyonda haberleri izleyemedim. Kendi olayımız gibi gözümün önüne geldi. O gelinler, çocuklar, anneler, babalar. Her evin içinde bir acı. Herkesin akrabası var" dedi. "Herkes için adalet yerini bulsun" Dönemin TTK Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu’nun tali kusurlu olduğu gerekçesiyle cezasının para cezasına çevrilmesinin ardından genel müdürlüğe terfi ettiğini hatırlatan Havva Şeker, dönemin 6 TTK yöneticisinin yeniden yargılanacağı haberi üzerine şöyle dedi: "Ceza alacak kişiyi para cezasına çevirerek TTK’nın başına müdür yaptılar. Demek ki ödülü bu. Suçluyu başa getiriyorlar. Nasıl adalet, nasıl vicdan? Bunu anlayamadım. Acım her zaman taze. Bu çocuk 30 yaşındaydı. Oğlu 17 yaşına geldi. Kızı 7 aylıktı şimdi 11 yaşına geldi. Ancak böyle gelip mezarını sevebiliyorum. Allah kimsenin ocağına ateş düşürmesin. Çok zor. Suçlu olanlar için adalet yerini bulsun. Adalet yerini bulmazsa yüce Rabbimin adaleti daha büyük olur. Olabilir, bir kaza her yerde olabilir. İnsanlık hali bu. Öyle varsa bir şey diyemiyorsun. İhmal yapıp da o çocukların üzerinden kendi paranı kazanırsan, müdür olursan, öbür dünyada da hakkımı helal etmiyorum. Kaç kişi öldü. Vefat etti. Yazık günah değil mi? Kazım Eroğlu da vardı. Müessese müdürüydü şimdi genel müdür oldu. Ceza aldı dediler paraya çevirmişler. İnsan şok oluyor. Demek ki bir ihmal vardı ki belki Anayasa bunu gördü. Önceden göz ardı etmiş olabilirler. Bu olay olduktan sonra soruşturma izni verildiği için adalet yerini bulsun. Onlar yastığa başını koyup rahat yatabiliyor muydu? Vicdanları rahatsız oldu ki Anayasa soruşturma izni verdi. Herkes suçu varsa suçunu çeksin. Biz her gün buraya geliyoruz. Vicdan azabı çekiyoruz. Çocuğum yerin altına ekmek kavgası gitti. Üslubunca yaparsın işçilerini denetlersin. Allah’tan gelene her zaman razıyız. İhmal olup da yapılırsa biz ahirete kadar bunun peşindeyiz. Biz artık yaşlandık hiçbir yere gidemiyoruz. Çocuğumun mezarına bile gelmekte zorlanıyorum psikolojimiz bozuldu."