Ölümcül kuduz hastalığıyla ilgili veteriner hekimden aşı çağrısı

Ölümcül kuduz hastalığıyla ilgili veteriner hekimden aşı çağrısı
Ölümcül olmasıyla bilinen kuduz hastalığıyla ilgili konuşan veteriner hekim Tuğçe Kara, kuduz aşısının yüzde 100 oranında koruma sağladığını ancak bazı hayvan sahiplerinin buna rağmen aşı yaptırmadığını söyledi. Her yıl yaşanan kuduz vakalarında binlerce insanın ölümüne yol açan kuduz hastalığıyla ilgili bilgiler paylaşan veteriner hekim Tuğçe Kara, hayvanlara kuduz aşısı uygulanmasının şart olduğuna dikkat çekti. Aşının yüzde 100 oranında koruma sağladığını ve hayvanların hastalığı yaymasına engel olduğunu ifade eden Kara, buna rağmen hayvan sahibi olan bazı vatandaşların hala kuduz aşısına gereken önemi göstermediğini dile getirdi. Evde beslenen hayvanlarda kuduz bulaşma riskinin çok düşük olduğunun bilinmesi sebebiyle aşı yaptırılmadığını belirten veteriner hekim, bu şekilde ihmalkârlık yapılmasının ilerleyen dönemlerde kuduzu daha yaygın bir hastalık haline getirebileceğine ve buna önlem olarak senede 1 doz kuduz aşısı yaptırılmasının önemli olduğuna vurgu yaptı. “Son derece koruyucu bir aşısı varken ölüm oranının yüksek olması bize ihmalkârlık yapıldığını gösteriyor” Eskişehir’de veteriner hekimlik yapan Tuğçe Kara, hayvanlardaki kuduz hastalığıyla ilgili bazı detaylara değindi. Hayvan sahiplerinin kuduz hastalığının yaygın olmaması sebebiyle tedbirsiz davrandığını ve böyle devam edilirse ilerleyen dönemlerde kuduzun daha riskli bir hale gelebileceğini söyleyen Kara, “Kuduz çok tehlikeli bir hastalıktır. Yüzde 100 ölümcül denilebilir ve tedavisi yoktur. Geçtiğimiz günlerde yaptığım bir araştırmada bugüne kadar sadece 15 vakanın tedavi edildiğine dair bir yazı okudum. Ancak bunların da kesin kuduz teşhisi konulmamış. Yani vakalar şüpheli, kesin bir şekilde kuduzu tedavi ettik diyemiyorlar. O yüzden de yüzde kuduz 100 ölümcül bir hastalık olarak belirtiliyor ancak aynı şekilde yüzde 100 koruyucu bir aşısı var. Buna rağmen özellikle Asya ve Afrika’da başta olmak üzere tüm dünyada kuduz sebebiyle her yıl 55 bin ölümün gerçekleştiği söyleniyor. Böylesine etkili bir koruyucu aşısı varken ölüm oranının yüksek olması bize ihmalkârlık yapıldığını gösteriyor. Bizler belki son zamanlarda ülkemizde çok fazla kuduz vakası görmüyoruz ama yine de böyle bir risk var. Türkiye henüz kuduzdan arındırılmış bir ülke değil. Ne yazık ki hâlâ görülebiliyor. Hatta biz buradan yurt dışına hayvan gönderirken kuduz riskli bir ülke olduğumuz için titrasyon testi gibi uzun prosedürler uygulanıyor. Kuduz vakaları az gözüktüğü için insanlar önemsemiyor. Özellikle ev hayvanlarında kuduz bulaşma riski daha düşük olduğu için çok gerekli olmadığını düşünüyorlar. Belki evcil hayvanlar için bu risk çok düşük olabilir ama böyle devam ederek ipin ucunu bırakırsak artık bu bizim riskli bir hastalık olmaktan çıkarak yaygın ve tehlikeli bir hale gelir. Bunun önüne geçmek çok basit, hayvanlara yılda bir doz aşı uygulanması yüzde 100 oranında koruyuculuk sağlıyor” dedi. “Şu an için risk düşük ancak böyle diyerek ipin ucunu bırakırsak daha yaygın bir hale gelir” Tam anlamıyla koruma sağlanması için kuduz aşısının daha fazla yaygınlaştırılması gerektiğini ifade eden Kara, sağlıklı bir hayvan başka bir kuduzlu hayvan tarafından ısırıldıktan sonra aşı yaptırılmasının etki etmediğini belirtti. Özellikle köpek besleyen vatandaşlara uyarıda bulunan veteriner hekim Tuğçe Kara şöyle konuştu: Evet, ev hayvanları için kuduz riskimiz daha düşük ama sokak hayvanlarında hâlâ vakalar gözüküyor. Hatta geçen aylarda Eskişehir’de de böyle bir vaka olduğunu duymuştum. Sokak hayvanları için sorumluluk belediyelere düşüyor. Zaten barınakların bu konuda rutin bir uygulaması var. Kısırlaştırmak için alınan hayvanlara kuduz aşısı da uygulanıyor. O yüzden bu hastalığın Türkiye’de daha da azalmasını bekliyoruz. Devlet kurumları da bu konuda çok hassas. Trenle ya da otobüsle yolculuk yapacaksanız hayvanınızın kuduz aşısı olup olmadığına bakıyorlar. Sizin hayvanınız için risk düşük olsa da tam anlamıyla korunma sağlanması için mutlaka aşı yaptırılması gerekiyor. Diyelim ki bir sokak köpeğinde kuduz var, o gelip sizin köpeğinizi ısırdığı takdirde ne yazık ki geri dönüşü yok. Hemen aşıyı yapalım, hayvanımızı koruyalım gibi bir durum da olmuyor. Hiç dışarıya çıkmayan bir kedide yüksek ihtimalle kuduz göremezsiniz ama köpekleri gezmeye çıkarttığınız için başka bir köpeğin gelip ısırması gibi bir ihtimal söz konusu. Böyle risklere girmek yerine yılda bir doz kuduz aşısı yaptırmak sizi korur ve bu endişeden kurtarır. Bazı insanlar aşı fiyatlarının yüksek olmasından yakınıyorlar. Haklılar, buna bir şey diyemiyorum ama Tarım İl Müdürlükleri çok daha düşük bir ücretle aşı yapıyor. Veteriner hekimlerde aşı yaptıramayan vatandaşların Tarım İl Müdürlüklerine gitmesini tavsiye ediyorum. Unutmayın, şu an için risk düşük olabilir ancak böyle diyerek ipin ucunu bırakırsak daha yaygın bir hale gelir.” “Bir insan kuduza yakalanırsa ve virüs beyne ulaşırsa yüzde 100 ölümle sonuçlanıyor” Kuduz hastalığının tehlikesine dikkat çeken ve nasıl bulaştığını anlatan Tuğçe Kara, “Kuduz dünya tarihinde bilinen en eski hastalıklardan biri. Viral ensefalit (beyin iltihabı) dediğimiz semptomlara yol açar. Yani beyine yerleşen bir virüstür, dolayısıyla oldukça tehlikeli bir hastalıktır. Diyelim ki bir hayvan bacağından ısırıldı, virüs ne zaman etkisini gösterir bilemeyiz. Bu konuda beyniyle ısırıldığı noktanın uzaklığı çok önemli. Mesafe ne kadar uzaksa hastalık o kadar geç hastalık belirtileri göstermeye başlıyor. Başka bir hayvan tarafından ısırıldığı zaman insanlara da bulaşabiliyor. Bu konuda kertenkele ve kurbağa gibi hayvanlar riskli. Tavuk gibi kanatlı hayvanlar risk oluşturmuyor. Bu noktada yapılan bir çalışmaya göre de fare ve tavşan gibi kemirgenlerin de kuduz bulaştırma konusunda herhangi bir risk teşkil etmediği söyleniyor. Bizim için özellikle en riskli hayvanlar yaban hayatında olan kurt, çakal ve tilki gibi hayvanlardır. Ancak şehirleşme arttığı insanların bu hayvanlarla teması daha kısıtlı. Şehir içinde şu an en çok köpeklerde kuduz görülüyor. İkinci sırada ise çok tuhaf bir şekilde sığırlar geliyor. Kediler ise üçüncü sırada ancak sayıları daha düşük. Çünkü kediler ürkek hayvanlar ve kendilerini daha fazla koruyorlar. Saklandıkları için kolay kolay ısırılmıyorlar. Kuduzlu bir hayvan tarafından ısırılan insanın ise hemen hastaneye gitmesi gerekiyor. Isırıldıktan sonra aradan zaman geçerse ve virüs beyne ulaşırsa, semptomlar gözükmeye başlarsa ne yazık ki aşı etki etmiyor. Hastalık ilerliyor ve yüzde 100 ölümle sonuçlanıyor” şeklinde konuştu.