Şekerbank çalışanlarınca 13 milyon dolandırılan Rus vatandaşı iş adamı, parasını geri alabilmek için mücadele veriyor
Şekerbank çalışanlarınca 13 milyon dolandırılan Rus vatandaşı iş adamı, parasını geri alabilmek için mücadele veriyor
Hatay’da yaşayan Rus vatandaşı işadamı Huzeyfe Al İbrahim, ortak iş hayaliyle çıktığı yolda, Şekerbank çalışanına kaptırdığı 13 milyon dolar parasını geri alabilmek için mücadele veriyor.
İddiaya göre, 16 yıldır Hatay’da yaşayan Rus vatandaşı Huzeyfe Al İbrahim, ortak iş kurma amacıyla Türk iş adamına 13 milyon dolar ödeme yaptı. İş kurmak istediği şahısla planlanan tarihte vaat edilen işleri yapamayan Al İbrahim, parasını geri almak istedi. Türk işadamı, Al İbrahim’i de yanına alarak İskenderun ilçesinde bulunan Şekerbank Şubesine gitti. Bankada personelinden Türk işadamına ait 314 milyon TL’lik hesap olduğuna dair evraklar alan Al İbrahim, parasını geri alabilmek ümidiyle bir süre daha bekledi. Parasını istediği tarihte geri alamayan ve 2 banka personelinin de aralarında olduğu şebeke tarafından dolandırıldığını fark eden Al İbrahim, konuyla ilgili araştırma yaptığında kendisi gibi yaklaşık 10 vatandaşın daha şebeke tarafından dolandırıldığını fark etti. Hayali olarak evrak üzerinde hesaplarda gösterilen paraları Şekerbank’tan geri alamayan vatandaşlar, bir araya gelerek durumu yargıya taşıdı. Türkiye’de ticaret yapan ve Afrika ülkelerinde altın madenleri bulunan Al İbrahim, kendisi gibi şebeke tarafından dolandırılan vatandaşlarında parasını kurtarabilmenin ümidiyle mücadele veriyor. Öte yandan Şekerbank’ın da konuyla ilgili müfettiş görevlendirdiği ve 1 banka personelini işten çıkardığı öğrenildi.
"Banka personeli 314 milyon TL’lik hesap olduğuna dair evraklar verdi"
Avukat Ali Atar, müvekkili Al İbrahim’in banka tarafından verilen resmi evraklara inanarak dolandırıldığını ifade ederek “Mağdur Huzeyfe Al İbrahim Rus vatandaşı, uzun yıllar Türkiye’de yaşamaktadır. Burada ticaret işleriyle uğraşıyor. Müvekkilim burada biriyle tanışıyor. Şahıs, müvekkilime kendi şirketine ortak edeceği noktasında vaatte bulunuyor. Bunun karşılığında karşılıklı protokoller imzalanıyor. Şahıs, müvekkilimden 13 milyon dolar vermesini istiyor. Müvekkilimde taksitler halinde 13 milyon dolar veriyor. Paraları aldıktan sonra şahıs, 13 milyon doları kar payı ile birlikte ileri bir tarihte geri vermeyi vaat ediyor. Müvekkilim vade tarihi geldiğinde şahısla birlikte parayı almak için Şekerbank’a gidiyor. Bankanın çalışanı, borçlu şahsın böyle bir parası olduğuna dair resmi evraklar veriyor. Borçlu şahıs, müvekkilime sana verecek param var. Müvekkilime, benim param var ama parayla ilgili sorun olduğu için alamıyorum diyerek borçlu şahıs banka tarafından hesap olduğuna ve içerisinde 314 milyon TL olduğuna dair belgeleri veriyor. Müvekkilim de bu belgelere inanıyor. Müvekkilime bu para hiçbir şekilde ödenmiyor. Bununla ilgili müvekkilim, Şekerbank’ın idaresiyle görüşüyor. Bankadaki müdüre, ben bu konuyu araştırıp size geri döneceğim diyerek müvekkilimi geri gönderiyor. Müvekkilim bir süre daha bekledi ama parası ödenmedi. Ben avukatı olarak hukuki süreci başlattım” dedi.
Avukat Atar, müvekkiliyle birlikte 15 kişinin daha şebeke tarafından 30 milyon dolar dolandırıldığını ifade ederek, “Bu konuyla ilgili İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma devam ediyor. Soruşturma sonucunu bekliyoruz. Toplam 30 milyon dolar değerinde bir dolandırılma durumu var. Buradaki çoğu insanlar mağdur durumdalar. Şebeke bu mağdurlardan bir şekilde paraları alıp kar payı ile birlikte geri vereceklerini vaat ederek dolandırdılar. Paralarını hiçbir şekilde geri alamadılar. Biz konuyla ilgili diğer taraflardan şikayetçi olduk. Şikayetin sonuçlanmasını bekliyoruz. Şikayetçi olduğumuz; Şekerbank, alacaklı olduğumuz şahıs, adliye personeli, polis memurları ve ismini hatırlamadığım kişiler var. Bu kişilerden şikayetçi olduk. Bu meslek gruplarının suç örgütünde olduklarını tahmin ediyoruz. Kaç kişinin dava ettiğini bilmiyorum ama şuanda hali hazırda 10-15 kişi var. Haberi yayınladıktan sonra mağdur sayısının artacağını düşünüyoruz. Banka müfettiş görevlendirdiğini ve konuyu araştırdıklarını söyleyerek sizlerin bir şeyler yapmasına gerek yok dediler ama bizim tarafa gelen herhangi bir müfettiş raporu yok. Bu olaylar yaklaşık 2 yıl önce başladı” ifadelerini kullandı.