Tarih ve mirasın buluştuğu mezarlık
Tarih ve mirasın buluştuğu mezarlık
Elazığ’ın Baskil ilçesindeki mezarlık, tarih ve mirasın benzersiz bir buluşmasına ev sahipliği yapıyor. Nadir birliktelik örneği olan bu mezarlık, geçmişin izlerini taşıyan Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sembolleri bir arada sunuyor.
Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan köyünde bulunan mezarlık tarih ve mirasın benzersiz bir buluşmasına ev sahipliği yapıyor. Yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda ortaya çıkan mezarlık, geçmişin izlerini taşıyan Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sembolleri bir arada barındırıyor. Bu nadir birliktelik örneği, tarih ve mirasın birleşimini gözler önüne seriyor. Mezarlık alanında yer alan saç örgülü mezar taşları, Osmanlıcadan Türkçe’ye çevrilen ve büyük ilgi gören Davut yıldızı ve Süleyman mühürlü mezar taşları, önemli yapılar arasında yer alıyor. Bin yıllık Selçuklu mezarları ile geçmişin mistik ve simgesel anlamlarını yansıtarak mezarlığa ayrı bir değer katan bu semboller aynı zamanda tarihe ışık tutuyor. Bu benzersiz mezarlık alanının korunması ve turizme kazandırılması için çalışmalarını sürdürülmesi gerektiğini belirten köy sakinlerinden Muzaffer Şimşek, restorasyon ve düzenleme çalışmalarıyla birlikte, mezarlığın turizme kazandırılarak ziyaretçilere daha rahat ve etkileyici bir deneyim sunacağını kaydetti.
Anadolu’da örneğine nadir rastlanan mezarlık ile ilgili bilgi veren Muzaffer Şimşek, “Burada tarihi mezarlığımız var. Yaklaşık bin yıllık mezarlarımız söz konusudur. Buranın turizme kazandırılması ve düzenlenmesi sağlanırsa bölge için çok daha iyi sonuçlar vereceğini tahmin ediyoruz. Pek kimse bilmez ama Alaattin Keykubat’ın kızının mezarının bile olduğu daha önce tespit edildi. Ancak 1986 yılında Karakaya Barajı’nın kurulmasıyla burası baraj sahasının altında kısımları olduğu için pek kimsenin uğradığı bir bölge değildi. Burada çoğunlukla Selçuklu dönemi olmak üzere Osmanlı dönemi mezarları da var. Üzerinde Davut Yıldızı ile Süleyman Mührü olan mezarlarımız da var. Definecilerin en azından sit alanı olduktan sonra uğramadığı bir bölge ama öncesinde çok büyük tahribatlar vardı” dedi.