TSE Başkanı Şahin: Helal sektörü tüm dünya tüketicileri için tercih sebebi
TSE Başkanı Şahin: "Helal sektörü tüm dünya tüketicileri için tercih sebebi"
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Mahmut Sami Şahin, "Bugün gelinen noktada, helal sektörü yalnızca Müslüman toplumlar için değil; kalite, güvenilirlik ve etik standartlar açısından tüm dünya tüketicileri için bir tercih sebebi olmuştur" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Uluslararası Helal Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu’nda konuşan TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin, helal sektörünün küresel ölçekte ulaştığı noktayı değerlendirmek, yeni hedefler belirlemek ve bu alanda bir sinerji oluşturmak amacıyla bir araya geldiklerini söyledi.
"Müslümanların hassasiyetlerine uygun hizmetlere erişebilmesi ihtiyaç haline gelmiştir"
Dünya nüfusunun yaklaşık 8 milyara ulaştığına dikkati çeken Şahin, "2 milyara yaklaşan Müslümanların, inanç hassasiyetlerine uygun mal ve hizmetlere erişebilmesi temel bir ihtiyaç haline gelmiştir. Müslüman bir bireyin, gönül rahatlığıyla, inançlarıyla çelişmeden gıdasını tüketmesi ve hizmetlerini alabilmesi sadece bir tüketici hakkı değil, aynı zamanda dini bir mecburiyettir" ifadelerini kullandı.
"Helal tüketim ihtiyacı her geçen gün artmaktadır"
Bakara Suresi’nin 173’üncü ayetinde geçen "Ey iman edenler. Size verdiğimiz rızıkların temiz ve helal olanlarından yiyin. Eğer yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin" ifadesini işaret eden Şahin, "İşte bu hassasiyet doğrultusunda, helal belgelendirme ihtiyacı doğmuş ve Müslüman toplumlar için güvenli bir sistem oluşturulması elzem hale gelmiştir. Başta gıda olmak üzere, kozmetik, finans ve daha birçok sektörde helal tüketim ihtiyacı her geçen gün artmaktadır" şeklinde konuştu.
"Helal sektörü tüm dünya tüketicileri için bir tercih sebebi olmuştur"
TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin, "Bugün gelinen noktada, helal sektörü yalnızca Müslüman toplumlar için değil; kalite, güvenilirlik ve etik standartlar açısından tüm dünya tüketicileri için bir tercih sebebi olmuştur. 1970’li yıllarda küçük çaplı başlayan helal uygunluk değerlendirme faaliyetleri, bugün trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaşmış ve küresel ölçekte büyük bir pazar haline gelmiştir" diye konuştu. Şahin, Avrupa ve Kuzey Amerika gibi Müslüman nüfusun daha az olduğu bölgelerde dahi helal sertifikalı ürünlerin raflarda daha fazla yer almasının, söz konusu sektörün ekonomik gücünün en somut göstergelerinden birisi olduğunu ifade etti.
"Helal sertifikasyon tüm süreci kapsayan titiz bir denetim gerektirir"
Söz konusu potansiyelin, helal alanında standardizasyon, akreditasyon ve uygunluk değerlendirme süreçlerini hızlandırdığını anlatan Şahin, "Helal sertifikasyonu sadece bir ürünün içeriğini değil, üretimden tüketiciye ulaşana kadar geçen tüm süreci kapsayan titiz bir denetim gerektirir. Bu süreçte, ürünlerin hem İslami kurallara uygunluğu hem de kalite ve hijyen standartları büyük bir özenle değerlendirilmektedir" ifadelerini kullandı.
"TSE, 17 teknik komitede aktif çalışmalarına devam etmektedir"
İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü’nün 2010 yılında kurulduğunu hatırlatan Şahin, "Bu süreçte kritik bir rol üstlenen ve 2018’e kadar ülkemizi Başkanlık seviyesinde temsil eden TSE, bugün SMIIC’te Genel Sekreterlik ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütmekte olup, 17 teknik komitede aktif çalışmalarına devam etmektedir" dedi.
"TSE, 70 yıldır üretici ile tüketici arasındaki güvenin sembolü olmuş"
Sami Şahin, konuşmasına şöyle devam etti:
"TSE, 70 yıldır üretici ile tüketici arasındaki güvenin sembolü olmuş ve helal sektöründe de küresel ölçekte öncü bir rol üstlenmiştir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleri ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın iş birliğiyle, helal sertifikasyon süreçlerinin güvenilirliğini sağlamaktadır. 2011 yılından bu yana helal uygunluk değerlendirme faaliyetleri yürüten TSE, 2019 yılında SMIIC standartlarına göre Helal Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilen dünyanın ilk helal uygunluk değerlendirme kuruluşu olmuştur. Bugün, gıda, kozmetik ve helal turizm alanlarında akredite belgelendirmelerini yapmaktadır."
"TSE’nin öngördüğü şartlarda üretimin tesis edilip edilmediği tespit edilmektedir"
Helal Belgesi’nin başvuru aşamalarına değinen Şahin, şu ifadelere yer verdi:
"Helal Belgesi için Enstitümüze başvuru yapıldıktan sonra, Diyanet İşleri Başkanlığından ve TSE’den uzmanların yer aldığı denetim heyeti tarafından üretim yerinde inceleme gerçekleştirilmektedir. Bu incelemede; belgelendirilmesi talep edilen ürünün üretiminin TSE’nin öngördüğü şartlarda ve ortamda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, ürünün üretimi için standart şartlarına uygunluk, teknolojik yeterlilik ve asgari kalite kontrol yeteneği ile bunların devamlılığını garanti altına alan bir kalite sisteminin tesis edilip edilmediği yerinde tespit edilmektedir."
"Piyasadan numune alınarak ürünlerin helal şartlara uygunluğu gözden geçirilmektedir"
Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sertifikalandırılması talep edilen ürünün özelliklerine bağlı olarak ürünlerden ve gerektiğinde kullanılan ham maddeden numune alınmakta ve akredite laboratuvarlarda testler yapılmaktadır. Deney raporları ve inceleme heyeti tarafından hazırlanan raporlar TSE uzmanlarından oluşan teknik bir ekip ile Diyanet İşleri Başkanlığından bir üyenin de bulunduğu Helal Belgelendirme Komisyonun da öneri niteliğinde sunulmakta ve nihai karar oy birliği ile alınmaktadır. Helal sertifika almaya hak kazanan kuruluş ile yapılan sözleşme çerçevesinde, üç yıl geçerliliği olan Helal Uygunluk Belgesi düzenlenmekte ve yılda en az bir kez denetim yapılmaktadır. Ayrıca, gerektiğinde piyasadan numune alınarak ürünlerin helal şartlara uygunluğu tekrar gözden geçirilmektedir." Şahin, TSE’nin helal uygunluk değerlendirme alanındaki faaliyetleri sayesinde küresel helal ticaretinde teknik engellerin ortadan kaldırılmasının sürdürüleceğini ve standart bir sistem oluşturulmasına katkı sağlamaya devam edileceğini sözlerine ekledi.