Türk askerini karşılayan 100 yıllık tarihi Türk bayrağı DEÜ’ye bağışlandı

Türk askerini karşılayan 100 yıllık tarihi Türk bayrağı DEÜ’ye bağışlandı
9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’in düşman işgalinden kurtarılışının anısına babaannesi tarafından kente giren Türk askerini karşılamak için dikilen 100 yıllık tarihi Türk bayrağı, Gürhan Özsamancı tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürlüğüne bağışlandı. Törende tarihi bayrağı öpüp alnına koyarak alan DEÜ Rektörü Pof. Dr. Nükhet Hotar, “Bir asır boyunca ve nesilden nesile özenle muhafaza edilen Türk bayrağını, müzemizde sergileyecek olmanın heyecanını taşıyoruz” dedi. Saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yaylı Çalgılar Dinletisi ile başlayan törende, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, 9 Eylül İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşu, Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürlüğünün açılışının 3. yıl dönümü ve 100 yıllık tarihi Türk bayrağının DEÜ’ye bağışlanacak olması dolayısıyla konuşma yaptı. Hotar, "9 Eylül, sadece bir gün değildir; hepimizin ilham aldığı başlangıç noktasıdır; milli ve manevi değerlerimizin temsilidir; kahramanlık destanıdır. Bundan üç yıl önce; büyük bir gururla İzmir’imize kazandırdığımız Bayrakbilim ve Türk Bayrakları müzemiz, milli ve manevi değerlerimizi sahip çıkmak vizyonu ile hizmet vermektedir. Aziz milletimize ve bayrağımıza duyduğumuz mutlak bağlılık ve sadakatin göstergesi olan müzemiz, özellikle çocuk ve gençlerimizin küçük yaşlardan itibaren bizi biz yapan değerleri ve tarihi olayları bilmelerini, anlamalarını ve yorumlamalarını hedeflemektedir. Bu doğrultuda birçok etkinliğe imza atan birimimiz, her yaştaki vatandaşımızın geçmişimizle gurur duymasına vesile olmakta; milli benliğimizi güç katacak çalışmaları hayata geçirmektedir. Rektörlüğümüzün buradaki diğer bir hedefi de, ‘bayrak’ kavramının ülkemiz için ne anlam ifade ettiğinin bilimsel platformlarda ve kamuoyunda bilinmesini sağlamaktır” dedi. “9 Eylül Ruhu ile bütünleşen bayrağımızı, sergileyecek olmanın onurunu yaşıyoruz” “Rektörlük olarak bugünkü etkinliğimizde, geçmiş ile günümüz arasında köprü kurma misyonu üstlenen müzemizde; şanlı ordumuzun 9 Eylül 1922’de yaşadığı hissiyatı yaşatmayı ve bayrağımıza bağlılığın nasıl bir güç olduğunu göstermeyi amaçlıyoruz” diyen Hotar, “Elbette bir asır boyunca ve nesilden nesile özenle muhafaza edilen Türk bayrağını, müzemizde sergileyecek olmanın da heyecanını taşıyoruz. Anıtkabir’de, sınır karakolunda ve memleketimizin farklı noktalarında dalgalanan şanlı bayraklarımızı, düzenli olarak vatandaşlarımızın ziyaretine açıyoruz. Bugün de, 9 Eylül Ruhu ile bütünleşen bayrağımızı, sergileyecek olmanın onurunu yaşıyoruz. Araştırma üniversitesi olarak, her geçen yıl daha fazla ziyaretçi akınına uğrayan müzemizde, daha çok bayrağımızı muhafaza edelim. Böylece bizi biz yapan simge ve değerlerimizi tekrar tekrar keşfedelim; bayrağımızın, İstiklal Marşımızın ve ezanımızın önemini daha fazla kişiye aktarabilelim” ifadelerini kullandı. Rektör Hotar sözlerini şu şekilde tamamladı: “Milli Mücadelemize liderlik eden ve 9 Eylül sabahı Belkahve’den İzmir’e bakan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü; aziz şehitlerimizi ve kahramanlarımızı rahmetle yad ediyorum. Gönlü zengin asil milletimize en derin şükranlarımı sunuyor; hepinizi sevgiyle selamlıyorum.” "Bayrak müzesinde olmasını canı gönülden istiyoruz" Getirdiği aile yadigarı Türk bayrağını Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürlüğüne bağışlayan Gürhan Özsamancı, “Dedemin dedesi ve ev halkı 9 Eylül sabahı Yunan askerlerinin kaçtığını görüyorlar. Daha sonra gelen atların nal seslerini duyuyorlar. Türk askerleri bütün kapıları kırarak evlerin içerisinde Yunan askeri var mı diye inceleme yaparken, rahmetli büyük babaannem, eşi ve kızıyla birlikte bahçe içerisinde askerle yüz yüze geliyorlar. Babaannemin Türk ve Müslüman olduğunu gören asker, ‘Anne korkmayın biz Türk askeriyiz. İzmir kurtuldu. Şimdi bayrak asın, kutlama yapın’ diyor. Babaannem de bunun üzerine içeri geçip sandıktaki kırmızı ve beyaz kumaşlardan iki tane bayrak dikiyor. Bu bayrak 1960-70’lere kadar da törenlerde düzenli olarak evin penceresine kapısına asılmış. Daha sonra ise yıpranmaması için annemin halası tarafından saklandı. 2009 yılında bayrağı ben emanet olarak devraldım. Bende bizden sonraki nesillerin de görebilmesi adına birisini Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’ne bir diğerimi ise adıyla maruf bayrak müzesinde olmasını canı gönülden istiyoruz. Ben babaannemin ruhunun bir kere daha şad olduğunu düşünüyorum. Çünkü kendi halinde sakin bir Anadolu insanıyken ve hiç kimse kendisini bilmezken şu an herkesten bir Fatiha almış oluyor” diye konuştu. “Böyle bir bayrağı sergiliyor olmamız onur ve kıvanç meseledir” Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürü Öğretim Görevlisi Ömer Durmaz, “Rektörümü Prof. Dr. Nükhet Hotar hocamızın kuruculuğunda açılan Türkiye’nin ilk ve tek milli bayrak müzesi olma özelliğini gösteren müzemiz bugün aynı zamanda 3’üncü yılını kutluyor. Özsamancı ailesi, bayrağı 100 yıldır bir emanet olarak saklamış ve bu emaneti şimdi bize vermek istiyor. İzmir’in tarihi bölgelerinde İkiçeşmelik’te anneannesi düşman işgalinden kurtarılışımızı, bu bayrakla kutlamışlar ve Türk askerini bu bayrakla selamlamışlar. Müze olarak böyle bir bayrağı sergiliyor olmamız onur ve kıvanç meseledir” ifadelerini kullandı. Özsamancı tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürlüğüne bağışlanan 100 yıllık tarihi Türk bayrağını DEÜ Rektörü Pof. Dr. Nükhet Hotar, öpüp alnına koyarak aldı. Daha sonra bir asırlık bayrak sergilenmek üzere müzeye konuldu.