Türkiye’de ’tağşiş bal’ maziye karışıyor

Türkiye’de ’tağşiş bal’ maziye karışıyor
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, organik moleküllerin yapıları ve kimyasal özellikleri hakkında bilgi veren nükleer manyetik rezonans (NMR) cihazının 2024 yılından itibaren Türkiye’de kullanılacağını ve tüm balların bu cihazdan geçerek saflığının kontrol edileceğini söyledi. Dünyada en çok arı kolonisi bulunan ve bal üreten ikinci ülke Türkiye. Türkiye’deki ballar hakkında en çok sorulan soru ise ‘tağşişli mi’ olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar, dünyada analizi en zor yapılan besinin ise bal olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından temin edilen organik moleküllerin yapıları ve kimyasal özellikleri hakkında bilgi verdi. Şahin, NMR cihazlarının 2024 yılından itibaren Türkiye’deki tüm balları analiz etmek için kullanılacağını söyledi. Ülkedeki tağşiş balların önüne geçileceğini ifade eden Şahin, arıcıların yapması gereken tek şeyin saf ve özelliğine uygun bal üremek olduğunu belirterek, yapılması gerekenleri sıraladı. “Tüm ballar 2024’te NMR cihazına girecek” Tüm balların satışa sunulmadan önce NMR cihazından geçerek, tağşiş konusunun maziye karışacağını ifade eden Başkan Ziya Şahin, “En çok sorulan soru ise tağşiş bal. Karıştırılmış, saflığı bozulmuş balla ilgili birliğimizin çalışmaları tamamlandı. Projeleri biz ortaya koyduk, Tarım ve Orman Bakanlığı da çalışmaları tamamladı. Tağşiş konusunda 3 argüman 1: şeker bileşenleri yapılan yani bizim beslediğimiz şeker 2: nişasta bazlı şeker ve 3’de polisakkaritlerdir. Bu maddeler hakkında bakanlığımız tarafından laboratuvarlara her türlü cihaz alındı. Şu anda 1 yıllık geçiş dönemindeyiz. Datalar oluşturuluyor. Arıcı da sanayici de kendi kuşağını ona göre hazırlasın. Çünkü Türkiye’de 2024’e girdiğimizde NMR cihazına bütün mallar girecek. Bu cihaza giren tüm ballar da aynadan kendinizi nasıl görmek istiyorsanız, o şekilde balınızı göreceksiniz. Bu çerçevede kendimizi ona göre hazırlamamız lazım. Birbirimizi suçlamadan daha iyi bal üretme çerçevesinde çalışmamız gerekiyor” dedi. “Bal ve yan ürünlerimiz ile dünya pazarı içerisine girmeliyiz” Kriterlere uygun üretilen ballar ile dünya pazarında çok önemli bir yere sahip olmak istediklerini dile getiren Ziya Şahin, “Dünyada en çok ikinci arı varlığı ve bal üretimine sahibiz. 9 ay boyunca arıcılık yapabilecek çok geniş bir potansiyele sahibiz. Dünyadaki arı ırklarının da yüzde 20’sini barındırıyoruz. 4 bin 319 çeşit te endemik bitkimiz mevcut. Bu potansiyelimizle dünya pazarı içerisinde olmalıyız. Kendi bal ve ara ürünlerimiz ile o pazarın içinde olmalıyız. Geçmişte Türkiye’deki arıcıya çok çile çektirdiler. Ama bugün çektiremiyorlar. Çam balında projemizi bitirdik, kodekse girdi ve arkasından standardı çıktı. Bugün Avrupalı bir şey diyemiyor. Bunun haricinde kestane, ayçiçeği, pamuk, geven ve narenciye balı var. Bu balların da kimyasal analizleri, tıbbi aktiviteleri bitirildi. Kestane balının da AR-GE sonuçları bitirildi. Literatür yayınları yapıldı. Herkesin gözü aydın olsun ülkemizdeki 17 noktadaki kestane balları coğrafi işaret tescil belgesi alabilir. Ancak kestane balını belirlenen çerçevede üreteceğiz. Bu kriterlerde üretilirse kilosu 800 TL’ye satılabilir” diye konuştu. Bakanlık tarafından NMR ile zeytinyağı, bal, fındık, tıbbi aromatik bitkiler gibi Türkiye için önemli olan birçok ürün haritalandırırken, yeni yılla beraber satışa çıkacak tüm balların da analizlerinin yapılıp, tağşiş olup olmadığı incelenecek.