Uğur Mumcu ödülleri sahiplerini buldu
Uğur Mumcu ödülleri sahiplerini buldu
Tepebaşı Belediyesi’nin destekleri ile Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen “30’uncu ÇGD Uğur Mumcu’yu Anma Gecesi ve Ödül Töreni", yoğun katılım ile gerçekleşti. Törende 9 kategorideki ödüller 32 isme takdim edildi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen ve Tepebaşı Belediyesi’nin desteklediği, 30’uncu ÇGD Uğur Mumcu’yu Anma Gecesi ve Ödül Töreni Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Ödül törenine Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın yanı sıra CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP İl Başkanı Recep Taşel, İstanbul Baro Başkanı Av. Filiz Saraç, Eskişehir Baro Başkanı Av. Mustafa Elagöz, çok sayıda siyaset, basın, spor, sanat ve bilim dünyasından isim katıldı. Sunuculuğunu Soner Yüksel’in yaptığı törende Tepebaşı Belediyesi İki Elin Sesi Var Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestrası, günün anlam ve önemine uygun şarkıları seslendirdi.
Ödüller sahiplerini buldu
Gecede ödül sunulan kategori ve isimler belirlendi. Siyaset kategorisinde CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın oğlu siyasetçi Serdar Denktaş; basın kategorisinde Rahmi Turan, İlker Karagöz, Serhan Asker, Timur Soykan, Sultan Uçar, İsmail Saymaz ve Murat Ağırel; hukuk kategorisinde İstanbul Baro Başkanı Av. Filiz Saraç; sanat kategorisinde, Bülent Eczacıbaşı, Metin Uca, Prof. Atilla Atar, Dr. Ercan Kesal, Tüdanya, Işıl Özgentürk, Hüseyin Başkadem, Devrim Özder Akın, Mert Kırlak, Altan Gördüm, Vahide Perçim ve Ali Düşenkalkar; spor kategorisinde İlke Özyüksel, Emre Karaca ve Dilara Yücel; sağlık kategorisinde Prof. Dr. Tamer Akan; araştırma-mücadele kategorisinde Bekir Ağırdır, Prof. Dr. Veysel Ulusoy; yaşam boyu başarı kategorisinde Alev Coşkun; onur ödülünde ise 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ödül almaya layık görüldü.
“Eskişehir Uğur Mumcu şehri oldu”
ÇGD Eskişehir Şube Başkanı Can Hacıoğlu, gecede yaptığı konuşmada, “30’uncu anma törenimizde Uğur Mumcu’nun çok yakın mesai arkadaşları da aramızda. Tam 30 yıl önce, ÇGD Eskişehir Şubesi yeni kurulmuştu. Biz de bir refleks göstermek düşüncesi ile anma düzenlemek istedik. Türkiye’de her yıl Mumcu anılıyor ama kendisinin adına ödülleri sadece Eskişehir Şubesi veriyor. Değerli başkan Ahmet Ataç’ın belediye başkanı seçilmesi ile güçlerimizi birleştirdik, bu şekilde etkinlikler düzenlemeye başladık. Eskişehir’de Uğur Mumcu anmalarında Ahmet Ataç’ın katkısı büyüktür. 20. yıla geldiğimizde Mumcu’nun aracının enkazı Eskişehir’e geldi. İzmir de istiyordu, Büyükşehir Belediye Başkanımızın devreye girmesi ile aile Eskişehir’i tercih etti. Eskişehir, bir Uğur Mumcu şehri oldu. Çeşitli toplantılarda kendisini Eskişehir’de çok kez görmüştük. Unutulmasın dedik ama unutulması mümkün değil. O hepimizin önünde. Törenlerimizde bu gerçeği gördük. O ölümsüzdür. Gerçeğe her zaman ihtiyaç var ve gerçek gazetecilik denildiği zaman Uğur Mumcu akıllara gelmeye devam ediyor. Biz analım, anmayalım; Uğur Mumcu her zaman yaşıyor” dedi.
“Mücadelesini ölene kadar sürdüreceğime söz veriyorum”
CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç da “20’li yaşlarımın başındaydım babamı kaybettiğimde. 20’li yaşlarımın sonunda da Uğur Mumcu’yu kaybettik. Yağışlı bir havada Ankara’da, onun arkasından giderken kendimden bir parça kopmuş gibi hissettim. Sadece onu vuranların değil, onu koruyamayanların da suçu olduğunu biliyordum. O yüzden siyasetin içerisine girdim, elimi taşın altına sokayım istedim. Onun bu ülkeye bıraktığı miras özgürlük, hürriyet, insanlık davasında bıraktığı mirasa, acaba ben de katkıda bulunabilir miyim diye düşündüm. Bilmiyorum ona layık olabildim mi ama bugün adına bu ödülü alırken, her şehit için düşen göz yaşım ile birlikte onun için de ağladığım her anı hatırlayarak sevgi, saygı ile anıyorum. Ve mücadelesini ben de ölene kadar sürdüreceğime söz veriyorum” diye konuştu.
“Mumcu’yu var etmenin en iyi yolu”
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise “Benim için çok özel ve anlamlı bir ödül. Milletvekilliğim süresince araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’nun metodunu takip ettim. Uğur Mumcu aslında hâlâ aramızda yaşıyor. Geceleri çalışırken benim hala en yakın dostum, çalışma yalnızlığım içindeki en iyi arkadaşım Uğur Mumcu. Onu biz aklımızda ve kalbimizde yaşatıyoruz. Hayatını kaybettiğinde ben bir ortaokul öğrencisiydim ve abimle televizyon izlerken bir alt yazı olarak geçmişti hayatını kaybettiği. Hemen annem ve babamın yanına koşup, ‘Uğur Mumcu hayatını kaybetmiş’ dedik ve annem, babam adeta çığlık atarak, o duygu ile reddederek, bir yandan da ağlayarak, Uğur Mumcu’nun bu ülke için ne kadar önemli olduğunu bize hissettirmişti. Ardından kitaplarını okudum, Sakıncalı Piyade’den başlayarak. Uğur Mumcu’yu var etmenin en iyi yolunun, yolsuzlukların, usulsüzlüklerin, kamu zararının cesurca üzerine gitmek olduğuna karar verdim. Bu yolda da dünyayı değiştirmek için CHP’de siyaset yapmak için yola koyuldum” sözlerini kullandı.
“Haram yenmesin, cana kıyılmasın istedi”
CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay da “Sanatçılarımızın da söylediği gibi. Ne bir haram yedi ne cana kıydı. Ekmek kadar temiz, su gibi aydın. Haram yenmesin, cana kıyılmasın istedi. Fakirin ekmeğine göz dikilmesin istedi. Ülkenin suyu kirletilmesin istedi. Uğur Mumcu katledildi ama susturulmak istenen devletin bağnazlaşmasına itirazıydı. Katledildi ama susturulmak istenen devlet-mafya ilişkisine itirazdı. Uğur Mumcu katledildi ama susturulmak istenen özgürlük, tam bağımsızlık çığlığıydı. Keşke bugün Uğur Mumcu gibi gazeteciler çokça olabilse, inanıyorum ki Türkiye’de her şey daha güzel olacak. Ama bilinmelidir ki Uğur Mumcu’nun idealleri, özlediği ve arzu ettiği Türkiye, er geç gerçekleşecek. Devlet haramilerden temizlenecek. Türkiye üzerinde oyun hesapları olan emperyal güçler, Uğur Mumcu’yu katlederek Türkiye’nin özgürleşmesini engelleyemeyecek. O emperyal güçlerle iş birliği yapan yerli işbirlikçiler, bizim ‘haramiler’ dediğimiz siyasiler ve tüccarlar da er geç hak ettiklerini bulacaklar” dedi.
“32 yıllık siyasi hayatımın en anlamlı ödülü”
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş ise “32 yıllık siyasi hayatımın en anlamlı ödülü. 30 yıl önce örümcek kafalı, karanlık zihniyetler, belki ‘Uğur Mumcu’nun bedeninden kurtulduk’ diye rahatlamışlardı. Ama o gün bu gündür, Uğur’u takip eden mumcuların yaktığı küçük kıvılcımlar, artık karanlığı aydınlatacak güce ulaşmıştır. Rahat uyu Uğur Mumcu, aydınlık günler artık kapının ardında. Senin düşüncelerin ve yaklaşımlarını takip eden, genç, geleceği parlak Türkiye mutlaka gerçekleşecektir. Buna inanıyoruz. Seni gönülden sevgi, saygı ile anıyoruz” diye konuştu.
“O günden bu yana Uğurlar ölmedi”
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de, “Uğur Abi için burada olduğunuzdan dolayı teşekkür ediyorum. Uğurlar ölmez, ölmeyecek. Birçok gazeteciye ilham veren, gazetecilik mesleğine adım atmalarına belki de cesaret veren bir isimdi. Ama Türkiye’de o günden bu yana Uğurlar ölmedi. Her türlü baskı, zorbalık, zulme rağmen özellikle gazeteciler yazmaya devam ettiler. Bu akşam onlardan sadece bir bölümü ödül alacaklar. O gazetecilere cesaretleri, bizler için gerçekleri aradıkları için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Aradan 30 yıl geçti”
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, “Rahmetli Uğur Mumcu, benim rektörlük yaptığım dönemde büyük ideallerle kurduğum İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümü hocalarından birisiydi. 50’li, 60’lı yıllarda gazetecilik yapan heyecanlı bir genç olarak, gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiği konusunda birtakım algıları edinerek, örnekleri alarak uğraşan biriydim. İşte, o dönemde edindiğim bir kanaat vardı. Gazeteciliğin yalnızca güzel Türkçe kullanmak, heyecanlı olayların peşinde koşmak ve gazeteye vaktinde haberleri yetiştirmek olmadığına, aynı zamanda usta-çırak ilişkisine dayalı olduğuna inanıyordum. Bütün usta bildiğim gazetecileri Anadolu Üniversitesi Basın-Yayın Bölümünde, haftada ya da 15 günde bir hocalık yapmak üzere ısrarlarım sonucunda, zengin bir öğretim elemanı, ustalar kadrosu kurma imkanım olmuştu. Bunlardan bir tanesi de hiç şüphe yok ki Uğur Mumcu’ydu. Ankara’dan trenle gelir, derse girer, üniversitenin yemekhanesinde yemek yer, ‘Ne olacak bu memleketin hali?’ derdik. Aradan 30 yıl geçti, hala ‘Ne olacak bu memleketin hali?’ diyoruz” şeklinde konuştu.
“İleri görüş böyle bir şey”
Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ise, “Uğur Mumcu çok özellikli bir insandı. Özel yaratılmış bir insandı. İleriyi görmesi çok önemliydi, geleceği de çok iyi görebiliyordu. Hatta 21 Ocak 1993’te, Cüneyt Arcayürek ile birlikte İstanbul’a, Cumhuriyet Gazetesi’ne gidiyorlar. İlhan Selçuk Büyüğümüzün bir toplantısı vardı, ona katılıyorlar. Toplantıda İlhan Abi, Uğur Mumcu’yu biraz tedirgin görüyor, ne olduğunu soruyor. ‘İlhan Abi dikkat et, seni de beni de öldürecekler’ diyor, üç gün önce bunu söylüyor. İleri görüş böyle bir şey işte. Ocak ayı hüzün ayı, bu vesile ile Metin Göktepe, Hrant Dink ve Gaffar Okkan’ı saygı ile anıyorum” diye konuştu.