Uzman diyetisyen uyardı: En sürdürülebilir diyet Akdeniz diyetidir

Uzman diyetisyen uyardı: "En sürdürülebilir diyet Akdeniz diyetidir"
Akdeniz diyetinin giderek daha fazla kişi tarafından tercih edildiğini belirten Uzman Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, bu diyetin hem uygulamasının kolay hem de çevre adına daha sürdürülebilir olduğunu vurguladı. Acıbadem Adana Hastanesi Uzman Diyetisyen P. Gizem Akgül çevreye duyarlı ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmenin, hem gelecek nesillerin sağlığını korumak hem de gezegenimizi sürdürülebilir kılmak için gerekli olduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO), giderek artan dünya nüfusunun 2050 yılında dokuz milyara ulaşabileceği öngörüsünü aktaran Diyetisyen Akgül, "Bu nedenle sürdürülebilir beslenmenin yaygınlaşması gerekmektedir. Sürdürülebilir beslenme; gıda güvenliğini sağlarken mevcut ve gelecek nesillerin sağlığını korumayı, çevreye en az zararı vermeyi, gıda israfını en aza indirmeyi ve mevsiminde sebze-meyve tüketimini teşvik etmeyi amaçlamaktadır" dedi. Günümüzde işlenmiş, paketli ve fast food gıdaların tüketiminin arttığına; yüksek şeker ve kalori içeren Batı tipi beslenme alışkanlıklarının yaygınlaştığına dikkat çeken Akgül, bu durumun çeşitli sağlık sorunlarına yol açmanın yanı sıra çevre sağlığını da olumsuz etkilediğini ifade etti. "Daha az hayvansal gıda tercih edilmeli" "Karbon ayak izi" kavramının, doğrudan veya dolaylı olarak yayılan sera gazı miktarını ifade ettiğini belirten Diyetisyen Akgül, "Besin üretimi ve tarım faaliyetleri, sera gazı emisyonlarını artırarak iklim değişikliğini önemli ölçüde etkilemektedir. Tükettiğimiz besinlerin yetiştirilmesinden soframıza ulaşmasına kadar geçen tüm süreçte ortaya çıkan sera gazı emisyonları, besinin karbon ayak izi olarak adlandırılmaktadır. Beslenme tercihleri, karbon ayak izi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir ve bu durumun çevresel sonuçları göz önünde bulundurulmalıdır. Yapılan birçok çalışma, özellikle hayvansal kaynaklı besinlerin aşırı tüketiminin yüksek karbon ayak izine yol açtığını ortaya koymaktadır" diye konuştu. Diyet planlarında yapılan besin seçimlerinin de çevresel şartların önemli ölçüde etkilediğini dile getiren Diyetisyen Akgül, işlenmiş ve yüksek şeker içeren gıdalar ile doymuş yağ ve kırmızı et oranı yüksek diyetlerin sera gazı emisyonlarını artırarak sürdürülebilirliği olumsuz yönde etkilediğini izah etti. Sürdürülebilir ve sağlıklı bir diyet modelinde daha az işlenmiş gıda, düşük kalori yoğunluğu, daha az hayvansal gıda tüketimi ve bitkisel protein kaynaklarının daha fazla tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. "Vegan diyetin karbon ayak izi yüzde 60 daha az" Hayvansal gıdaların üretim ve yetiştirilme süreçlerinde çevreye yayılan sera gazı emisyon miktarının bitkisel gıdalara ve tahıllara kıyasla çevre üzerinde daha fazla olumsuz etkiye sahip olduğunu vurgulayan Diyetisyen Akgül, şunları söyledi: "2014 yılında yetişkin bireyler üzerinde yapılan bir araştırmada, vegan diyeti uygulayanların karbon ayak izi seviyesinin et tüketenlere kıyasla yüzde 60 daha düşük olduğu belirlenmiştir. Hayvansal kaynaklı beslenmenin çevresel şartların üzerinde olumsuz etkileri olduğu görülmektedir. Ancak sürdürülebilirlik puanı yüksek olan bitkisel bazlı vegan beslenme modelinde, D ve B12 vitaminleri ile kalsiyum ve demir gibi bazı makro ve mikro besin öğelerinin eksikliği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür eksiklikler olabileceğine dikkat ederek, eksiklikleri tamamlayacak şekilde beslenilmelidir." "Akdeniz diyeti hem ulaşılabilir hem uygulanması kolay" Geleneksel ve daha sürdürülebilir bir beslenme modeli olan Akdeniz tipi diyete olan ilginin giderek arttığına dikkat çeken Diyetisyen Akgül, 2019 yılında yapılan bir araştırmanın, en sürdürülebilir diyet modelinin Akdeniz tipi beslenme olduğunu kanıtladığını aktardı. Akdeniz diyetinin, hem daha ulaşılabilir hem de uygulanması daha kolay bir beslenme modeli olduğunu vurgulayan Diyetisyen Akgül, "Bu diyette et tamamen diyetten çıkarılmaz ancak tüketimi sınırlandırılır. Akdeniz tipi beslenme; işlenmiş gıdaların minimum düzeyde önerildiği, mevsiminde sebze, meyve, tahıl ve yağlı tohumlara sıkça yer verilen, yüksek miktarda zeytinyağı ile ılımlı miktarda süt ve süt ürünlerinin tüketildiği ve kırmızı etin sınırlı önerildiği bir beslenme modelini içermektedir" diye konuştu.