Zaman kaybı yaşanmaması adına kardeş afet ili önerisi

Zaman kaybı yaşanmaması adına “kardeş afet ili” önerisi
Herhangi bir afet durumunda bölgede bulunan afet çalışanlarının da afetzede konumuna geçmesi dolayısıyla yaşanan zaman kaybının en aza indirilmesi için “kardeş afet ili” önerisi geldi. Öğr. Gör. Büşra Hancı Kurt, “Böylelikle öncesinde belirlenecek bu koordinasyon ile bölgeye doğrudan intikal edecek afet çalışanları da öncesinde bilineceği için afet yönetimi evrelerini daha kolay bir şekilde tamamlamış oluruz” dedi. 6 Şubat depremlerinde ilk günlerde yaşanan sıkıntıların en büyük sebebi depremin 11 ili birden vurmasıydı. Geniş bir bölgeye yayıldığı için afet çalışanlarının da depremzede konumuna düşmesi sebebiyle diğer illerden gelecek olan yardımlar beklendi. Herhangi bir afet durumunda yaşanabilecek olan bu zaman kaybını en aza indirmek için İstanbul Esenyurt Üniversitesi İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğretim Görevlisi Öğr. Gör. Büşra Hancı Kurt’tan “kardeş afet il” önerisi geldi. Öğr. Gör. Büşra Hancı Kurt, “Öncesinde her il için ona yardımcı olacak bir il belirlenirse, afet gerçekleştiği zaman doğrudan koordineli bir şekilde daha önceden belirlenen ilin çalışanları direkt aktarılabilir. Böylelikle en azından afet yönetimi evrelerini daha kolay bir şekilde tamamlamış oluruz” dedi. “Afet çalışanları afetzede konumuna geçiyor” En büyük problemin bölgedeki afet çalışanlarının afetzede konumuna düşmesinden kaynakladığını aktaran Büşra Hancı Kurt, “Öncelikle bizim afet yönetiminde karşımıza çıkan en büyük problemlerden biri o bölgede yaşayan ve eğitim almış olan afet çalışanlarının ne yazık ki afetzede durumuna geçmesi. Bu depremde de çok büyük bir alana ve birden fazla ili etkilediği için çevre illerin tamamında yaşayan afet çalışanlarımız bu durumda afetzede durumuna düştü. Bu yüzden direkt kendi bölgelerinde yaşanan bu duruma müdahale edemediler. Çok daha uzak illerden afet çalışanlarının alana gelmesini bekledik. Böyle olduğu için öncelikle bir zaman kaybı yaşandı. Ancak büyük afetlerin birçoğunda biz bu problemle karşılaşmaktayız. Çünkü sizin o bölgedeki eğitim verdiğiniz kişiler ne yazık ki enkaz altında kalabiliyor ya da aileleri, en yakınları enkaz altında kaldığı için öncelikle ona odaklanıyorlar” dedi. Zaman kaybı yaşanmaması için öncesinde bu koordinasyonun yapılmasıyla problemin en aza inebileceğini de söyleyen Hancı Kurt, “Biz diğer illerden gelecek olan çalışanları beklediğimiz için öncelikle burada bir zaman kaybı yaşanıyor. Öncesinde her il için ona yardımcı olacak bir başka il belirlenirse, afet gerçekleştiği zaman direkt koordineli bir şekilde daha önceden belirlenen ilin çalışanları doğrudan aktarılır ve en azından biraz daha bu afet yönetimi evrelerini daha kolay bir şekilde tamamlamış oluruz” şeklinde konuştu. Bir diğer problem: Şuursuz insan kalabalığı Aynı zamanda Üniversitenin “afet yönetimi” dersinden de sorumlu olan Kurt, bir değer problemin ise bölgeye gelen şuursuz insan kalabalığı olduğunu söyledi. Kurt sözlerine şöyle devam etti: “Afet çalışanı dediğimiz zaman afet durumunda bir gönüllü arkadaşlarımız var bir de zorunlu olarak afetlerde çalışması gereken arkadaşlarımız var. Tabi ki de biz ülke olarak hepimiz çok yardımsever bir millet olduğumuz için herkes bir anda duygusal olarak o bölgeye kendisini aktarmak istiyor. Ancak şuursuz bir şekilde çok fazla insanın o bölgeye yığılması ne yazık ki yardım edilmesinden daha çok o bölgede kargaşaya sebep oluyor. Bu depremde de bu sorun yaşandı. Ne yazık ki çok fazlaşuursuz insan bir anda alana yığıldığı için çalışan kişilerin de orada çalışmalarına engel olunduğu söyleniyor. Burada bir diğer sıkıntılardan bir tanesi iş sağlığı ve güvenliği kurallarının çok fazla bilinmemesi. Eğitim alıp o alanda çalışan kişiler hariç çok alakasız bir sektörden yardım etmek için gelen bu konuda pek fazla bilgisi olmayan kişiler ne yazık ki nasıl davranması gerektiğini bilmiyorlar.” Belli bir merkez üzerinden koordinasyon yapıldığını aksi takdirde kargaşaya sebep olunabileceğini de vurgulayan Kurt, “Diğer türlü herkes kendi kafasına bir şeyler yapmaya çalıştıkça daha fazla kargaşaya sebep olabiliyor. Ayrıca enkaz altında kalan birisini kurtarmaya çalışırken o kişinin üzerine enkazın yıkılmasını sebep olabiliyor. Maalesef bu tip olumsuz durumlarla bütün depremlerde karşılaşabiliyoruz” dedi. “Engelleyemeyiz fakat hazır olarak bekleyebiliriz” Son olarak yine öncesinde afet olmadan tüm etütlerin yapılması gerektiğini ve ilk yardım eğitimlerinin ilkokuldan itibaren zorunlu olması gerektiğinin altını çizen Kurt, “Afetleri engelleyemeyiz fakat her zaman hazır olarak bekleyebiliriz. Hangi ekip nerede çalışacak hangi ekibin başında hangi koordinasyon görevlisi olacak bunların hepsi daha önceden ayarlanırsa afet olduğu anda ekipler koordineli bir şekilde alana girerler, kim ne yapması gerektiğini bilir ve zaman kaybı yaşanmaz. Ayrıca afet ülkemiz için maalesef kaçınılmaz. O yüzden afet ile ilgili tüm eğitimlerin aslında ilkokuldan itibaren tüm eğitim aşamalarında zorunlu olarak vermeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.