AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar forumunda konuştu
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar forumunda yaptığı konuşmada, göçmen meselesi, enerji ve gıda krizi gibi konulara değinerek, “Uluslararası kuruluşlar fonksiyonlarını yitirmişlerdir. Çatışmaların karşılıklı rıza, mutabakat ve hakkaniyet ölçeğinde çözülebileceği yeni birtakım bakış açılarına ihtiyacımız var” dedi.
AK Parti’nin iktidara gelişinin 20’nci yılında, "21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu" İstanbul’da bir otelde saat 10.30’da başladı. Forumun açılış konuşması AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş tarafından yapıldı. Numan Kurtulmuş’un konuşması sürerken yaşanan teknik bir arıza nedeniyle kürsü mikrofonu ve arka planda bulunan görüntü panelleri bir anda kapandı. Arıza giderilmeye çalışılırken Kurtulmuş da yaklaşık 10 dakika kürsüde bekledi. Sorunun çözülmesinin ardından Kurtulmuş konuşmasını sürdürdü. Göç meselesi, enerji ve gıda krizi gibi konularda uluslararası kuruluşların görevlerini yerine getirmediğini söyleyen Kurtulmuş, yeni ve farklı bakış açılarına ihtiyaç olduğunu söyledi. Kurtulmuş, sorunların, çatışmaların ve gerilimlerin çözümünde karşılıklı rıza, mutabakat olması gerektiğini vurguladı. Dijitalleşmeyle birlikte hayatımıza giren yeni unsurlardan da bahseden Kurtulmuş, Elon Musk’ın mavi tik hamlesinin yüz milyonlarca insanın kullandığı bir şeyi kapitalizmin bir unsuru haline çevirme çalışması olduğunu söyledi.
“Köklerini İslam düşmanlığından alan Avrupa’daki sağ eğilimler siyaset zeminini zehirliyor”
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Yaşadığımız dönem savaşların, çatışmaların, eşitsizliklerin, terörün, küresel göçün ve adaletsizliklerin belki de insanlık tarihi boyunca en yoğun yaşandığı dönemlerden birisidir. Bunların neredeyse tamamı insan yapımı, insan emeği, insani felaketlerdir. Ayrıca bugün yaşadığımız sorunların neredeyse tamamı sadece bir ülkeye, bir bölgeye, bir coğrafyaya ait değil, küreseldir ve dünyanın her tarafını ilgilendirmektedir. Maalesef son zamanlarda başta Avrupa ülkeleri olmak üzere olağanüstü yüksek düzeyde artan bir ırkçılık sorunu, aşırı milliyetçilik ile karşı karşıyayız. Köklerini yabancı karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve özel olarak İslam düşmanlığından alan bu yeni tür sağ eğilimlerin başta Avrupa olmak üzere mutedil ana akım siyasetleri etkilediği ve siyaset zeminini zehirlediği aşikardır” dedi.
“Çatışma, savaş ve gerilimler karşılıklı rıza, mutabakat ve hakkaniyet ölçeğinde çözülebilir”
Giderek artan çatışma ve gerilimlerin ancak karşılıklı rıza ve hakkaniyet ölçeğinde çözüm bulabileceğine işaret eden Kurtulmuş, “Son 3 yıldır yaşadığımız ve öyle görünüyor ki etkileri bir süre daha devam edecek olan pandeminin ortaya çıkardığı ilave sorunlarla da karşı karşıyayız. Pandemi aslında uzakta olanı yaklaştırmıştır. Pandemiye karşı ne yazık ki ortak politikalar izlenmediği, buradaki sorunu çözebilecek adaletli küresel yaklaşımların sergilenemediği de hemen yakın dönem hafızalarımızda diri bir şekilde durmaktadır. Rusya Ukrayna arasında devam eden savaşın kriz ve kaos ortamını derinleştirdiği, on yıllar boyunca konuştuğumuz enerji gıda ve su krizleri gibi yeni krizleri insanlığın gündemine taşıdığı aşikardır. Bu ve benzer sorunları çözebilecek yeni bir bakış açısına, hatta yeni kurumsal yapılara ihtiyaç vardır. Çünkü bu sorunların hiçbirisi mevcut uluslararası kurum ve kuruluşlarca çözülememektedir. Uluslararası kuruluşlar fonksiyonlarını yitirmişlerdir. Mevcut çatışma gerilim ve savaşların çözümünde mutlaka karşılıklı rıza, mutabakat ve hakkaniyet ekseninde yeni yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Hiçbir gücün çatışmaları kendi başına çözebilme yeteneği kalmadığı gibi, dünya siyasetinin de çatışma ve gerilimleri ortadan kaldırılabilme kabiliyeti kalmamıştır. İnsanlığın, siyasetin geleceği için bir şey söylenecekse, çatışmaların karşılıklı rıza, mutabakat ve hakkaniyet ölçeğinde çözülebileceği yeni birtakım bakış açılarına ihtiyacımız var” diye konuştu.
“Türkiye neredeyse her iki tarafla da konuşabilen dünyadaki tek ülkedir”
Rusya ve Ukrayna arasında süren savaş ve tahıl koridoru konusunda da konuşan Kurtulmuş, “Sadece son günlerde yaşadığımız Rusya-Ukrayna arasındaki tahıl görüşmeleri müzakerelerinde geldiğimiz nokta Türkiye’nin bu tutumunun ne kadar önemli ve değerli olduğunu gösteriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın krizin çıktığı ilk andan itibaren hem Rusya hem Ukrayna ile ilişkilerini hiç kesmeden, sözleri açık, prensipli ve hakkaniyetli bir şekilde müzakere eden tavrı Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmanın bir şekilde arabuluculukla çözülmesi noktasındaki niyetleri dünya kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Bu çerçevede Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan neredeyse her iki tarafla da konuşabilen dünyadaki tek ülke ve tek siyasi liderdir. Türkiye bu tahıl koridorunun açılamasını sadece ticari bir faaliyet olarak değil, zaten açlık tehdidi ile karşı karşıya kalan başta Afrika’nın yoksul insanları olmak üzere, insanlık için hayati bir nefes borusu olduğu kanaati ile hareket etmektedir. Bütün bu sorunları çözmenin tek yolu karşılıklı rızaya ve müzakereye ve hakkaniyete dayalı birtakım görüşmelerle diploması kanallarını açık tutmaktan geçiyor. İnsanlığın selameti için daha fazla çatışmaya değil, daha fazla dayanışmaya, işbirliğine ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
“Uluslararası kuruluşlar fonksiyonlarını yitirmişlerdir. Yeni birtakım bakış açılarına ihtiyacımız var”
Numan Kurtulmuş, son dönemin en önemli sorunlarından biri olan göç meselesi hakkında ise, “Bir başka önemli mesele ise, dünyanın her tarafını ilgilendiren küresel göç ve göçmen meselesidir. Dünyanın bu soruna çözüm bulamamasının en temel nedeni göç meselesini sadece bir sonuç olarak ele almasıdır. Halbuki göç bir sonuç değil bir sürü sebeplerin ortaya çıkardığı insanı bir sonuçtur. İşgallerin, iç çatışmaların, yoksullukların, gelir dağılımı adaletsizliklerinin, çaresizliklerin odluğu bir dünyada göç kaçınılmaz olarak vardır. Bu nedenleri ortadan kaldırmadan sadece bir sonuç olarak göçün üzerine odaklanmak asla çözüm getirmeyecektir. Önce göçü ortaya çıkaran bu nedenlerin ortadan kaldırılması için uluslararası siyaset çözüm üretmeli ve adım atmalıdır. Bu çerçevede en başta görülmesi gereken husus göçle mücadele konusunda etkin bir uluslararası kuruluşa sahip olamamaktır. Ben de göç ile ilgili başbakanlık yardımcılığı dönemimde çalıştım. Uluslararası kuruluşlarla çalıştım. UNHCR’nin çok değerli katkılarının olduğunu biliyorum ama UNHCR yani uluslararası göç idaresi bir ofis gibidir. Elinde imkanı olmayan, parası olmayan, göçmelerin sorunlarını çözemeyen, sadece fikirler ve projeler söyleyebilen temenni mahiyetinde bir kuruluştur. Artık bu göç meselesinin çözülebilmesi için ya bu kuruluşun adam akıllı çözüm üreten bir Birleşmiş Milletler kuruluşu haline dönüştürülmesi ya da yeni mekanizmalar kurarak zengin ülkelerin elini taşın altına koyarak göçmen meselesini halledecek nihai bir çözümün oluşması şarttır. Göçmen meselesini ve göç meselesini giderek tetikleyen batı ülkelerindeki aşırı ırkçı akımların artmasına paralel olarak bir insani sorun olarak ortaya çıkan göçmen düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve özelikle İslam düşmanlığı üzerinde yoğunlaşılması gereken uluslararası bir sorundur. Bu çerçevede göç ve göçmen meselesi başta ekonomik ve siyasi bir sorun iken artık insani ve ahlaki bir sorun haline de gelmiştir. Bunun için göç meselesi ile ilgili insani sorunları çözebilecek insanı yaklaşımlar üzerinde odaklanmak mecburiyetimiz vardır” dedi.
Numan Kurtulmuş, Elon Musk’ın mavi tik hamlesini eleştirdi
Konuşmasının son bölümünde gelişen teknoloji ile birlikte hayatımıza giren yeni parametlerden bahseden Kurtulmuş, “Günümüz dünyasında hepimizi yakından etkileyen önemli bir yüksek teknolojilerin hızlı gelişmesi ve dijitalleşmenin hayatın hemen her alanını etkiliyor olmasıdır. Hemen her alanda dijital evren hepimizi, bütün insanlığı kuşatmış vaziyettedir. Bütün bunların gelişmesinin insanoğlunun hayatını kolaylaştırdığı aşikar ama özellikle siyaset ve gelecek ile ilgili böyle bir oturumda konuşması gereken önemli konulardan birisi de insanın dijital evrenle çevrilmiş olmasının, insanoğluna sanal alemde vermiş olduğu yalnızlaşmanın, insanın giderek nesnelleşmesinin ve hatta insanın yeni ortamlarda görünmez hale gelmesinin ve bütün bunların sonucu da bazı felsefecilerin insanın büyük kayboluşu olarak tanımladığı bir çıkmazla karşı karşıya kalmasının da üzerinde düşünülmesi gereken ayrı bir konu olduğunu ifade etmek isterim. Dijital evren vahşi kapitalizmin bir aracı haline dönüştürülmeden kullanılmak başarılmalıdır. Örnek olsun diye söylüyorum, Elon Musk’ın Twitter’i alır almaz ilk yaptığı şeylerden birisi mavi bayrak kullanımına ayda 8 küsur dolar bir para alacak olmasıdır. Bu kadar yüz milyonlarca insanın kullandığı bir şeyi, bu kadar dijital evrenin metalaştırmış olduğu bir unsuru hemen kapitalizmin bir aracı haline çevirmenin böyle şahika bir örneği olarak ortaya konuluyor” ifadelerini kullandı.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.