Bakan Soylu: “Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı videoya doğru cevap vermeye çalıştığımız için gece dörtten sonra eve gittik”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün akşam sosyal medya hesabından yayınladığı videolu paylaşımı hedef alarak, “Afet yalanları da var içerisinde. ‘Biz buna ne yapabiliriz?’ diyerek doğru bir bilgilendirme açısından nasıl bir cevap verebileceğimize çalıştık. Bu yaklaşık bizim bir-bir buçuk saatimizi aldı. Dolayısıyla da bizim gece 1.30’da bitecek işimiz gece 3’e 4’e sarktı. Biz de dörtten sonra eve gidebilme imkanına sahip olabildik” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı ile AFAD tarafından afet ve acil durumlarda kurumlar arası koordinasyon ve söylem birliğinin sağlanması, afet durumlarında artan bilgi kirliliği ve algı operasyonları mücadelenin güçlendirilmesi, medya mensuplarının afet sahalarındaki çalışmalarının kolaylaştırılması ve afet yönetim sürecinde rol alan tüm aktörlerin ortak dil, ortak strateji ve karşılıklı tecrübe paylaşımını amacıyla düzenlenen “Afet İletişim Çalıştayı”na katıldı. 2 gün sürecek çalıştayda, 8 panel ve 49 konuşmacı ile “Afet ve acil durumlarda koordinasyon ve söylem birliği nasıl sağlanmalı?”, “Kriz anlarında artan dezenformasyon ve art niyetli girişimlerle nasıl mücadele edilmeli?”, “Afet sahalarında medya faaliyetlerini kolaylaştırmak; vatandaşlarımızın haber alma ihtiyacını daha hızlı ve doğru şekilde karşılamak için neler yapılmalı?” ve “Kurumlar arası etkileşim ve karşılıklı tecrübe paylaşımını artırmak için hangi tedbirler alınmalı?” soruları etrafında proje, faaliyet ve yol haritaları üzerinde durulacak.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun çalıştayın açılışında yaptığı konuşmasında, devletin her afet sonrasında sahip olduğu imkanlarla bütün gayretini ortaya koyabildiğine dikkati çekerek, “Cumhurbaşkanımız, bizzat kendisi afet bölgelerine giderek yürütülen çalışmaları yerinde koordine etti. Böylece afetin açtığı yaralar sarılırken, vatandaşlarımız yalnız ve sahipsiz olmadıklarını hissetti” dedi.
Yalnızca afet sonrası değil, afet öncesini de kapsayan önleyici tedbirlerin güçlendirildiğini savunan Altun, “Afetlere hazır olmanın yanında, vatandaşlarımızı bilinçlendirici çalışmalar yaygınlaştırıldı. Türkiye Afet Müdahale Planı ile afet ve acil durumlara daha hazır duruma gelindi. Diğer taraftan, afet sürecinde kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmenin ve dezenformasyonla mücadele etmenin de ne kadar hayati olduğunu hep birlikte gördük” diye konuştu.
Afet iletişimi noktasında İçişleri Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı koordinasyonunda bütün kurumlarınla ilişki ve iş birliği için çaba sarf ettiklerine vurgu yapan Altun, “İzmir ve Elazığ’daki depremde, Akdeniz’deki orman yangınında, Batı Karadeniz’deki sel felaketinde, Amasra’daki maden patlamasında, kamuoyunu doğru, hızlı güvenilir ve şeffaf şekilde bilgilendirmenin yanı sıra dezenformasyonlara karşı koyma çalışmalarını gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.
“Afete ilişkin tüm bilgileri şeffaf bir şekilde kamuoyuna ulaştırıyoruz”
Afet dönemlerinde başta İçişleri Bakanlığı ve AFAD olmak üzere ilgili diğer kamu kurum ve kuruşları arasında 24 saat esasına dayalı, en üst düzeyde işleyen koordinasyon mekanizmaları olduğunu aktaran İletişim Başkanı Altun, şunları söyledi:
“Afetten etkilenen kişilerin durumlarından, bölgede gerçekleştirilen arama kurtarma faaliyetlerine, afetin kaynağı, nedeni ve risk envanterinden, bölgede görevlendirilen araç ve personel sayısına, afet alanına yönlendirilen insani yardımlardan psiko-sosyal destek birimlerine, afete ilişkin tüm bilgileri ve gelişmeleri, kurumlarımız arasında oluşturduğumuz koordinasyon mekanizması sayesinde, söylem birliği içerisinde, şeffaf bir şekilde kamuoyuna ulaştırıyoruz.”
“Her afette gerçek dışı tezviratlarla insanların acısını siyasi malzeme yapmaya çalışan vicdansızlıklara şahit olduk”
Altun, afetler ve afet yönetim sürecinin toplumu ve bireyleri yakından ilgilendirdiği için yüksek oranda haber değeri taşıyan hususlar olduğunu belirterek, “Afet yönetim süreçlerinde, aynı zamanda insanların, meydana gelen olaya dair hassasiyetlerinin suistimal edilebildiği ve bilgi kirliliğinin yaşanabildiği ortamlar da oluşabilmektedir. Afet anlarında sistematik ve örgütlü dezenformasyon, manipülasyon ve kara propaganda faaliyetleri artabilmektedir. Ne yazık ki geçmişte depremden sele, her afette gerçek dışı tezviratlarla insanların acısını siyasi malzeme yapmaya çalışan vicdansızlıklara şahit olduk” dedi.
“Kılıçdaroğlu için bakanların olmasına, Cumhurbaşkanı’nın olmasına, kimsenin olmasına gerek yok afet sahasında”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birçok alanda zihniyet devrimi gerçekleştirdiği belirterek, “Afet alanında da bir zihniyet devrimi gerçekleştirmiştir. Simav depreminden Van depremine kadar Türkiye’de bir afete nasıl müdahale edilmesi gerektiğini, hükumetin yöneticilerinin afet sahasında birebir afet yönetiminin içerisinde olması gerektiğini gösterdi. Tabii ana muhalefet partisi genel başkanı (CHP Genel Başkanı Kemal) Kılıçdaroğlu’nun zihni anlayışına aykırı. Onun için bakanların olmasına, Cumhurbaşkanı’nın olmasına, kimsenin olmasına gerek yok sahada. Burada Cumhurbaşkanımız bütün bunların yanı sıra bunu yönetecek ve koordine edecek devletin bütün kurumlarını, bütün sivil toplum kuruluşlarını hatta bütün insanlığa hizmet eden bütün kurum ve kuruluşları nasıl koordine edeceğini ve bütün kapasiteyi nasıl kullanılabileceğini ortaya koyan yeni bir süreç başlattı” dedi.
“İnsani yardım konusunda kendi kurumlarını dünyanın en güvenilir kurumları haline getirmiş bir Türkiye tablosu var”
Devletin bütün kurum ve kuruluşlarının sahada olmasının bir güven ifadesi olduğunu söyleyen Soylu, “Binlerce kilometre ötededir Bangladeş ve Arakan. Türkiye hem geçmişinden gelen bu eminlik ve güven ile hem de bugün devam eden eminlik ve güvenle bunu aynı şekilde ortaya koymaktadır. Hem içeride hem de dışarıda gerek afet yönetimi gerek insani yardım konusunda kendi kurumlarını dünyanın en güvenilir kurumları haline getirmiş bir Türkiye tablosu var” diye konuştu.
Bugün “Nerede bu devlet?” sözünün olmadığını belirten Bakan Soylu, “Bugün ‘Allah devletimizden ve milletimizden razı olsun’ sözünün hüküm sürdüğü bir Türkiye var. Bu gelecek nesillerimize bırakacağımız en önemli miraslardan biridir” ifadelerini kullandı.
“Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı videoya doğru cevap vermeye çalıştığımız için dörtten sonra eve gittik”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün akşam sosyal medya hesabından yayınladığı videolu paylaşımı hedef alan Bakan Soylu, “Afet yalanları da var içerisinde. Bu sefer çalışmalarımızı durdurduk. ‘Biz buna ne yapabiliriz?’ diyerek doğru bir bilgilendirme açısından nasıl bir cevap verebileceğimize çalıştık. Bu yaklaşık bizim bir-bir buçuk saatimizi aldı. Dolayısıyla da bizim gece 1.30’da bitecek işimiz gece 3’e 4’e sarktı. Biz de dörtten sonra eve gidebilme imkanına sahip olabildik” dedi.
“Gösteriş için afet sahasında bulunanların ortaya koyduğu yanıltıcı ve tahrik edici yaklaşımlar afetin en önemli afetidir”
Orman yangınlarında dezenformasyon oluşturulduğunu savunan Soylu, “Öyle bir dezenformasyon oluşturdular ki sahaya çıktığımızda çok zorlandığımız afet yönetimlerinden birisi oldu. Neredeyse siyasal bir kavgaya dönüştü. Karşı karşıya kaldığım olaylar hariç. Elbette bunlar bizi yıldırmaz, elbette işimizi yapmakla sorumluyuz. Vatandaşımızın kendi söylediği söz bize yumuşak bir uyarı gelir. Ama orada sadece siyaset için bulunan, sadece gösteriş için bulunanların ortaya koyduğu yanıltıcı ve tahrik edici yaklaşımlar afetin en önemli afetidir. Bunun altını çiziyorum. Afetin en önemli afeti olarak karşımızda duruyor” diye konuştu.
Çalıştay, İletişim Başkanı Altun ve Bakan Soylu’nun yaptığı açılış konuşmasının ardından “Afet Dönemlerinde Yayıncılık” başlıklı birinci panel ile devam etti.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.