Çiçeği burnunda çocuk kitabı “Hadi” okuyucularıyla buluştu
Geçtiğimiz haftalarda üç çocuk annesi Zeynep Betül Özaltın’ın yayınlanan ilk kitabı, “Hadi” okuyucularıyla buluştu. 40 yaşında bir anne olan Özaltın, çocuklarını yetiştirirken günümüzdeki hayatın hızı nedeniyle ortaya çıkan problemleri göz önüne alarak kitapta yavaşlamaya çağrıda bulunduğunu kaleme aldı.
Geçtiğimiz haftalarda üç çocuk annesi Zeynep Betül Özaltın’ın Ketebe Yayınları’ndan çıkan ilk kitabı, “Hadi” okuyucularıyla buluştu. Çiçeği burnunda kitap, okul öncesi çocuklara yönelik yazıldı. Modern dünyada kolay edinilen bilgilerle etkinliklerin artması, hayatı hep bir acele ve süreklilik halinde yaşamanın getirdiği problemlerin aktarıldığı kitap hakkında Zeynep Betül Özaltın konuştu. Tez canlı ebeveynlere ve yavaşlayarak öğrenmek isteyen çocuklara ithafen yazılan kitap çocuk dilinden bir çağrıyı barındırıyor. Bahse konu olan kitapta kıymetli anların sosyal medyada görülen etkinlikler olmadığının, kıymetin basit anlarda gizli olduğuna vurgu yapılıyor.
“Tez canlı ebeveynlere ve yavaşlayarak öğrenmek isteyen yavrulara ithafen yazıldı”
Hızlı akıp giden zamanda kıymetli anların kaybedildiğini anlatan Zeynep Betül Özaltın, “3 çocuk annesiyim. Yazmak benim için her zaman çok sevdiğim ve kendimi ifade edebildiğim bir alan oldu. Belki de kendimi rahatlatan bir alan diye ifade edebilirim. Hadi’nin kahramanı Zaz, bir şehir çocuğu. Oradan oraya koşturması ve hızlı olması gereken bir şehir çocuğu. Her şehir çocuğunun olduğu gibi. Hadi aslında kendime, benim gibi tez canlı ebeveynlere ve yavaşlayarak öğrenmek isteyen yavrulara ithafen yazıldı. Hızlı akıp giden zaman içerisinde kıymetli anları yakalamaya çalışmak ve yavaşlamaya çocuk dilinden bir çağrı diyebilirim. Hızlı akıp giden zaman içerisinde kıymetli anlara bir çağrı. Bu kıymetli anlar basit gibi görünüyor ama aslında çok harikulade anlar. Kitapta durup gökyüzüne bakmaktan bahsettim mesela. Durup gökyüzüne bakmakla ilgili çocukla uzun ve güzel bir sohbet yapabilirsiniz. Resimli çocuk kitaplarının böyle bir yönü de var bana kalırsa. Resimli çocuk kitapları genel de okul öncesi çocuklara hitap ettiği için ebeveynlerin çocuklara okuduğu kitaplar oluyor. Ebeveyn ve çocuk arasında bir iletişim kurmaya ve kitabın içindeki konularla ilgili nitelikli bir sohbet yapmaya, resimleri yorumlamaya bir kapı açıyor. Bu açıdan onları önemsiyorum. Çünkü çocuklara bazen sorduğumuz sorular hep aynı. Aynı konular üzerinde dönüyor, ilerletemiyoruz. Aslında çocuklar daha büyük anlamlara ihtiyaç duyabiliyorlar. Resimli çocuk kitapları bu anlamda çocuklara tüyo veriyor diyebilirim. Bir kapı açıyor ve o yoldan ilerliyorsunuz. Bizim kendi kitaplarımız, kendimize ait bir dilimizin, kendi edebiyatımızın ilerlemesinde çok önemli” dedi.
“Pandemiyle beraber fark ettim ki o koşturmalardan ziyade yanı başımızda olan anlar daha kıymetli”
Çocuklarla kek yapmanın ya da gökyüzüne bakmanın kıymetinden bahseden Özaltın, “Çocuk üzerine yazmaya aslında annelikle başladım. Çocuklarımla okuduğum kitaplarla beraber kendim onlara hikayeler anlatmaya başladım. Ardından hikayelerimi bütün çocuklar okusun istedim. Ben konuyu seçerken, kendi özelimde çok sıkıntı çektiğim bir konuydu hızlı olmak. Bu belki de modern dünyada birçok annenin sıkıştığı bir süreç. Ortaya Zaz, çok yoğun bir zaman da çıktı. O etkinlikten bu etkinliğe gitme halindeyken. Bilhassa sosyal medya da gördüğümüz ve yeni edindiğimiz bilgilerle bu da yeni dönem annelerinin çıkmazı. Sonra bir yetersizlik hissi daha fazla, daha fazla şey yapmaya çalışıyorsunuz, daha fazla şey öğreniyorsunuz. Pandemiyle beraber fark ettim ki o koşturmalardan ziyade yanı başımızda olan anlar daha kıymetli. Çocukla beraber çırptığımız bir kek, yolda yürürken durup gökyüzüne bakmamız sadece bakınmamız mesela. Bakınmak kelimesini çok seviyorum. Bakındığımız şey üzerine sohbet etmemiz mesela bunların çok kıymetli olduğunun farkına vardım. Bu da beni böyle bir kitap yazmaya yönlendirdi” ifadelerini kullandı.
“Çocukların kendi dilinden bir hikaye dinlediği zaman o toplumla aidiyet kurma hissi artıyor”
Çocukların kendi dilinden hikaye dinlemesinin önemine değinen Zeynep Betül Özaltın, “Özellikle son dönemde ebeveynlerin bilinçlenmesiyle kitaplara rağbet oldukça arttı. Özellikle bize ait, bizden hikayesi olan kitaplara rağbet arttı diye düşünüyorum. İnşallah bunların devamı da gelir. Çocukların kendi dilinden bir hikaye dinlediği zaman o toplumla aidiyet kurma hissi artıyor. Bununla beraber tabii ki edebiyatın evrenselliği de tartışılmaz. Ben yine aynı örnekten gidersem, gökyüzüne bakmaktan bahsetmiştim kitapta. Gökyüzüne bakmak, kendi medeniyetimizde çok met edilen, önem verilen ve tavsiye edilen bir eylem. İnsanların hızlandığı bir alanda belki gökyüzüne bakarak tekrar dengeye gelme halidir. Bunu sadece benim kitabımdan yola çıkarak değil bütün öğrendiğimiz bilgilerin sonucu budur. Ama çocuklar bunu kendi dilinden okudukları zaman hayatlarına geçirebilirler diye düşünüyorum. Çocuklar tahmin ettiğimizden çok daha fazla anlam dünyasına sahipler. Belli kitapları 3 çocuğuma da okudum. Her biri farklı kitaplara ilgi duydu. Çocuk kitapları biraz da çocuğun hangi alana ilgi duyduğunu da gösteriyor. Ebeveyne de bir yol açıyor. Hadi kitabi Ketebe Çocuk ’ta 4 Ağustos Cuma günü okurlarla buluştu. Umarım beğenilir” şeklinde konuştu.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.