Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta bulunan Türkevi'ne saldırı ile ilgili, "Türkevi'ne saldırdılar. Hani siz demokrattınız. Saldırmak size ne kazandırır. Buradan ABD yetkililerine hadi bakalım süratle teröristi bulmanız, gereğini yapmanız lazım demeyecek miyiz? Benzer durum Türkiye'de olsa buna nasıl bakacaksınız. Türkevi orada size emanettir. Bu teröristi bulmanız, gereğini yapmanız gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen "Büyük Rumeli Buluşması" programına katıldı. Programda konuşan Erdoğan, “Sizleri en kalbi duygularımla hürmetle selamlıyorum. Buradan tüm Rumeli, Balkanları, gönül coğrafyamızın dört bir köşesini yürekten selamlıyorum. Kalbi bizimle çarpan tüm kardeşlerimize sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.
Bugün burada asırlar boyunca Viyana kapılarına dayanan akıncılarımızın seslerini duyuyorum. Bugün burada Rumeli türkülerinin narin kanat çırpışlarını duyuyorum. Burada hamuru acıyla, aşkla, sevda ile, dayanışmayla yoğrulmuş ebedi ve ezeli kardeşliğimizin resmini görüyorum. Bizim sadece Rumeli'de değil, Balkanlar, Kafkaslar, Adriyatik'ten Altaylar'a gönüllerimizin bir olduğu nice kardeşlerimiz var. Her gece ellerini semaya açarak 'Allah Türkiye'ye zeval vermesin' niyazıyla gözyaşı döken nice sevdalılarımız var. Dili, dini, kültürü, rengi, derisinin rengi farklı olsa da umudunu Türkiye'ye bağlamış yüz milyonlarca dostumuz var. Karşımda serdengeçtilerin emanetleriyle birlikte sayıları yüz milyonları bulan Türkiye aşıklarının temsilcilerini görüyorum. Dosta güven aşılayan şu dik duruşunuz için sizlere teşekkür ediyorum. 14 Mayıs seçimlerindeki desteğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. 28 Mayıs'ta sandıktan çıkacak sonucun müjdesini veren şu sevginiz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kardeşlerim biz istiklal ve istikbal bayrağını Osmanlı'dan devralmış bir devletiz. Türkiye Cumhuriyeti bin yıldır bu topraklarda varlık yokluk mücadelesi veren en son devlettir” diye konuştu.
"Aliya, 'Bu Evlad-ı Fatihan olan topraklar size emanet' dedi"
Erdoğan, “Aliya son dönemindeydi. Yurt dışından geliyordum. Merhumun uçağını Saraybosna'da indirdim. 'Hastaneye gidip Aliya'yı ziyaret edeyim.' Hastaneye gittim, Aliya'yı son demlerinde ziyaret ettim. Son cümleleri çok manidardı. Dedi ki, 'Tayyip evladım bu topraklar Evlad-ı Fatihan'dır. Bu Evlad-ı Fatihan olan topraklar size emanet' dedi. Sonra Bakir kardeşimden dinledim. Dedi ki, 'O ana kadar babam konuşmuyordu. Sizinle görüştükten sonra konuşmaya başladı.' Bu bizim için duygu seliydi. Rabbime hamd ettim. Evlad-ı Fatihan olan o topraklara uzaktan bakamayız. Biz oralara bir emanet olarak bakmasını biliyoruz ve bakacağız” dedi.
"Kardeş ve soydaşlarımız Cumhuriyet topraklarına sığındı”
Milli Mücadele döneminde geri çekilmenin Büyük Taarruz'la son bulduğunu hatırlatan Erdoğan, “Tarih boyunca millet olarak vicdanımızla, merhamet ve şefkatimizle tüm dünyaya insanlık dersi verdik. Anadolu'yu yurt eyleyen kardeşlerimizle önce Çanakkale'de büyük destan yazdık. Dünyanın en güçlü ordularına Çanakkale'yi hep birlikte dar ettik. Geri çekilme süreci ancak Büyük Taarruz'la son bulmuştur. Kendisi de Rumelili olan Gazi Mustafa Kemal'in öncülüğünde İstiklal Harbi'mizi zaferle taçlandırdık. Milletimiz 29 Ekim’de yüzüncü yılını kutlayacağımız Cumhuriyeti kurarak asırlar sonra ilk kez yaralarını saracağı, kendini toparlayacağı güvenli bir sığınağa kavuşmuştur. Elbette bu döneminde de Rumeli'den Kafkaslar'a kadar imparatorluk bakiyesi yerlerden Anadolu'ya göçler artarak devam etti. Osmanlı'dan beri süren bu göçlerde binlerce insanımız hayatını kaybetti. Anavatanlardan sürülen Çerkes kardeşlerimiz, Kırım Tatarları, Ahıska Türkleri, tarihin en büyük katliamlarına maruz bırakılan Rumeli muhacirleri; hasılı Osmanlı'nın adalet sancağı altında huzurla yaşayan milyonlarca kardeşimiz, soydaşımız son çare olarak Cumhuriyet topraklarına sığındı. Milletçe el ele gönül gönüle vererek ülkemizi kalkındırmaya, ekonomimizi güçlendirmeye bu topraklarda özgür ve başı dik bir şekilde yaşamaya çalıştık. Hamdolsun acısıyla tatlısıyla, eksiği fazlasıyla nice badireleri aşarak Türkiye'yi bugünlere getirdik. Coğrafyamızın dört bir yanından hicret ederek burada yeni hayat kuran siz kardeşlerimizin emekleriyle ülkemizi bugünlere ulaştırdık” ifadelerini kullandı.
"Devletsizliğin acısını yaşadılar"
Batı Trakya, Bulgaristan ve Balkanlardan gelen vatandaşların Türkiye’nin asli evladı olduğunu belirten Erdoğan, “Batı Trakya, Bulgaristan ve Balkanlardan gelen kardeşlerimiz bu ülkenin göçmeni değil asli evladıdır. Sizlerin dedeleri, ataları başka yerlere değil ana yurtlarına babaevlerine geldiler. Birbirimize sarıldık, kucaklaştık. Türkiye gibi bir vatanımız, Türkiye gibi bir yuvamız olduğu için Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Bizim çekilmek mecburiyetinde kaldığımız yerlerde dünyanın en alçak, en iğrenç en vahşi katliamlar gerçekleştirildi. O zor günlerle Türkiye’ye gelemeyen kardeşlerimiz devletsizliğin acılarını iliklerine kadar yaşadılar. Dilleri, inançları yok edilmek istendi. Camileri yıkıldı, türbeleri yerle yeksan edildi. Tekkelerinin kapısına kilit vuruldu. Hanlar, hamamlar, çeşmeler bilerek bakımsızlığa terk edildi. Kanaat önderleri, siyasetçileri hapse atıldı. Kültürel soykırım namına ne varsa hepsini yaşadılar. 150 yıl önce binlerce esere ev sahipliği yapan şehirlerde bugün numunelik birkaç yapı dışında bir şey bulamazsınız. Aynı şekilde nüfusunun yüzde 80’i çoğunluğu Müslüman olan şehirlerde bugün ya hiç Müslüman yaşamıyor ya da bir avuç Müslüman bulunuyor. Batı dünyası bunu görmedi, görmezden geldi. Lafa gelince insan hakları adına mangalda kül bırakmayanlar Avrupa’nın göbeğinde yaşanan bu kültür katliamına dur demediler. Ağızlarını her açtıklarında bize demokrasi ve insan hakları dersi verenler Rumeli’nin acısına, Rumeli’den yükselen feryatlara sağır kesildiler. En son Bosna Savaşı'nda binlerce insanın katledildiği soykırımları bile tirübünden izlemeyi seçtiler” ifadelerini kullandı.
"Türkevi'nin camlarını kıran bu teröristi bulmanız gerekiyor"
New York'ta bulunan Türkevi'ne saldırı ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar katillere yol açarak onlara yardımcı oldular. Geride bıraktığımız asırlarda defalarca yaptılar. Söz konusu Müslüman'ın, Türk'ün hakkı ve hayatı olunca zulmü engellemek yerine hep üç maymunu oynadılar. Aslında bugünde terör örgütlerine kol kanat gerekerek camilere, mescitlere saldırılmasına göz yumarak, Türkiye sevdalısı vatandaşlarımıza eziyet ederek değişen hiçbir şey olmadığını ortaya koyuyorlar. Şimdi Avrupa'da PKK baktı ki iş kötüye gidiyor, evet seçmenlere saldırmaya başladılar. Yetmedi Amerika'da BM'nin karşısındaki Türkevi'ne saldırdılar. Türkevi'nin camlarını kırdılar. Hani siz demokrattınız? Şimdi biz de buradan Amerika'nın yetkililerine şunu demeyecek miyiz; hadi bakalım hemen süratle bu teröristi bulmanız lazım, gereğini de yapmanız lazım. Acaba benzer durum Türkiye'de olsa buna nasıl bakacaksınız? Türk Evi'nin camlarını levye ile kıran bu teröristi bulmanız gerekiyor. Ellerinde imkan olduğu güç olduğu halde krizleri bitirmek çatışmaları ve savaşları sonlandırmak için bir adım atmıyorlar. Yarın Allah korusun her hangi bir yerde milletimizin ve soydaşlarımızın başına bir şey gelse emin olun bunlar yine farklı davranmayacaktır. Ama artık hamdolsun Türkiye var. Biz varız. Gereği neyse yapmaya hazırız. Artık Türkiye yüzyılı vizyonu olan ülkemiz var” dedi.
"Ne Rumeli'yi ne Kırım'ı unuttuk"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Falih Rıfkı gibi bizde Rumeli'yi bir an olsun aklımızdan, kalbimizden çıkarmadık. Ne Rumeli'yi ne Kırım'ı unuttuk. 21 yılda sadece Türkiye'nin büyümesi için gece gündüz çalışmadık, ortak tarih içinde olduğumuz kardeşlerimizle yeniden kucaklaştık. TİKA’mız ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle ecdat yadigarı eserlerimizi, şehitliklerimizi yeniden ayağa kaldırdık. Yurtdışı Türkler Başkanlığımızla eğitim ve kültür alanında işbirliğimizi geliştirdik. THY, AA, TRT'mizle beşeri bağlarımızı perçinledik. Kızılayımız, AFAD’ımız, sivil toplum kuruluşlarımızla en zor günlerinde kardeşlerimizin imdadına koştuk. İş adamlarımızın desteğiyle ticari bağlarımızı güçlendirdik. Diplomatik misyonlarımızın sayısını arttırarak bayrağımızı her tarafta gururla dalgalandırdık. Nerede bir vatandaşımız, soydaşımız varsa biz oradayız. Bu anlayışla Rumeli'den Kafkasya’ya herkesin yanında olduk. Nasıl ülkemizde hizmet götürmedik tek karış toprak bırakmadıysak, Rumeli’de de dokunmadık yer bırakmadık” dedi.
Erdoğan, “Trakya'nın ötesindeki tüm ülkelerin hepsini tek tek ziyaret ettik. Rumeli'yi ilmek ilmek kalbimize işledik. Nice zulmün ardından dinlerine, dillerine dört eliyle sarılan kahramanları gördüm. Her sabah hayata yeni bir umutla başlayan kızanları, kadınları, babaları gördüm. Rumeli'de Bursa'yı, İstanbul'u gördük. O topraklarda tüm haşmetiyle medeniyetimizi gördüm. Biz bu adımlarla ihmaller sebebiyle gönüllerde açılan yaraları da kapattık. Ülkemizin varlığını o topraklarda yeniden hissettirdik. Bosna Hersek'te sel felaketi olunca bunu yaptık. Diğer ülkelerde afetlerde bunu yaptık. Zor günlerinde hep kardeşlerimizin yanında olduk. Barış yolu olarak adlandırdığımız Saraybosna-Belgrad otoyolu projesini tamamladığımızda Balkanlara yeni bir soluk borusu açmış olacağız. Biz bunları yaparken muhalefet neyle meşguldü. Toplantılar haricinde Rumeli ve Balkanlarla ilgili hiçbir iş yapmadılar. Muhalefetin Balkanlarla ilgili en ufak bir adımını duydunuz mu? Öyle bir dertleri de yok. Dert bizim. Şimdi seçim sandığı ufukta görülünce zorunlu adımlar dışında kapıyı çalmadılar. Gün oldu hamburger yemek için Pensilvanya'ya gittiler. Gün oldu Londra tefecilerinin kapısında nöbet tuttular” dedi.
"Bunlar teröristlerle bile kol kola girdiler"
"28 Mayıs'ta erkenden sandıklara koşacak geleceğimize hep birlikte sahip çıkacağız" diyen Erdoğan, “Bunlar teröristlerle bile kol kola girdiler. Hapisteki canilerle ilgilendikleri kadar kalbi Türkiye için atan milyonların meseleleriyle hiçbir zaman ilgilenmediler. Bir kez olsun yerli milli vicdanlı bir duruş sergilemediler. Bugün de aynısını yapıyorlar. Bölücü terör örgütünün uzantılarıyla kol kola yürümekten çekinmiyorlar. Ortada hiçbir şey yokken bir gece yayınladıkları Alevi-Sünni, Kürt- Türk videolarıyla birlik duygularımıza kast etmekten utanmıyorlar. Bunlar emri Kandil'deki teröristlerden alıyorlar. Biz emri Allah ve milletimizden alıyoruz. Farkımız bu. Korku siyasetiyle oy alabileceklerini düşünüyorlar. Milletimiz bunların ciğerini biliyor. 14 Mayıs insanımızın basiretini hafife alanların milletten yediği ilk tokattı. 28 Mayıs yarım kalan işin tamamlandığı milat olacaktır. Yaşadıkları hezimete millete ortak etmek isteyen kifayetsizlerin oyununa gelmeyeceğiz. Sandığa leke sürdürmeyeceğiz. Rehavete kapılmayacağız. 28 Mayıs'ta erkenden sandıklara koşacak geleceğimize hep birlikte sahip çıkacağız” diye konuştu.