Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla düzenlenen programa katıldı.
“Kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi konusunda epeyce bir mesafe kat ettiğimiz bir gerçektir”
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kadına yönelik şiddetle uluslararası mücadele günü olan 25 Kasımda ülkemizdeki ve dünyadaki tüm kadınların en temel hakları olan onurlarını koruma mücadelelerin yanında olduğumuzu tekrar ifade ediyorum. Kadına yönelik şiddetle mücadele 4. Ulusal Eylem Planımızı çerçevesinde 2023 yılında yapacağımız faaliyetleri de sizlerle paylaşmak istiyoruz. Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de uzunca bir süre kanayan yaramız olan, kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi konusunda epeyce bir mesafe kat ettiğimiz bir gerçektir. Tek bir kadının bile şiddete uğramasına hele de cinayete kurban gitmesine asla rıza göstermeyeceğimiz için bu mücadelenin çıtasına sürekli yükseltmek mecburiyetindeyiz. Hep söylediğim gibi kadın insanın yarısıdır. Kadını dışlayan, kadına haksızlık yapan, kadına şiddet uygulayarak onurunu zedeleyen bir toplum insan varlığını yarısından vazgeçmiş demektir. Böyle bir durum insanoğlunun kendi eliyle kendi sonunu hazırlaması anlamına gelecektir. Tarih boyunca olduğu gibi bu günde kadınlara yapılmış her bir yanlış uygulamayı doğrudan insanın eşrefi mahlukat sıfatına yönelik bir saldırı olarak görüyoruz. Buna her şeyden önce bizim inancımız cevaz vermiyor. Rabbimiz insanlar yönelik emirlerini bildirirken, muhatabını hep mümin erkekler ve mümin kadınlar diyerek ifade ediyor. Yani hiçbir hak ve sorumluluk fizyoloji farklılıkların getirdiği zorunluluklar hariç sadece kadına veya sadece erkeğe mahsus kılınmamıştır. Esasen akıl, vicdan, ahlak sahibi hiçbir erkeğinde anne, eş kardeş evlat olarak hayatının her alanında ve anında yanında olan kadına karşı farklı bir yaklaşım sergilemesi düşünülemez. İnsanlığının varlığının ve geleceğinin gerek şartı olan ailenin de, toplumsal hayatında temel direği kadındır. Bu gün dünyadaki tüm ülkeler kalkınma vizyonlarını en önemli vizyonlarını fark oluşturabilecekleri yegâna alan olan kadınlar üzerine inşa etmektedir. Bizde bunun için kendi kalkınma planlarımızın merkezine güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye ilkesini yerleştirdik. Kadınlarımızı insan onuruna uygun bir hayat sürebilmelerini için teminin ötesinde hak fırsat ve imkan adaleti esasına dayalı olarak hayatın her alanında kendileri ve ülkelerine katkı sağlayan bireyler haline getirmek istiyoruz. Üstelik bu yaklaşımı kendi kadınlarımız yanında bölgemizden dostlarımızdan başlayarak tüm dünya kadınlarını kapsayacak şekilde sergiliyoruz. Hamd olsun ülkemizde bu doğrultuda çok önemli mesafe kat ettik. Ama arzu ettiğimiz seviyede değiliz. Elde edilen kazanımları görmemize takdirini beklememize mani değildir. Türkiye'nin geçtiğimiz 20 yılda şiddet meselesi başta olmak üzere kadınlarımızın haklarının tespiti konusunda gösterdiği başarı, diğer alanlardaki zaferlerin gerisindeki en önemli amillerden birisidir. Nitekim verilerde bu tespiti doğruluyor. Ülkemizi bu konuda şiddet önleme ve izleme merkezlerimizle sosyal hizmet merkezlerimizle kadın konuk evlerimizle mağdur destek sistemimizle eğitim çalışmalarımızla dünyada örnek gösterilen bir seviye getirdik. Aile ve sosyal hizmetler bakanlığımız, içişleri bakanlığımız, adalet bakanlığımız ve diğer bütün kurumlarımız kadına yönelik şiddeti bitirmek için samimi ve netice alıcı gayretlerini sürdürüyor” dedi.
“Milletimizin tamamını kuşatan bir seferberlik ruhuyla çalışmalarımıza devam edeceğiz”
Toplumun her kesimini çalışmaların içine katıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emniyet teşkilatımızı, sağlık çalışanlarımızı, yargı mensuplarımızı, muhtarlarımızı, öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi, velilerimizi, din görevlilerimizi velhasıl toplumun her kesimini çalışmalarımızın içine katıyoruz. Bu faaliyetlerin hepsini de kadınlarımızla birlikte çocuklar başta olmak üzere aile kurumumuzu da güçlendirme anlayışıyla yürüttüğümüzün altını çizmek istiyorum. Ulusal eylem planımızla 2023 yılında mağdurların adalete erişimini kolaylaştıracak düzenlemeleri sürdüreceğiz. Kamu kurumları ve STK yanı sıra özel sektör, üniversitelerin, yerel yönetimleri mücadele süreçlere daha etkin şekilde dahil ediyoruz. Bilhassa ihtisaslaşmış kurumların kadına yönelik şiddet konusundaki çalışmalarının kalitesini yükseltmek için eğitim faaliyetlerine ağırlık veriyoruz. Cinsel şiddet ve bağımlılık gibi bu alanlardaki mücadelenin teknik alt yapısını güçlendiriyoruz. Her kesime ayrı mesajlar ulaştıracak iletişim faaliyetleriyle toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi cumhurbaşkanı olarak şahsi ve Cumhurbaşkanlığı olarak kurumsal himayemizle milletimizin tamamını kuşatan bir seferberlik ruhuyla çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.
“Dünyanın başka bir yerinde terör örgütü öğretmenleri ve çocukları böylesine alçakça katletmiş olsa, tepkilerin ardı arkası kesilmezdi. Söz konusu Türkiye olunca timsal gözyaşlarının dışında ses çıkmadı”
Kadınların diğer vasıflarının yanı sıra iyi bir öğretmen olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üstelik kadının öğretmenlik vasfının tezahürlerine kendi evlatlarının yanı sıra tüm çocuklarda görmem mümkündür. Bugün ülkemizdeki öğretmenlerini yüzde 60'ının, akademisyenlerin yarıya yakanının kadınlardan oluşması bu hakikaten ifadesidir. Terör örgütlerinin son dönemde yaptığı saldırılarda hayatını kaybeden 8 vatandaşımızdan 2'si kadın öğretmenimiz, 3'üde çocuklardır. Dünyanın başka bir yerinde terör örgütü öğretmenleri ve çocukları böylesine alçakça katletmiş olsa, günlerce haftalarca aylarca gündem olur, tepkilerin ardı arkası kesilmezdi. Söz konusu Türkiye olunca timsal gözyaşları kabilindeki kınama mesajları dışında ne siyasetçilerden ne STK ne medyada kaydan değer bir ses çıkmıyor. Dünyadaki insan hakları örgütleri nerede? Bunların hiçbirini Diyarbakır annelerinin yanında gördünüz mü? Terör örgütleri olduğu zaman ta kandile kadar çıkan bu batının STK maalesef Türkiye'de Diyarbakır annelerini ziyaret etme özelliğini deyim göstermemişlerdir. Bunları söylerken dost ve kardeşlerimizin samimi üzüntülerini hariç tutuyorum. Bu vesileyle bir kez daha son saldırılarda hayatını kaybeden arzu ve Ayşenur öğretmenlerimiz ile daha önce katledilen şehit edilen Aybüke öğretmenimizi rahmetle yad ediyorum” şeklinde konuştu.
“Parlamentoya girip, teröristlerle kol kola girip Kandil'de dolaşanlar bu milletin oylarının temsilcisi olamaz”
“Kadına şiddeti konuştuğumuz bir platformdayız. Öyleyse burada kadının canına kast eden genç kızlarımızı kandırıp dağlarda ölüme sürükleyen, tecavüzden ihlalde bulunan terör örgütünü görmezden gelemeyiz” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu örgütün parlamentomuzdaki uzantılarını görmezden gelemeyiz. Onların demokrasi adına söyleyecekleri hiçbir söz kalmamıştır. Söyleyecekleri hiçbir cümle yoktur. Biz kimin kim olduğunu biliyoruz. Bunların neyin peşinde olduğunu biliyoruz. Onun için bunların parlamento kürsüsünü fırsat görerek oradan kullandıkları ifadelerin bizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Burada kadın ve çocuk katillerinin yakasına yapışmazsak bırakın ülkeyi yönetme sorumluluğumuz en temel insani vazifemizi yerine getirmiş olamayız. Parlamentoya öyle veya böyle girip, ondan sonra teröristlerle kol kola girip Kandil'de dağlarda dolaşanlar bu milletin oylarının temsilcisi olamaz. Dolayısıyla 2023 seçimlerini bu anlamda çok çok öneli buluyorum. 2023 seçimlerinde inanıyorum ki benim milletim türküyle, Kürd'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle sandıklarda bunlara ne güzel demokratik cevabı verecektir. Bu nereden başlayacak, işte bu kadınlarımızdan başlayacak. Hanım kardeşlerim unutmayın kale içeriden fetih edilir” dedi.
“Kadın ve çocuk katili bu terör örgütüyle omuz omuza dirsek dirseğe dolaşanlara inşallah 2023 bir ders yılı olacaktır”
Kadına şiddete sıfır toleransla yaklaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anayasamızda, yasalarımızda uygulamalarda yapılan değişiklikler kadına şiddete sıfır toleransla yaklaşıyoruz. Terör örgütünün insan canına özellikle kadınlara yönelik saldıranlarına aynı tepkiyi göstermenin boynumuzun borcu olduğuna inanıyorum. Her türlü sapkınlık gibi bu terör örgütünün arkasında duranlar yaşanan vahşete, dökülen kana, işlenen insanlık suçuna ortaktır. Daha yeni İstiklal Caddesi'ndeki terör eylemini bu terör örgütleri neyle izah edecekler. En ufak bir açıklamalarını duydunuz mu, konuştular mı? Ne ana muhalefet ne yavrusu konuştu mu? Konuşmadı, çünkü konuşacak sözleri yokta onun için. Bu bakımdan ben orada şehit edilen o 3-4 yaşındaki yavrumuzun kanını yerde bırakmayalım derken, aynı zamanda sandıkta da bırakmayalım. Çok çalışacağız, koşacağız, önümüzde kar var, kar kış demeden koşacağız. İnşallah 2023 bunlar için bir son olacak. Benim buna imanım, inancım var. Biz terör örgütü kullanıyor, istismar ve tahrik ediyor diye kötü örneklere bakarak insani ve vicdani görevlerimizden elbette vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizde misafir ettiğimiz çok büyük bir çoğunluğu kadın ve çocuktan oluşan mazlumları, mağdurları korumaya devam edeceğiz. İşte particiklerden bir tanesi, dün Gaziantep oradan Karkamış'a geçmiş, orada kalkmış mülteci kardeşlerimizle birkaç laf etmeye kalkınca, ferasetiyle konuşur benim halkım. Bugün bunun yeri değil, büyükşehir başkanı buraya geldi, sizde lütfen burada siyaset yapmayın deyip kovdular ve o da gidip bir dükkana sığındı. Daha dur bu iyi günleriniz. Kadın ve çocuk katili bu terör örgütüyle omuz omuza dirsek dirseğe dolaşanlara inşallah 2023 bir ders yılı olacaktır. Bunların riyakar tutumunu muhataplarımızın yüzüne vurarak inşallah zafere hep beraber yürüyeceğiz. Sınırlarımızın ötesinde oluşturmakta olduğumuz güvenlik kuşağıyla, aynı zamanda milyonlarca masum kadın ve çocuğun hakkını müdafaa ediyoruz. İnşallah en kısa sürede bu kuşağı batıdan doğuya tüm sınırlarımız boyunca tamamlayarak hem kendi vatandaşlarımızın, hem orada yaşayan insanların geleceğine güvenle bakacağına sağlayacağımıza hiç endişeniz olmasın” ifadelerini kullandı.