Filistin için düzenlenen sessiz yürüyüşte tuale yansıyan çığlık
Çorum’da Filistin’e destek için akademisyenler ve öğrenciler tarafından “sessiz yürüyüş” gerçekleştirildi.
Filistin Dayanışma Platformu tarafından Hitit Üniversitesi Kuzey Kampüsü’nde düzenlenen yürüyüşte Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümü öğrencilerinin bölgedeki insanların dramını yansıttıkları resimler yer aldı. Yürüyüşe katılan akademisyenler ve öğrenciler Filistinlilerin çığlıklarının yansıtıldığı resimleri taşıdı.
Yürüyüşün ardından Filistin Dayanışma Grubu adına bir açıklama yapan Prof. Dr. Metin Uçar, acımasızca öldürülen Filistinli bebeklerle birlikte, işlemeyen uluslararası hukukun ve insan haklarının da yasını tuttuklarını söyledi.
Bu süreçte doğuştan gelen hak ve özgürlüklere her fırsatta değinen bazı batılı liderlerin ikiyüzlülüğüne de şahit olunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Metin Uçar, “Üniversiteler bombalanırken bilimin özgürlüğüne her zaman vurgu yapan sözde bilimcileri de görüyoruz. Anlaşıldığı üzere sözün bittiği yerdeyiz onun için sessizce yürüdük. Sessizliğimizle Filistin’in çığlığının daha çok duyulacağını düşündük. İsrail, insanlık adına ne varsa yok ediyor. Çoğu çocuk ve kadın on binlerce insanı katletti, katlediyor. Hastaneleri, okulları, üniversiteleri, oyun bahçelerini, ibadethaneleri, mülteci kamplarını yani insan olmaya dair değerli olan ne varsa bombaladı, bombalıyor” dedi.
İsrail’in insanlık adına ne varsa yok ettiğini vurgulayan Prof. Uçar, “Kuvözdeki bebeklerin elektriğini kesiyor. Yerleşim yerlerinin altyapılarını tahrip ediyor. Beyaz fosfor bombaları kullanıyor. Nükleer silahlarla tehdit ediyor. İsrail, insanlık adına ne varsa yok ediyor. Doğru haberler yapılmasın diye gazetecileri öldürüyor, yaralılara müdahale edilmesin diye ambulansları bombalıyor, sebep olduğu enkazlara ulaşılmasın diye yolları tahrip ediyor, “burası güvenli bölge buraya gidin” deyip gösterdiği istikamete giden insanların üzerine ölüm yağdırdı, yağdırıyor. İsrail, insanlık adına ne varsa yok ediyor. Yıllardır Gazze’ye sıkı bir abluka uyguluyor, Gazze’ye ilaç ve diğer insani yardımların sokulmasını engelliyor. Küçücük çocukların bedenlerini uyuşturmadan, anestezisiz ameliyat yapmak zorunda kalan doktorları da sağlıklı çalışamaz hale getiriyor” diye konuştu.
İsrail’in yalanları ortaya çıkmasın diye bölgenin internet bağlantısını kestiğini dile getiren Uçar, “Kendisine bağlı Siyonist ideolojiyi benimsemiş sosyal medya uygulamalarının sahiplerine sosyal medya hesaplarını sansürletiyor, hatta yüz binlercesini kapattırıyor. Aynı şekilde, yapay zeka araçlarını, arama motorlarını kendi propagandasına alet ediyor. Siyonist güçlerin ellerinde bulundurduğu akademi kurumlarını, bilimsel dergileri ve yayın evlerini bir silah gibi kullanıyor. Kendi yalanlarına ortak olmayan bilim insanlarına ambargo uyguluyor hatta işlerine son verdiriyor. Daha da önemlisi yansız diye düşündüğümüz birçok bilimsel çalışmayı ve kavramı kendi çıkarları çerçevesinde eğip büküyor ve bir manipülasyon aracı olarak kullanıyor. Siyonist güçler eli ile sanat dünyası, İsrail’e hizmet edecek şekilde dizayn edilmeye çalışılıyor. İsrail’e övgüler düzmeyen sanatçılara baskı uygulanıyor, iş anlaşmaları iptal ediliyor, hatta sürdürülen projelerden çıkarılıyorlar” şeklinde konuştu.
Artık insanlığın uyandığını anlatan Uçar, “İsrail daha önce yaptığı katliamları medya manipülasyonları ile insanların büyük bir kısmının gözünden kaçırmıştı. Bunu yine denedi ama bu sefer başarılı olamadı. Sosyal medyada yapılan tüm kısıtlamalara rağmen iyi insanlar bir yolunu bulup Filistin’de olup bitenleri gördüler, anladılar ve tepki koydular, tepki koyuyorlar. İsrail ve Siyonizm sadece Filistin için değil, uluslararası hukuk ve uluslararası barış için de ciddi bir tehlikedir. Örgütlü bir kötülük olarak İsrail ve Siyonizm dünyanın kaos içinde kalmasını hedefliyorlar. Ancak doğrudan Türkiye’yi de hedefliyorlar. Başta Netanyahu olmak üzere Siyonist politikacıların ağızlarından düşürmediği “Vaat edilmiş topraklar”, “Yeşaya kehanetleri”, “Büyük Yahudi Krallığı” Türkiye’nin bir kısmını ve Kıbrıs’ı da kapsıyor. Bize açıkça tehdit olan bu ideolojiyi lanetlemek, güçlenmemesi için elimizden geleni yapmak hepimizin görevidir” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Basın açıklamasına Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.