Göğsünden boynuna kadar uzanan 7 kiloluk kitleyi taşıyan Özcan’ın tümörü temizlendi
Göğsünden boynuna kadar olan bölgede 7 kiloluk tümör taşıyan 63 yaşındaki Berika Rabia Özcan, geçirdiği detaylı operasyonla hem tümörden hem de yaşam riskinden kurtuldu. Yıllar önce oluşan minicik kitleyi korktuğu için takip etmediğini belirten Özcan, “Kurban Bayramı’ndan sonra inanılmaz şekilde aniden büyüdü. Çektirdiği acı tarif edilemez. Dünyanın bütün yükünü aldım, o kitlenin içine koydum. 5-7 kilo yaptım orayı. Şimdi ise yeniden doğdum" dedi.
2021’de göğsünde sivilce boyutunda kitle tespit edilen eski radyo program sunucusu Berika Rabia Özcan, bir taraftan vertigo hastası olduğu için çeşitli ilaçlar kullanmak zorundaydı. ‘Tedavi olursam ilaç kullanamam ya da ölürüm’ endişesiyle senelerce doktora başvurmayan hastanın kitlesi son 3 ayda inanılmaz seviyede büyüdü. Meme dokusunun üzeri hizasında, göğüsün üst tarafında, omuza doğru uzanan ve çeneye kadar denk gelen 7 kiloluk tümörü taşımak zorunda kalan Özcan, acilen Medicana International İstanbul Hastanesi’ne başvurdu. Dışarıya doğru 20-25 santimlik bir uzantısı olan tümörü inceleyen hekimler hastayı acilen operasyona aldı. Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yorgancılar ve Prof. Dr. Necmettin Kutlu’nun gerçekleştirdiği operasyonla tümör başarılı şekilde temizlendi.
“Artık hayatım bitiyor, ölüyorum dedim”
Berika Rabia Özcan, “2021’de bu kitle henüz minicik sivilce kadarken tespit edilmişti. Zaman içinde yavaş yavaş büyüdü. O zamanlar hiçbir etkisi olmamıştı. Ama Kurban Bayramı’ndan sonra bir anda çok büyüdü. İnanamadım. Vücudumda kavun gibi kitle oluştu. Damarlarım çıktı. Kitleyi taşımam çok zordu. O süreç boyunca iştahsızlık, kilo kaybı, yürüyememe, kokulara karşı aşırı derecede reaksiyon gösterme, kitlenin içinde büyük acı hissi gibi zorluklar yaşadım. Ama nasıl bir acı Sanki etinizden et kopartıyorlar. Öyle bir acı Herhalde artık hayatım bitiyor, ölüyorum dedim. Ardından hastaneye geldim. Canım doktorlarımdan Allah razı olsun. Çok yardımcı oldular bana” dedi.
“Dünyanın bütün yükünü aldım, o kitlenin içine koydum”
Vertigo hastası olduğunu da söyleyen Özcan, “Kullandığım çeşitli ilaçlar var. Hastaneye gidip operasyon olursam ilaç kullanamam, ölürüm diye korktum açıkçası. Bir de dünyevi meselelere kapıldım, hastalığımı unuttum senelerce. Dünyanın bütün yükünü aldım, o kitlenin içine koydum. 5-7 kilo yaptım orayı. Sonra dedim ki sen gidiyorsun. Türk doktorlarına güven, kendini onlara bırak. Başta doktora gitmemekle hata yaptığımı biliyorum. Öyle olsaydı küçücükken alınırdı. Ama şimdi çok iyiyim. Dünyaya yeniden geldim, yeniden doğdum. Bu süreçte yanımda ailem vardı ve hayatta en önemli şeyin sağlık ve aile olduğunu öğrendim” şeklinde konuştu.
“Kitleyi temizlemeden önce detaylı inceleme yaptık”
Tedavi sürecini anlatan Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yorgancılar, “Hastamız bize geldiğinde morali çok bozuktu çünkü üstünde büyük bir kitlesel yük vardı. Bu tür hastalıklar; yaşam kalitesi ne kadar iyi olursa olsun, kötü alışkanlıklarınız olmasa da bir yerden farklı şekilde ortaya çıkabiliyor. Hastamızın kitlesi de son zamanlarda çok fazla büyümüş. Artık bir şey yapılması lazımdı. İncelemelerimizi en ince ayrıntısına kadar yaptık. Kitlenin göğüs duvarı ile damarlarla ilişkisi var mı? Başka yerlere sıçramış mı? Meme dokusuyla bir ilişkisi var mı? Tek tek baktık. Kitlenin rezeksiyonunun dışında tabii o alanın rekonstrükte edilmesi gerekiyordu. Bu anlamda da burada büyük bir ekibiz. Plastik cerrahi hocamızla tek seansta kitlenin tamamen düzgün, sınırları temiz bir şekilde çıkarılmasını sağladık. Hastamız zaten bunu ‘yeniden doğdum’ diyerek çok güzel ifade etti” açıklamasını yaptı.
“Bunlar masum kitleler değil”
“Vücudunuzda sıra dışı bir şey olduğunu gördüğünüzde ya da fark ettiğinizde hemen doktora başvurun” uyarısında bulunan Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yorgancılar, “Üstüne gidin, çünkü altından çıkacak bambaşka şeyler olabilir. Hastamızda da olduğu gibi kitlenin büyümesi durumunda birçok riske maruz kalabiliyorsunuz. Neticede bunlar masum kitleler değil. Bir anda meme dokusu, göğüs duvarı, damarlar, sinirler, aklınıza ne geliyorsa hepsine sirayet edip içinden çıkılmaz, tedavi edilemez hale gelebilirler. Dolayısıyla tedavinin ilk aşaması, her şeyi önemseyip doğru hareket etmek” şeklinde konuştu.
“Rabia Hanım’daki şansımız tümörün içe değil, dışa doğru büyümesiydi”
Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yorgancılar sözlerine şunları ekledi:
“Bu kitlelerin büyüme patolojisi ve seyirleri biraz farklı. Hepsi birbirinden farklı hareket eder. Rabia Hanım’daki şansımız kitlenin içe doğru değil, dışa doğru büyümesiydi. Ameliyat ne kadar zor olsa da hastamız şanslıydı. Başka yere sıçrama olmamıştı. Başka dokuları tutmamıştı.”
“Hastamızla son derece yakın ilişki kurduk”
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Necmettin Kutlu ise, “Biz hep estetikle gündeme geliriz ancak plastik cerrahinin tam açılımı plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahidir. Dolayısıyla böyle bir hastaya yardımcı olabilmenin onuru ve mutluluğu mesleki açıdan bize inanılmaz doyumsuz anlar ve duygular yaşatıyor. Hastamızla son derece yakın ilişki kurduk” dedi.
“Göğüs duvarının yan tarafından aldığımız damarlı bir doku ile deriyi kapattık”
Prof. Dr. Necmettin Kutlu, “Göğüs cerrahi hekimimiz çok iyi bir iş çıkardı. Çok geniş bir alana yayılan bir tümörü, geride hiçbir şey bırakmayacak şekilde sağlıklı bir cerrahiyle çıkardı. Bize de düşen tabii ki bu geniş alanı sağlıklı bir deriyle kapatmak oldu. Onu da göğüs duvarının yan tarafından aldığımız damarlı bir doku aktarımıyla gerçekleştirdik. Ve sağlıklı bir sonuca ulaştık. Hastamızı mutlu ettik. Vücudunun 4’te birini açıkta bırakan bir doku eksikliğini giderebilmek bizim için çok büyük bir mutluluk” açıklaması yaptı.
“Türkiye’de hatta dünyada bu kadar büyük bir tümörü, göğüs ön duvarında taşıyan başka bir hasta olduğunu sanmıyorum”
Prof. Dr. Necmettin Kutlu sözlerine son olarak şunları ekledi:
“İlk etapta bu kadar geniş alanı açıkta bırakan doku eksikliğini görünce hastaya göğsünü de alabileceğimizi söyledik. Sağ olsun o konuda zorluk çıkartmadı. Ama bunların hiçbirine gerek kalmadan göğsünü de memesini de koruyarak operasyonu gerçekleştirdik. Bu tür vakalar çok sık görülmez. Türkiye’de hatta dünyada bile bu kadar büyük bir tümörü, göğüs ön duvarında taşıyan bir başka hasta olduğunu zannetmiyorum.”
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.