İZKA Genel Sekreteri Yavuz, 2050 yılında İzmir’in nüfusunun 5.6 milyon seviyesine ulaşacağı öngörülüyor

20 Şubat 2025 17:59

İZKA Genel Sekreteri Yavuz, "2050 yılında İzmir’in nüfusunun 5.6 milyon seviyesine ulaşacağı öngörülüyor"

İZKA Genel Sekreteri Yavuz,  2050 yılında İzmir’in nüfusunun 5.6 milyon seviyesine ulaşacağı öngörülüyor 
?v=1
İzmir Bölge Planı Tanıtım Toplantısı’nda İzmir’in nüfusuna dair yapılan çalışma sonuçlarını aktaran İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, "İzmir’i kendi parametrelerine bıraktığımızda 2030 yılından itibaren nüfusun azalmaya başladığını görüyoruz. Hiç göç almadığımız senaryoda 2050 yılına geldiğimizde İzmir’in nüfusunun azaldığını ve 4.3 milyona düştüğünü görüyoruz. Fakat biz göç alan bir kentiz ve bu göç devam edecek. 2050 yılına geldiğimizde İzmir’in nüfusunun 5.6 milyon seviyesine ulaşacağını öngörüyoruz" dedi.
İzmir Kalkınma Ajansı tarafından, ‘Yeşil Dönüşüme ve Mavi Büyümeye Öncülük Eden, Dirençli ve Canlı Bir Liman Şehri’ vizyonu doğrultusunda ‘İzmir Bölge Planı Tanıtım Toplantısı’ gerçekleştirildi. İktisat Kongresi Binası’nda düzenlenen toplantıda, İzmir’in ‘nüfus projeksiyonları, sektörel analizleri, kurumlar arası eş güdüm süreçleri, mavi ve yeşil büyüme politikaları, toplumsal dirençlilik ve mekansal gelişim perspektifleri’ ele alındı. Program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan İzmir Valisi Süleyman Elban, "Yaklaşık 65 yıldan beri planlı kalkınma dönemindeyiz. Ulusal düzeyde kalkınma planlarını sürekli yapıyoruz. 2022/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle de bölge kalkınma planları hazırlanması beraberinde ve ilimizde kalkınma ajansımızın koordinatörlüğünde, bölge kalkınma planı çalışmaları süratli bir şekilde başladı. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarımız, yerel yönetimlerimiz, STK’larımız, odalarımız, sektör temsilcileri, bilim insanları ve bu işle ilgili olarak uzmanlığı, bilgisi, fikri olan herkesin görüşüne, uzmanlığına, bilgisine müracaat edilerek İzmir’imizin bölgesel kalkınma planı hazırlandı. 16 Aralık 2024 tarihinde Cumhurbaşkanlığımız onayıyla da yürürlüğe girmiş olduk" ifadelerine yer verdi.
Doğru kalkınmak, kıt kaynakları verimli kullanmak, daha sonra karşılaşılabilecek sorunları öngörmek, sorunları daha az kaynak ve emekle giderebilmek için plan yapmak zorunda olunduğunu belirten Vali Elban, "Bizim bölge planımız, ulusal kalkınma planımızın altında diğer bölge planlarımıza, çevre düzeni planlarımıza, uygulama imar planlarımıza aynı zamanda kaynaklık teşkil etmektedir. Bu plan sadece kalkınma değil aynı zamanda kalkınmanın altlığını oluşturan alan planlamasına da yön ve destek veren bir plan" açıklamalarına yer verdi.
İzmir Bölge Planı’nın tanıtım sunumunu yapan İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz da bölge planı hazırlık sürecinden bahsetti. Ulusal kalkınma planı kapsamında 5 temel politikalarının olduğundan bahseden Yavuz, şunları kaydetti:
"Politika eksenlerinde, ülkemizin gelişimi için birçok politika önceliğine, stratejiye, tedbire yer veriliyor. Ülke olarak, bölgeler arası entegrasyonun güçlendirilmesi ve rekabet edebildiklerimizin arttırılması gibi hedeflerimiz var. Ankara, Antalya ve İzmir potansiyel küresel il olarak konumlandırılmış durumda. Bölgesel gelişme ulusal stratejisinin hazırlanması görevi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, bölge planlarının hazırlanması görevi ise kalkınma ajanslarının verildi."

"2050 yılında İzmir’in nüfusunun azaldığı görülüyor"
İzmir’in göçle büyüyen bir kent olduğunu aktaran Yavuz, "İzmir’i kendi parametrelerine bıraktığımızda 2030 yılından itibaren nüfusun azalmaya başladığını görüyoruz. Hiç göç almadığımız senaryoda 2050 yılına geldiğimizde İzmir’in nüfusunun azaldığını ve 4.3 milyona düştüğünü görüyoruz. Fakat biz göç alan bir kentiz ve bu göç devam edecek. 2050 yılına geldiğimizde İzmir’in nüfusunun 5.6 milyon seviyesine ulaşacağını öngörüyoruz. Özellikle nüfusumuzun yaşlandığını görmekteyiz. Şu an toplam nüfus içerisinde yüzde 12 olan 65 yaş ve üstü nüfusun 2050’de İzmir’de yaşayan her 4 kişiden birinin 65 yaş ve üstü olacağını öngörüyoruz. Nüfus yüzde 37 oranında artarken, hane halkı sayısındaki artışın yüzde 73 olacağını öngörüyoruz. Bu da yaklaşık 1 milyon yeni hanenin kente eklenmesi demek" diye vurguladı.

"Yüzde 81.2 oranında kişi kendini İzmirli olarak tanımladı"
Bir diğer önemli bölgesel analiz çalışmasının ‘İzmir’de yaşam ve İzmirlilik’ araştırması olduğunu ifade eden Yavuz, "Burada 26 bin 800’ü aşan vatandaşımıza ulaştık. ‘Kendinizi İzmirli olarak tanımlar mısınız?’ sorusuna yüzde 81.2’si kendini İzmirli olarak tanımladı. Çok büyük bir oran bunun sebebinin İzmir’de yaşamaktan ötürü olduğunu söyledi. İzmir’in diğer bütün parametreleri dışında sosyo-kültürel açıdan da buraya gelen insanların birbirini İzmirlileştirme gibi bir üstünlüğü olduğunu değerlendirdik" cümlelerini aktardı.

‘İmar ve kentleşme, altyapı, ulaşım’ kelimeleri öne çıkıyor
‘İzmir denilince ilk akla gelen kelimelerin’ kelime bulutu analizini paylaşan Yavuz, ‘İzmir’in en acil çözüm üretilmesi gereken sorunu ne?’ diye sorduğumuz soruda ise ‘ulaşım, imar ve kentleşme, altyapı’ en dikkat çekici sorun başlıkları olarak karşımıza çıkıyor" ifadelerini vurguladı.

"İzmir bir liman kenti"
"Yeşil eksen altında başta tarım ve sanayi faaliyetleri olmak üzere, daha çevirici yapılmasını, yeşil dönüşümün gerçekleştirilmesini hedefleyen birçok politika öncülüğüne ve tedbire yer verdik" diyen Yavuz, sözlerine şunları ekledi:
"İzmir bir liman kenti. İzmir’in Türkiye ekonomisine en fazla katkı sağladığı sektörün liman ve limanla bağlantılı sektörler olduğu ortaya çıkıyor. Bu yüzden denizin bize sürdüğü imkanlar çerçevesinde, sürdürülebilirlik kapsamında bu fırsatların kullanılmasını önemli görüyoruz. Mavi eksen çerçevesinde özellikle liman ve limanla bağlantılı lojistik altyapının geliştirilmesini ve su ürünleri başta olmak üzere mavi büyümenin sunduğu fırsatlardan yararlanmayı bölgemiz açısından önemli görüyoruz. Dünyada yaşanan değişim ve dönüşüme karşıyız, bizim hem kurumsal hem de bireysel düzeyde bir değişime hazırlanmamız, adapte olmamız gerekiyor. Bir afet boyutu var. Bir de dijitalin getirdiği yeni meslekler var. birçok tedbir ile biz toplum ekseni altında değerlendirmeye çalıştık."

‘Alt bölge oluşturulmalı’ önerisi
İzmir’in bir kent bölge olduğundan bahseden Yavuz, "İzmir’in özellikle yapılan çalışmalarda, Aydın ve Manisa ile benzer hizmetler içerisinde olduğunu görüyoruz. İzmir’in kent olarak körfezin etrafında büyüdüğünü görüyoruz. İzmir artık kent merkezinde büyümenin sınırlarına dayanmış vaziyette. Kaynaklar açısından da durum böyle. Kent merkezini daha fazla büyütmenin beraberinde getirecek fırsat maliyetinin çok yüksek olduğunu söylememiz mümkün. Taşkınlar ve deniz yükselmesinin de değerlendirilmesi açısından önemli afet riskleri olduğunu görmekteyiz. Artık kent merkezi üzerindeki baskıyı azaltmak adına İzmir’in alt bölge merkezleri oluşturarak mekânsal büyümesini öneriyoruz. Doğu’da Aliağa merkezli bir alt bölge, Güney’de Torbalı merkezli bir alt bölge ve Doğu’da Kemalpaşa merkezli bir alt bölge merkezinin oluşmasını ve böylece kent merkezi üzerindeki baskının hafifletilmesi görüşündeyiz" diye vurguladı.
Bölge planında somut program ve proje önerilerinden bahseden Yavuz, son olarak sözlerine şunları ekledi:
"İzmir’de sanayicilerimize rehberlik etmek amacıyla kaynak verimliliği merkezi kurulabilir. Hidrojen alanı açısından İzmir önem arz ediyor. Avrupa’da kurulan bir hidrojen vadisinin İzmir’de de kurulması önemli. Denizcilik alanında bir ihtisas üniversitesi kurulabilir. Çandarlı Limanı’nı bir temiz enerji ihtisas enerji bölgesi olarak konumlandırılabilir. İzmir’in kent merkezinin yazılım, grafik tasarım gibi yenilikçi endüstriler bir merkeze kavuşması gerektiğini düşünüyoruz."
Etiketler :
Yorumlar (0)
Hava Durumu
+7
°
C
H: +
L: +
Konya
Çarşamba, 04 Aralık
7 Günlük Hava Tahmini
Pe Cu Ct Pz Pt Sa
+ + + + + +10°
-2° -1° + +