Türk halk müziğinin unutulmaz isimlerinden Rıza Konyalı, İzmir’de geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Sanat camiasını ve sevenlerini derin üzüntüye boğan bu kayıp, Türk müziğinde bir devrin sonu olarak nitelendiriliyor...
1933 yılında Konya’nın Dolapcami Mahallesi’nde dünyaya gelen Rıza Konyalı, yaklaşık 67 yıllık müzik kariyerine 450 taş plak sığdırarak Türk müziğinin efsaneleri arasında yer aldı. Müziğe cura çalarak başlayan sanatçı, genç yaşlarda düğünlerde ve kahvehanelerde türkü söylemeye başladı.
Ailesinin yeteneğini fark etmesi üzerine evdeki iki atı satarak küçük Rıza’ya saz alması, onun müzik kariyerindeki ilk büyük adımı oldu. Henüz 14 yaşındayken sahneye çıkmaya başlayan Rıza Konyalı, kısa sürede sesi ve sazıyla geniş bir hayran kitlesi kazandı.
1958 yılında Konya’daki Cumhuriyet Gazinosu’nu bırakarak İzmir’e yerleşen Konyalı, 1960 yılında İzmir Fuarı’nda Müzeyyen Senar’ın alt kadrosunda sahne aldı. Fuarda seslendirdiği “Dağdan İndim Düze Ben” adlı uzun hava, Senar’ın dikkatini çekti ve onun tavsiyesiyle İstanbul’a giderek Odeon firmasıyla plak çıkardı.
Kariyeri boyunca Müzeyyen Senar, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Mustafa Keser ve Neşe Karaböcek gibi pek çok önemli sanatçıyla aynı sahneyi paylaşan Konyalı, besteleri ve türküleriyle halk müziğine eşsiz katkılarda bulundu.
Muzaffer Sarısözen’in davetiyle Ankara Radyosu’nda “Şerif Hanım” ve “Sille Türküsü” gibi eserleri seslendiren Konyalı, 1975 yılında İzmir Radyosu’na mahalli sanatçı olarak katıldı. 2007 yılında memleketi Konya’ya dönen sanatçı, son yıllarını İzmir Büyükşehir Belediyesi Buca Sosyal Yaşam Kampüsü’nde huzurevinde geçirdi.
Sanat hayatı boyunca yurt içi ve yurt dışında verdiği konserlerde Konya türküleri okumaya özen gösteren Rıza Konyalı, yaklaşık 60 besteye imza attı.
Konyalı’nın 450 taş plaktan oluşan diskografisinde unutulmaz eserler bulunuyor. “Dağdan İndim Düze Ben,” “Şerife Hanım,” “Konyadır Benim İlim,” “Hapishanede Duman Tütmüyor” gibi türküler, Türk halk müziğinin mirası olarak hala dinlenmeye devam ediyor.
