’’Koruma gelmezse paslanmaz çelik Uzakdoğu’ya teslim olacak’’
Paslanmaz çelik üreticisi POSCO ASSAN TST, dünya standartlarındaki soğuk paslanmaz çelik üretiminin devam etmesi için, sektörün Türkiye’ye dampingli ve ikinci kalite ürün getiren Uzakdoğulu üreticilere karşı korunmasını istiyor. Ürettiği ürünün yüzde 70’ini iç pazara sunan şirketin ortaklarından Kibar Holding’in CEO’su Haluk Kayabaşı, “Paslanmaz çelikte edindiğimiz bilgi ve tecrübe sayesinde ülkemize ve dünyaya yüksek kaliteli mamuller sunuyoruz. Bunun sürebilmesi için Çin, Endonezya, Tayvan gibi ülkelere karşı paslanmaz çelikte koruma getirilmesi şart” dedi.
Asyalı üreticilerin Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye satamadığı paslanmaz çeliğin açık pazarı haline gelen Türkiye’de 2013’ten bu yana haddelenmiş soğuk paslanmaz çelik üreten POSCO ASSAN TST, 2011’de 350 milyon dolar yatırımla kurulan tesisinde dünya standartlarında üretim gerçekleştiriyor. Faaliyete geçtiği günden bu yana iki milyon tonun üzerinde yüksek kalite paslanmaz çelik üreten şirket, bu üretimiyle üç milyar dolarlık ithalatı ikame ederek Türkiye ekonomisine büyük katkıda bulundu.
POSCO ASSAN TST’nin ortaklarından Kibar Holding’in CEO’su Haluk Kayabaşı, Türkiye demir-çelik sektörünün gelişmesi için faaliyete geçtikleri dönemde ülkede üretimi bulunmayan bir ürünü üretmek amacıyla kurulan tesislerinin bugün Türkiye’nin en büyük paslanmaz çelik üreticisi konumunda olduğunu belirtti.
İzmit’teki Asım Kibar Organize Sanayi Bölgesi’nde, 169 bin metrekarelik alana kurulu olan tesiste bugün STS CR Bobin ve Skelp (300s, 400s) ürün gruplarında üretim gerçekleştirdiklerini kaydeden Kayabaşı, "Yaklaşık 500 kişinin çalıştığı tesiste, hammadde olarak kullandığımız sıcak haddelenmiş yassı çeliği birçok prosese tabi tutarak mamul haline getiriyoruz. Haddelemede yıllık 250 bin ton, tavlamada ise 300 bin ton kapasiteye sahip tesisimizde ürettiğimiz ürünün yüzde 70’lik bölümünü iç pazara sunuyoruz" dedi.
Üretim süreçlerinde ve ürünlerinde uluslararası standartlara (EN, ASTM, JIS, DIN vb.) uyduklarını ifade eden Kayabaşı, “ISO 9001, ISO 14001, EN ISO 50001, ISO 45001, ISO IEC 27001’nin de aralarında olduğu ulusal ve uluslararası 22 kalite sertifikasına sahibiz. Tüm ürünlerimiz en son teknoloji ile donatılmış laboratuvarlarda sıkı testlerden geçiriliyor” diye konuştu.
"Tıpkı bir fırıncı gibi çalışıyoruz"
Şirketin İzmit’teki tesisinde paslanmaz çelik üretim sürecinin yarısından fazlasını gerçekleştirdiğini vurgulayan Kayabaşı, "Soğuk haddelenmiş paslanmaz çelik üretimi zorlu, oldukça deneyim gerektiren, hassas ve teknik bir süreç. Malzemenin mukavemeti, şekillendirilebilirliği, yüzey kalitesi vb. özellikleri elde etmek için hadde ve tavlama parametrelerini optimize etmek önemli. Üretim parametrelerindeki (hat hızı, sıcaklık, tavlama ortamı vs.) en ufak değişiklik bile nihai ürünün kalitesini önemli ölçüde etkileyebildiği için hassas kontrol gerekiyor. Kimi çevreler tesisimizde sadece ithal ürünleri haddeleme işlemi gerçekleştirdiğimizi savunuyor. Oysaki tesisimizde sıcak haddelenmiş yassı çelik, asitleme, tavlama, soğuk haddeleme, skinpass, tension levelling, coil grinding, polishing, dilme gibi çok sayıda süreçten geçiriliyor. Yaptığımız bu işi fırıncılığa benzetiyorum. Biz unu alıp pek çok işlemden geçirerek farklı ekmekler üretiyoruz. Bazı sektör temsilcilerinin iddia ettiği gibi ekmeği hazır alıp dilimlemiyoruz” dedi.
"Âtıl çeliği dampingli fiyatla Türkiye’ye sokuyorlar"
Bugün uluslararası standartlarda gerçekleştirdikleri üretimle ortaya çıkan mamullerin başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere, gelişmiş pazarlardaki pek çok müşteri tarafından tercih edildiğinin altını çizen Kayabaşı, "Paslanmaz çelik alanında edindiğimiz bilgi ve tecrübe sayesinde ülkemize ve dünyaya yüksek kaliteli mamuller sunuyoruz. Elde ettiğimiz bu başarı, son yıllarda âtıl paslanmaz çelik üretimlerini dampingli fiyatlarla ülkemize getiren Uzakdoğulu üreticiler tarafından sekteye uğratıldı. Çin, Endonezya, Tayvan gibi ülkelere karşı paslanmaz çelikte koruma gelmezse tüm sektör bu ülkelerin insafına kalacak" diye konuştu.
Türkiye’nin paslanmaz çelikte halen yüzde 12’lik gümrük vergisi uyguladığını belirten Haluk Kayabaşı, "Bu koruma önlemi ithal edilen tüm ürünlere uygulanmıyor. Halen toplam ithalatın yaklaşık yüzde 70’i sıfır gümrük vergisiyle Türkiye’ye giriyor. Paslanmaz çelikte koruma önlemlerine karşı çıkan beyaz eşya ve paslanmaz çelikten mutfak eşyası üreticileri bile yüzde 28,2 ile yüzde 31,4 arasında gümrük vergileriyle korunuyor" dedi.
"POSCO ASSAN TST olmasa fiyatlar daha da yükselir"
Haluk Kayabaşı, "Bugün Çinli ve Endonezyalı üreticiler hammadde olarak kullanılan sıcak haddelenmiş paslanmaz çeliği bize 2 bin doların üzerinde fiyatlarla teklif edip satıyorlar, bu rakam ton başına bin 850 dolar olan nihai üründen daha fazla. Biz şirketi kurmasaydık bu üreticiler Türkiye’ye çok daha yüksek fiyatlardan satış yapacaklardı" dedi.
"Anti damping Uzakdoğu’dan ithalatı bitirmeyecek"
Son dönemde kamuoyunda anti damping önlemlerinin Uzakdoğu’dan yapılan tüm ithalata karşı uygulanacağına dair bir algı oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çeken Kayabaşı, "Bu kesinlikle yanlış. Anti-damping önlemi, sadece damping yaptığı tespit edilen üreticilere karşı uygulanır, damping yapmayan ve soruşturmaya müdahil olarak damping yapmadığını kanıtlayan üreticilere karşı uygulanmaz. Dolayısıyla sektör, bahsi geçen ülkelerdeki adil rekabet koşullarına uyan tüm üreticilerden ilave bir vergi ödemeden ithalat yapmaya devam edebilir. Devlet ihracat yapan firmalara DİR kapsamında anti damping, gümrük vergisi ve KDV ödemeden ithalat yapma imkânı sunuyor" ifadelerini kullandı.
Kayabaşı, ürettikleri ürünün ithalat ve ihracat rakamlarının yanı sıra tüketici sektörlerinin de dış ticaret rakamlarını takip ettiklerini, TÜİK verilerine bakıldığında gümrük vergisi oranındaki artışla bu sektörlerin ihracat rakamları arasında bağlantı bulunmadığını da dile getirdi.
Türkiye’de sanayi üretiminin desteklenmesi ve yerli üretimin korunmasının önemine dikkati çeken Kayabaşı, paslanmaz çelikte yerli üreticinin korunmasına yönelik önlemler alınması durumunda sektörde yeni yatırımların önünün açılacağını, üretim maliyetlerinin normalleşeceğini, bu sayede daha rekabetçi ve uygun fiyatların ortaya çıkacağını yineledi.
"Avrupa Birliği’ne ihracat için ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na uyum şart"
Avrupa Birliği’nin ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı hatırlatan Kayabaşı, "Sistem AB sınırları dahilinde ticari malların üretimi esnasında oluşan karbon maliyetine eşdeğer maliyetin, AB ülkelerine ithal edilen mallara uygulanmasını öngörüyor. Uzakdoğu’dan alınan hammaddelerden üretilecek ürünlerin AB ülkelerine ihracı bu sistem nedeniyle mümkün olmayacak. ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ demir-çelik ile başlayıp otomotiv, beyaz eşya, mutfak ve ev gereçleri vb. sektörlerini de kapsayacak şekilde genişleyecek. Bu nedenle Türk firmaların AB’ye ihracat yapabilmeleri için bu normlara uyması şart. POSCO Grubu ve POSCO ASSAN TST tesisi bu normlara uyum sağlama konusunda birçok rakibinin ilerisinde" şeklinde konuştu.
Kayabaşı, sözlerini şöyle tamamladı: ’’Çelik sektörü, Türkiye’nin lokomotif sektörlerindendir, çok önemli ihracat gerçekleştirmektedir. Bu sektörün devletimiz tarafından korunması; sektörün ayakta kalmasına ve ülkenin ihracat müthiş katkı sağlayacaktır. Grup olarak toplam ihracatımız 2.7 milyar dolar civarında. Bu tesisin ihracatı ise senelik 250-300 milyon dolar’’ dedi.
Haddelemede 250 bin, tavlamada 300 bin ton yıllık üretim kapasitesi
Yapılan açıklamaya göre, 2011 yılında yaklaşık 350 milyon dolarlık yatırımla kurulan POSCO ASSAN TST’nin İzmit’teki tesisi, haddelemede yıllık 250 bin ton, tavlamada ise 300 bin ton kapasiteye sahip. Tesis dünya standartlarında üretim yapıyor.
Üretim bandının uzunluğu yaklaşık bir kilometre. Bu bantta sıcak haddelenmiş yassı çelik asitleme, tavlama, ardından soğuk haddeleme, asitleme, tavlama, skinpass, tension levelling, coil grinding and polishing, dilme gibi birçok ayrı prosese tabi tutarak mamul haline getiriliyor.
Şirket tesisinde kullanılan teknoloji ve ekipman, soğuk paslanmaz çelik alanında Avrupa’da sadece iki tesiste daha bulunuyor. Tesisin sahip olduğu BA parlak tavlama hattı, kurulduğu dönemde Avrupa’da bu teknolojiye ve kapasiteye sahip ilk hattı olma özelliğini taşıyordu.
Şirket, sahip olduğu haddeleme ve tavlama tesisi sayesinde çeşitli kullanım alanlarına yönelik ve müşterilerin özel ihtiyaçlarına uygun üretim yapabiliyor. Ürünün kalınlık toleransı, genişlik, mekanik özellikleri, yüzey pürüzlülüğü, parlaklık gibi ürünün kalitesiyle doğrudan bağlantılı faktörleri müşterilerinden gelen talebe göre ayarlayabiliyor.
Tesiste tutarlı ve güvenilir ürün kalitesi elde etmek için üretimin her aşamasında sıkı kalite kontrolü yapılıyor. Bugün bin 500 mm genişliğinde BA yüzeyli ürünü üretebilen sayılı üreticiden birisi olan şirket, özellikle beyaz eşya ve otomotivde dünyanın önde gelen markalarının önemli tedarikçileri arasında.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.