Prof. Dr. Fetullah Arık: “Yer yarıkları uzun yıllar devam eden kuraklık, aşırı yer altı su kaynakları kullanımının bir neticesi”
Konya’da bir süredir devam eden yoğun yağışlarla beraber bazı yerleşim yerlerinde ve arazilerde sel ve su taşkınları meydana geldi. Karapınar ilçesinde sel sularının, yer yarığı içerisinde akıp kaybolması ise korkuttu. Uzmanlar, yer yarıklarının uzun yıllar devam eden kuraklık ve aşırı yer altı su kaynaklarının kullanımının bir neticesi olduğunu belirtirken, vatandaşlara bu alanlara çok yaklaşmamaları uyarısında bulundu.
Son günlerde Konya ve çevresinde etkili olan yağmur yağışı çiftçilerin yüzünü güldürmeye devam ediyor. Yoğun yağışlarla beraber bazı yerleşim yerlerinde ve arazilerde sel ve su taşkınları meydana geldi. Geçtiğimiz günlerde Karapınar ilçesi İslik Mahallesinde bir kum ocağı içinde sel sularının, yer yarığı içerisinde akarak kaybolması ise korkuttu. Vatandaşların cep telefonu ile görüntülediği o anlarda, kum ocağının çeşitli yönlerinden akan suların yer yarığında kaybolduğu görüldü.
“Bölge içerisinde çok sayıda obruk yapısı ve yer yarığı oluşmaya başladı”
Kuraklıktan, kuraklığa bağlı sıkışma ve yer altındaki yapılardan kaynaklı olarak yüzey yarıklarının meydana geldiğinin altını çizen Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya Kapalı Havzası dışardan herhangi bir akarsuyla beslenmeyen, sadece yağışlarla dengelenen bir su bilançosuna sahip. Bu yıl özellikle Mayıs, Haziran ayı içerisindeki yağışlar gerçekten normallerin çok çok üzerinde gerçekleşti. Bu süreçte de toprak, aşırı yağışlardan dolayı ani bir şekilde yüzey akışına dönmekte ve bazı yerlerde de sel, taşkın şeklinde kendisini gösteriyor. İslik Yaylası bölgesi Karapınar’ın güneyinde, Hotamış’ın doğusunda bir bölge. Burada da geçmiş yıllarda kuraklık, aşırı su kullanımı nedeniyle çeşitli çaplarda obruklar ve yüzey yarıkları meydana gelmişti. Şu anda suyun yoğun bir şekilde yer altına gittiği düdenlerin olduğu bölge hemen İslik bölgesinin doğusundaki kum ocaklarının olduğu bölge. Bu bölge de havza kenarlarında meydana gelen kuraklıktan dolayı, sıkışma ve yer altındaki yapılardan kaynaklı olarak yüzey çatlakları, yüzey yarıkları meydana gelmişti. Şuanda oradaki çıplak tepelerden meydana gelen yüzey akışı, buradaki düdenlerden yer altına karışıyor. Yani karstik sistem aslında yüzey ve yar altı bağlantılı büyük bir sistem. Yer altına giden sular da tabii ki bu karstik sistem içerisinde daha kuzeye doğru hareket ediyor" dedi.
“Uzun yıllar devam eden kuraklık, aşırı yer altı su kaynaklarının kullanımının bir neticesi”
Yoğun yağışların bazı sorunları da beraberinde getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Fetullah Arık, "Bütün bölge içerisinde son yıllarda kuraklığın da etkisiyle birlikte çok sayıda obruk yapısı ve yer yarığı oluşmaya başladı. Kuraklık tabii geçmişten günümüze devam eden bir olgu. Hemen bugünlerde kuraklık ve çölleşmeyle mücadele ile ilgili adımlar da atılıyor. Gördüğümüz gibi bu havza içerisinde yağışların azlığı ciddi bir problem ama fazla olması da bir problem. Yani dengeli olması gerekiyor. Bu bölge içerisinde metrekareye 400 ile 450 kilogram aslında yeterli bir yağış olarak görünüyor. Çünkü havza içerisinde özellikle genç sedimanlar içerisinde yoğun killi, su ile karşılaştığı zaman çözülebilecek malzeme mevcut. Burada daha önce var olan yer yarıkların içerisinde ince taneli malzemenin yüzey akışı ile yer altına hareket etmesi ve oluşan boşluktan da kalan suyun boşalması şeklinde bir durum izliyoruz İslik bölgesinde. Bu bölge içerisindeki yer yarıkları sadece İslik yöresinde sınırlı değil, Karapınar’ın birçok yerinde, geçtiğimiz yıllarda Emirgazi’de yine yaşamıştık. Hemen Konya’nın çevresindeki dağlık alanların sınırlarındaki bölge Yukarı Pınarbaşı, Aşağı Pınarbaşı, Aslım Sanayi Bölgesinde de mevcut. Tabii, havzanın kuzeyinde Yunak, Çeltik, Akşehir bu bölgelerde de yer yarıklarının oldukça yaygın olduğunu görüyoruz. Bu aslında bugün meydana gelmiş olan bir olay değil. Uzun yıllar devam eden kuraklık ve aşırı yer altı suyu kullanımının bir neticesi” şeklinde konuştu.
“Yüzey yarıkları aslında kuraklığın ve kuraklığa bağlı sıkışmanın en önemli göstergelerinden bir tanesi"
İslik yöresinde meydana gelen yarıklardan suyun yer altına hareketi olduğunu anlatan Prof. Dr. Arık, “Son yıllarda yapılan araştırmaların büyük bir çoğunluğu, aslında yer altındaki karstik sistemin gelişmesinin en önemli nedenlerinden birisinin yer altı su seviyesindeki hareketlenmeler yani yükselme ve alçalmalar olduğunu belirtiyor. Nitekim bölgemizde de bunun tezahürünü görüyoruz. Özellikle Konya Kapalı Havzası içerisinde yağışın da azlığı nedeniyle, kış mevsimlerinin bir miktar su yükselimi gerçekleşse de sulama dönemiyle birlikte yer altı su seviyesinde düşümler meydana geliyor ve böylece su seviyesindeki oynamalar, çözülebilir nitelikteki karbonatı daha çok çözüyor ve yer altındaki karstik sistem genişliyor. Böylece üstteki örtü tabakası dayanmadığı yerde de obruklar meydana geliyor. Kimi yerde de yer altındaki yapılara bağlı olarak, biraz daha yüksek alanlarda alüvyal örtüsünün inceldiği yerlerde yüzey yarıkları meydana gelebiliyor. Bu meydana gelen yüzey yarıkları aslında kuraklığın ve kuraklığa bağlı sıkışmanın en önemli göstergelerinden bir tanesi. İslik yöresinde yaşanan olay da meydana gelen yarıklardan suyun yer altına hareketi olarak özetleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
"Vatandaşlar doğrudan izlemek için oraya gitmeseler iyi olur"
Bölgede bulunan vatandaşlara uyarılarda bulunan Arık, “Vatandaşlar doğrudan izlemek için oraya gitmeseler iyi olur. Çünkü yer altında boşluğun boyutları net olarak bilinmiyor. O nedenle bu boşluklarla ilgili çalışmaların da yapılması gerekiyor. AFAD zaten şu anda bölgedeki genel obrukla ilgili çalışmalarını tamamlamış durumda. Bölge içerisinde yapılan genel çalışmada riskli bölgeler aşağı yukarı ortaya çıkartıldı. Ancak bunun içerisinde daha riskli olan alanlar var ki sözünü ettiğimiz İslik bölgesi çok riskli olan alanların içerisinde kalıyor. Hem jeolojik olarak mitolojilerinin çözülebilir nitelikte olması, yer altı sularının ciddi bir şekilde asit niteliği kazanmış olması ve oradaki örtülü faylar, kırıklar, suyun hareketini kolaylaştırdığı için bütün obruğu tetikleyebilecek olan mekanizmalar orada gerçekleşmiş vaziyette. Tabii bölge içerisindeki aşırı yer altı sularının kullanımı, su seviyesindeki oynamaları belirlediği için bütün hem doğal jeolojik etkenler hem de antropojenik etkenlerle burada hem obruk oluşumu hem de yarıkların oluşumu devam ediyor. Şu anki suyun kaçtığı noktayla ilgili düdenle ilgili söylememiz gereken durum ise, vatandaşlarımız uzaktan izleyebilirler ama çok yakınına yaklaşmasınlar çünkü su hareketi ile yer altında oradaki ince taneli malzemenin hareketlenmesi artacaktır, belki yeni göçükler meydana gelebilecektir. O nedenle mümkün olduğunca yaklaşmamalarını tavsiye ediyorum" diye konuştu.
(İY-FM-
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.