Reçete, takvime bağlı kademeli bir ekonomi yönetimi
Türkiye seçim sonrasında nasıl bir ekonomi politikası izlemeli? Ekonominin üç ismi Prof. Dr. Işın Çelebi, Prof. Dr. Emre Alkin ve Dr. Mahfi Eğilmez Altınbaş Üniversitesinin düzenlediği Çarşamba Buluşmalarında bir araya gelerek 14 Mayıs seçimi sonrasında yapılması gereken ekonomik düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulundular. Takvime bağlı, kademeli bir yönetimle ekonominin ele alınması gerektiğini dile getirdiler.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi, Eski Ekonomi Bakanı Prof. Dr. Işın Çelebi, 15 Mayıs sabahından itibaren ivedilikle bir normalleşme programının uygulamaya alınmasını önerdi. Türkiye’nin acil olarak ihracatın İthalatı karşılama oranını artırması gerektiğini belirten Çelebi, “Bu oran yüzde 60’a düştüğü için ciddi bir döviz açığı var. Hızla yüzde 80’e, 90’a çıkaracak tedbirler alınmalı. Türkiye, 5 yılda 300 milyar dolar kaynak temin edilebilmek için yılda 60 milyar dolar direkt yatırım ve portföy almalı. Açık ve şeffaf bir ekonomi ile bir nevi yabancı sermayeye sigorta yapılmalı” şeklinde konuştu.
“Takvime bağlı, kademeli bir ekonomi yönetimi”
Serbest piyasa düzenine kademeli olarak geçişi sağlanmasının önemine değinen Prof. Dr. Emre Alkin ise politika faizi ve dövizin de serbest piyasa kurallarına göre belirlenmesi gereğinin altını çizdi. Sürecin yavaş yavaş ve yedire yedire ilerlemesi gerektiğini anlatan Emre Alkin, şu aşamada ihracatçı için “enflasyon kadar döviz artsın” denilemeyeceğini savundu. Ancak ihracatçının öngörülebilir bir ortam isteklerinde haklı olduklarını ifade etti. Bunun da bir sırası olduğunun altını çizerek, “Bir kere rakamlara inançsızlık değiştirilmeli. İşsizlik rakamlarıyla ya da enflasyon ile ilgili kuşku duyarsanız, bankadaki döviz kuru ile piyasadaki kur arasında fark oluşuyorsa, insanlar bankadan nakit döviz çekip, serbest piyasada bozduruyor ve sonra tekrar bankaya yatırıyorsa burada bir tuhaflık var demektir. Vatandaşın yapacaklarınıza inanabilmesi için süreci bir takvime bağlayarak, kademeli olarak uygulamalı” değerlendirmelerini yaptı.
“Ne kadar çok şirket, o kadar çok katma değer”
“Piyasada ne kadar çok sayıda şirket olursa, bunlar ne kadar çok sermaye büyütürse, o kadar fazla katma değer ve demokrasi ortaya çıkar” diyen Emre Alkin, “İnsanların özgür iradesi ile ekonomiye katılımı daha fazla sağlanır. Kredi ile sermaye sağlanmış, çok sayıda firmayla, insanların eşitlik içinde rekabet ettiği bir yerde daha fazla katma değer oluşturulur. Önemli olan kaynak maliyetini serbest piyasa şartlarına uygun olarak insanlara verebilmek.” dedi.
“Ekonominin yüzde 50’si beklentileri yönetmek”
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi, Dr. Mahfi Eğilmez ise, “Durumun iyileşmesi için sert önlemler alalım diyenler var. Ancak şu anda faizi yüzde 50’ye çıkarırsanız her şey elinizde kalır. Faizi yüzde 8,5’den kademeli olarak artırmak gerekecek. Piyasa zaten bunu dinlemedi, kendi faizleri var. Krediye yüzde 35-40 arası, mevduata yüzde 30 faiz veriyor. Bu yüzde 8.5 faiz oranını, piyasayı yönlendirebilecek bir yere getirmek lazım. Bunu aniden yapmak yerine ilk etapta yüzde 13 yapılmalı” tavsiyelerinde bulundu.
Mahfi Eğilmez, son olarak enflasyonun yükselmeye devam ettiği sürece de faizin artırılacağı kanaatini vermenin şart olduğuna işaret ederek, “Ekonominin yüzde 50’si beklenti demek. İnsanlar kötü beklentiler içindeyse, bunu değiştiremezsen, işi düzeltemezsin. Karar alıcılar ne bekliyorsa o gerçekleşir. Şu anda müthiş beklentiler oluşturuluyor. Bunların gerçekleşmemesi halinde toplumda, ciddi bir hayal kırıklığı olur. Bu beklenti tuzağına düşülmemesi lazım” açıklamalarını yaptı.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.